Herkese Selamlar...
Uzun yıllardır Ford otomobilleri kullanan biri olarak ilk kez Opel markasına geçiş yapmış bulunuyorum. Bu vasıtayla yıllardır Otopark.com, Focusclubtr.com gibi forumlarda aktif şekilde bulunurken Opel forumuna da bir merhaba diyeyim istedim
Aranıza Zonguldak'tan katılıyorum. Uzunca bir süre sürücü kurslarında direksiyon eğitmenliği yaptım. Şimdi de spor hocalığı ile meşgulüm. Opel Corsa'yı satın almadan evvel kullanıcı deneyimlerini araştırmak adına Opel foruma üye olmuştum ama 1-2 başlık haricinde bu araca dair detaylı bir kullanıcı deneyimine pek rastlayamadım. Diğer forumlarda olduğu gibi burada da araca dair detaylı izlenimlerimi hem sizlerle hem de daha sonra bu aracı almak isteyenler için rehber olması adına paylaşmak istedim. Yazı biraz uzun olabilir. Merak edenler bölüm bölüm okuyabilirler
2015 Ford Focus titanium 1.6 dizel manuel aracım yaklaşık 8 yıl bana eşlik etti. İyisiyle kötüsüyle 8 yıl hizmetini tamamladı. Araç hem 10 yaşına yaklaştığı, hem de 150 bin km'yi geçtiği için borca girmeden sıfır bir arabayla değiştirme ihtiyacı hissettim. Bu noktada verebileceğim paraya göre kriterlerim şu şekildeydi;
- Donanımı en azından titanium Focus'tan fazla olsun
- Motor - şanzıman uyumu, verimliliği, performansı ve olabildiğince sağlamlığı optimum seviyede olsun
- İç ve dış görünüm olarak ' çirkin ' diye betimleyebileceğimden biraz daha iyi görünsün
- İşçilik ve malzeme kalitesi vasatın altında kalmasın
- Dizelden artık sıkıldığım için kesinlikle turbo benzinli bir motora sahip olsun
Bu noktada aklımda ve yine de bir bakayım dediğim modeller; Polo, 208, Corsa, i20, Crossland ve C segmentten de giriş paket Astra, Golf
Tek tek hangisini neden seçmediğimi anlatırsam hem sizi sıkarım hem konu uzar gider diye düşünüyorum. Sadece kısa bir özetle; denk segmentlerde kimisinde benzer paraya az karşılık alıyordum. Kimisinde bütçemi biraz daha zorlasa da kafamda soru işarete bırakacak yanlara sahipti. Sadece +200 bin lira gibi bir meblağ verip neden Astra ve Golf'e çıkmadığımdan bahsetmem gerekirse hacim ihtiyacım olmaması. Bununla birlikte artan ağırlık artan yakıt tüketimi demek. Dizelden turbo benzinliye geçişte psikolojik olarak beni fazla zorlayacak bir yakıt durumu üzerdi beni. Buna istisna sadece e-tsi mild hibrid Golf'ü katabilirdim ama o araç pek bulunmadığı için bekleyerek vakit kaybetmek istemedim. Üstelik +200 bin lira da beni oldukça zorlayacaktı.
Sonuç itibariyle Temmuz başından itibaren arayışlarımın sonucunda Ağustos'un ikinci haftası gibi 2023 Opel Corsa Ultimate 1.2 puretech 130 hp Eat 8 şanzımanlı, beyaz - siyah kombinasyonlu çift renkli aracı 1 milyon 135 bin liraya satın aldım. Bu yazıyı yazdığım an itibariyle de 1 milyon 200 bin lira oldu zaten
Donanım detayları ise görseldeki gibidir. Opsiyon olarak panoramik cam tavan, çift renk dediğimiz siyah tavan ve siyah iç tavan var.
Dış Görünüm
Bu konu üzerinde fazla durmayacağım zira subjektif bir konu. Ama şahsi görüşüm aracın dış tasarımı adına en ufak bir eksik bulamıyorum. Özellikle sportif ön-arka tamponlar, çift krom egzoz, çift renk ve 17 inç siyah elmas kesim jantların geldiği Ultimate paket oldukça sportif ve güzel duruyor. Ayrıca bu donanım sis farı dahil her aydınlatma grubu beyaz led olarak seçildiği için aracı daha da modern gösteriyor. Daha alt donanımlar da güzel gözükse de böyle albenili durmuyor. Kardeşi 208'in Allure donanımı ile aralarında kalmıştım ama 208'in tasarımı bana kalırsa Corsa kadar güzel değil. Corsa ile ikisini yan yana koyup baktığımda sanki bir alt segment gibi duruyor. Corsa'nın tampon yapısı, dışarıya çıkık kalçaları bu aracı 208'e göre daha heybetli gösterdiğini düşünüyorum. Ayrıca i-cockpit'i ölçüleri daha geniş olan Peugeot modellerine yakıştırıyorum. 208'de bu yapı ' i-cockpit diye tanıttık buna da koymamız lazım. Ne yapın edin bunu halledin ' kafasıyla yapılmış gibi hissettiriyor ve yanlardan basık, boydan uzatılmış hali hiç hoşuma gitmiyor. Abilerinde çok daha güzel duruyor. Bu kısmı çok uzatmadan sizlere bırakıyorum. Dediğim gibi subjektif bir konu.
