Eskiden ehliyet direksiyon sınavları Ankara'da sadece Güvercinlik mevkiinde bulunan karayollarının şoför eğitim pistinde yapılırdı. Arkadaşın abisi orada eğitmenlik yapardı, o sıkılınca adaylara biz ders verirdik (ehliyetsiz olarak) yani imtihan ekibi bizi tanırdı, bize kıyak yapmazsanız size ehliyet yok derlerdi o nedenle yarı şaka yarı ciddi 3 kere sınava davet ettiler . O zamanki ehliyetler yaklaşık olarak kısa sigara paketi boyutlarında ve bol sayfalı olurdu. O sayfalarda kişisel bilgiler dışında belli aralıklarla yaptırılması zorunlu olan vize (her iki vizeden birinde sağlık raporu alıp trafik şubesine teslim etmek şarttı) yerlerine ait sayfalar ile trafik cezalarının işlendiği (basit trafik cezaları hariç) beyaz sayfalar bulunurdu. Aklımda kaldığı kadarıyla 10-15 sayfalık kara kaplı mini kitap şeklinde olurlardı. Bence sürücünün trafik kurallarına ne kadar saygılı olduğunu anlamak için o ehliyetler daha sağlıklı idi. Bir kere radar cezaları kesinlikle ehliyete işlenirdi, ayrıca ben yıllardır sağlık muayenesinden geçmedim, ehliyeti aldığımda 19 yaşında, son sağlık muayeneli vizemi yaptırdığımda 30 yaşında falandım, eeeeeeeee şimdi yarım asırı devirdim, 19 veya 30 yaşımdaki halimden eser yok. Mesela babamın nörolojik yönden trafiğe çıkamayacak derecede sağlık problemi vardı ama cebinde de koç gibi ehliyeti, kapısının önünde de arabası vardı. Ama kendisi bilinçli bir hasta olduğu için ehliyetini (hatıra olarak saklamak üzere) cebinden çıkartıp çekmeceye koymuştu, arabasını da artık sat bunu diye bana vermişti. Şimdi kimbilir kaç tane kulağı iyi duymayan, gözü iyi görmeyen ileri yaşta sürürcü vardır veya çeşitli nedenlerden dolayı sonradan psikoloji bozulansavaş abi o zamanlar defter yaprağı gibiydi değilmi ehliyetler. birde almak her babayiğidin harcı değildi diye anlatır eskiler....
genç/orta yaşda sürücü . O nedenle bence belli yıllarda sağlık raporu tekrar şart olmalıdır.