İç mekan - Malzeme kalitesi - İşçilik
Kardeşi 208 kadar albenili gözükmediği kısım burası sanırım. Fakat B segment için bana kalırsa oldukça iyi bir iç mekana sahip. Arka kapılar ve ön kapı üstlerindeki sert plastikler hariç geriye kalan yerleri bence oldukça kaliteli hissettiriyor. Ön kapıların iç deseni beyaz dikişli deri kaplı. Konsol üstü tırtıklı orta yumuşaklıkta göze güzel görünen bir malzemeye sahip. Piano black ve alüminyum metal kaplamalar ile de göğsü süslemişler. E-Toggle denen vites seçici ve orta konsolun bazı yerleri piano black veya dokunma hissiyatı pürüzsüz plastik malzemeyle kaplı. Koltuklar yarı deri, yarı kumaş ve oturması rahat. Cam tavan ve siyah iç tavan da bana kalırsa malzeme kalitesini destekliyor. Özellikle siyah iç tavan bana kalırsa her otomobilin iç mekanını daha üst seviyeye taşıyor. İşçilik olarak da her bölge oldukça sıkı hissettiriyor. Mesela havalandırma menfezleri ve etrafını saran piano, metal kaplamalar çoğu arabada zayıf bölgedir ve bastırınca çatırdama sesleri gelir ama bu araçta taş gibi oturtulmuş yerlerine. Burası oynuyor, şurası laçka diyebileceğim pek bir yer bulamadım. He unutmadan tok kapı sesi testi Bu konuda araç beni çok şaşırttı. Kapıların iç kısımlarına, dışarıdan da bakılınca kapı aralıklarından görünen siyah yumuşak fitiller koymuşlar kapıyı boydan boya saran. Bu sayede üst segment araçlardaki vakumlu kapıların kapanma hissi var. Bilen bilir vakumlu kapıyı ittiğinizde aşırı yumuşak kapanır ve sonra içeri çeker. Bu kapılar da öyle. Hafif bir itişle birlikte yumuşakça kapanıyor. Müzik sistemiyle birlikte kapılardan titreme, vuruntu gibi şeyler gelmiyor ki bu büyük artı benim için. Kapı içlerindeki saklama alanları her araçta olduğu gibi plastik ama genelde Golf ile özdeşleşmiş halı kaplamaları 2 saatlik çıldırmalı, biraz söylenmeli bir uğraşla kendim yaptım
Beğenmediğim yerlerine gelince
- Piano black kullanımı çok fazla. Ön göğüs pek sorun değil ama e toggle denen vites seçicinin etrafının çizilmesi için dokunmanıza bile gerek yok. Durduk yerde bile çiziliyor sanki
- Benim çoğu arabada dikkat ettiğim ve kalite kontrol olarak gördüğüm bir testim vardır; camları yarıya kadar indirir kapıları kapatırım. Camlar titreme, şıkırdama, ses yaparsa benim için sınıfta kalır. Bu araçta da bu durum var. 4-5 yıl öncesinin Fransızları kadar olmasa da var.
- Sağ arka koltukta otururken şoför tarafına baktığınızda direksiyon milini falan kapatan bir siyah kaplama olur çoğu araçta. Bu araçta da var ama onun hafif aralığından bazı elektrik kabloları gözüküyor. Onları daha iyi saklayabilirlerdi.
- Cam kontrol kumandaları yumuşak plastik kaplama ama uçlarında metal bir malzeme isterdim. Çünkü o şekilde yıpranma pek görülmüyor. Konunun bu bölümüne ait değil ama 4 cam da tek tuşla inip kalkıyor
Dokunmatik ekrandaki parmak izleri ekrana ait değil. Orijinal ekran pek parmak izi tutmuyor. Ben çizilmemesi için ekran koruyucu aldım. O da biraz parmak izi tutuyor. Fotoğraflarda güneş tepeden geldiği için direkt belli oluyor haliyle
Kapı içi halı kaplamalar ( Bunları kendim yaptım. Orijinalinde böyle bir özellik yok tabi ki )
Yaşam Alanı - Eşya ve Saklama Yerleri
Baştan belirtmekte fayda var ki bu aracın hacmi herkese göre değil. Benim ve ailemin boyu kısa olduğu için bize gayet yeterli geliyor. Ön tarafta aslında 1.90 kişiler bile rahatça oturur ama arka tarafa sığamazlar. Arka tarafın diz mesafesinde rahatlık ölçüsü maksimum 1.75'tir. Baş mesafesinde ise herhangi bir sorun yok. Ön koltukların minderleri oldukça rahat. Arka koltukların biraz daha sert ama onlar da rahat diyebilirim.
Eşya, saklama alanı konusunda bana kalırsa oldukça cömert. Hele bir torpido gözü var ki oraya rahat küçük bir sırt çantası sığar. Motorun derinlerine kadar gidiyor. Oturduğunuz yerden en dip kısmına ulaşamazsınız. Orta konsolda bardaklık, eşya koyma yerleri ve kol dayama içindeki küçükçe eşya gözü yeterli. Kapı cepleri arkalarda dar ama önlerde geniş.
Bagaj hacmi 309 litre. Rakiplerinde çok daha fazlasını sunanlar var. Bununla birlikte araçta yedek lastik haznesi mevcut ama Türkiye'ye gönderilen araçlardan yedek lastikleri çıkarmışlar. Sadece tamir kiti koymuşlar. O sebeple yedek lastik haznesinin boş kalmasından dolayı bu kısmı da kullandığınızda 350 litreye çıkacaktır diye düşünüyorum. Bagajdaki ıvır zıvırı oraya koyup sadece valizlere yer açmak için kullanabilirsiniz.
Motor, Şanzıman, Performans, Tüketim ve Diğer Teknik Özellikleri
Bilindiği üzere klasik PSA motoru olan 1.2 puretech 130 hp 230 nm torklu ünite kullanılmış bu araçta. 5500 devirde tam gücünü, 1750 devirde ise tam torkunu veriyor. Eat 8 tam otomatik şanzıman ile oldukça hafif olan araç 1233 kg ve bu sebeple 0-100'ü 8.7 saniye. Lastik ebatları ise 205/45-17 olarak geliyor. Sürtünme katsayısı 0,29 cd ve deposu 44 litre.
Performans olarak malum rodaj zamanı aracı zorlamadım. Rodajı bitirdim, yağını değiştirdim ve sonra parça parça bir 10-15 dakikalık performanslı sürüş yaptığımda aracın ciddi anlamda seri olduğunu gördüm. 5500 devirin üstüne çıkmaya pek gerek yok. Zaten o kısımları da pek istemiyor araç. 160-170 kmh hızlara ne ara geldiğinizi anlamıyorsunuz. Bizim trafiğimizde gezen araçların motor gücü - kasa ağırlığı dengesi ortada. O yüzden bu makine trafikte çoğu aracı üzer. Motor - şanzıman uyumunu sürüş kısmında anlatacağım.
Yakıt tüketimi ise malum en önemli kriterimdi satın alım konusunda. Rodaj zamanı ortalama tüketimde rahat + 1-1,5 litre fazla yakıyordu. Rodaj bittiğinde tüketim düştü. Aracın yakıtı tamamen size bağlı. Yolu okursanız, aracı okursanız uzun yolda ortalamada 4.3 litre bile yaktırabiliyorsunuz. Ama pek kasmam, 90 - 140 arası hızlarla aracı kullanırım derseniz de 5 - 5,5 litre arası yakıyor.
Şehir içinde ise Zonguldak gibi zor bir şehirde yaşıyorum. Ortalama hızım 23 kmh olarak gösteriyor ki otomobil testlerini izleyenler bilir, 30 kmh ortalama hızı genelde alt sınır olarak gösterirler, düşük derler ama benimki ondan da az. Bu şartlarda görebildiğim kadarıyla 8 - 8.5 litre arası yakacak gibi duruyor. Ayağınıza hakim olmazsanız, sert şehir içi hızlanmalar yaparsanız 8,5 üstüne de görebilir. Aracın az tüketmek üstüne potansiyeli oldukça fazla. Fakat ortalama hız değeri burada önemli. 30 kmh civarı bir ortalama hıza sahipseniz şehir içinde 7 - 7,8 litre ile gezebilirsiniz. Benim dizel manuel Focus 23-24 kmh ortalama hızlarda 6 - 6,5 litre aralığında yakıyordu. Corsa, ondan 1,5 - 2 litre civarı fazla yakıyor ama bu değer benim için makul diyebilirim. 10 litre falan yakar diye korkuyordum açıkçası
Sürüş Özellikleri
Motor - Şanzıman Uyumu
Öncelikle bu aracı tercih etmemdeki ana sebeplerden biri de bu ikilinin genel kullanım deneyimini olumlu etkiliyor olmasıydı. Vites geçişlerini çoğunlukla hiç hissetmiyorsunuz. Sadece aşırı dik yokuşlarda 10-12 kmh hızlara gelip 1.vitese düşeceği durumlarda geçişi hissediyorsunuz ama o da aşırı rahatsız edecek bir durumda değil. Çift kavrama araçlarda olduğu gibi 6 kmh hıza düşmeden 1.vitese almıyor. 2.viteste devam etme eğiliminde. Ama tabi kavrama bitirme gibi bir durum olmadığından bunu sorun etmiyorum. Yine kavrama olmadığı için yarım kavrama yapıyor gibi bir his de hiç yok. En sevdiğim yanı da 1 veya 2.viteste 5-20 kmh aralıklı hızlarda giderken herhangi bir silkeleme, öne geriye hareket etme durumu olmaması. Pürüzsüz halde ilerliyor. Otomatik modda genel itibariyle gaza basma şiddetinize göre 2-3 bin devir aralığında bir üst vitese geçiyor.
Şanzımanın sakin sürüşlerde kafa karışıklığı yaşadığı tek durum; şehir içinde yokuş tırmanmaya başladığınızda, yokuşun ilk kısmı tatlıysa hemen 3'e alıyor. Yokuş tam o ara dikleşmeye başladıysa motor hafif boğulup tekrar 2'ye düşürüyor. Akıllı şanzıman ama o kadar da değil. Yolu o durumda sizin okumanız lazım. Bunun dışında kafa karışıklığı yaşadığı bir duruma pek denk gelmedim.
Performanslı sürüşlerde ise kuru çift kavrama gibi bir hızı yok. Ama ıslak çift kavrama kadar hızlı bana kalırsa. Yükseltme ve düşürmeler de yeterince hızlı, kararlı. Eco sürüş modunda olabildiğince çabuk vites atıp daha düşük devirlerde ilerliyor. Spor modda ise hep yüksek devirlerde kalıyor.
Netice itibariyle bu şanzıman yavaş, pek beğenmedim, keşke daha iyisi olsaydı diyebileceğim bir durum asla yok. Aksine sağlam ve kararlı hissettirmesi, sürüşe büyük katkısı çok hoşuma gidiyor. Çift kavramaların büyük çoğunluğundan daha iyi diyebilirim. 8.vites 2 bin devirde 108 kmh gibi bir hız yapıyor.
Motor kısmına geldiğimizde pürüzsüz ve sakin bir çalışma karakteri var. 3 silindirli olduğu için gergin, agresif bir tutum sergiler diye düşünüyordum ama öyle değil. En azından rölantide olsun, sakin sürüşlerde olsun oldukça medeni. Tabi ben dizel bir araçtan geçtiğim için bana öyle geliyor olabilir. 4 silindirli bazı benzinli motorlar daha titreşimsiz olabiliyor ama aradaki farkı aratmıyor. Bazen, 5-10 saniyelik garip garip elektronik sesler çıkarmayı da ihmal etmiyor Performanslı kullanmaya başladığınızda ise 3500 devirden sonra 3 silindirin hırıltısı gelmeye başlıyor. Bunun dışında hiç sesi duyulmuyor zaten. 5000 devirin üstünü çevirmeyi çok sevmiyor. Ama zaten yeterince esnek ve istekli bir motor diyebilirim. Ayrıca oldukça sıcak çalışıyor. Kışın bir kaç yüz metre içinde sıcak hava alabileceğim gibi duruyor havalandırmadan
Genel itibariyle bu ikilinin uyumu ise oldukça güzel. Aralarındaki ilişkiye pek müdahale etme ihtiyacı hissetmiyorsunuz. İkisi gayet güzel anlaşıyor diyebilirim
Konfor
Son 3-4 yıl içinde üretilen B ve C segment otomobiller, SUV'lar ve bunlara dair izlediğim testler, kendi deneyimlerim de gösterdi ki yeni nesil araçlar ister torsiyon, ister bağımsız süspansiyonlu olsun çoğunlukla sert kurulama sahip araçlar. Yeni nesil otomobillerde darbe emişler süspansiyonun sönümlemesinden ziyade filtrelemesine odaklı çalışıyor. Corsa'da da durum tam olarak bu şekilde. Spor süspansiyon donanımına sahip otomobiller gibi bir kurulum hissettiriyor. En son st-line Focus sürerken buna benzer bir his almıştım.
Bozuk yollarda ilerlerken sönümleme hemen hemen hiç yok. Sadece filtreleyerek geçiyor. Süspansiyonlardan langır lungur sesler, metalik sesler, amortisörlerin diplenerek pat küt etmesi bunların hemen hemen hiç biri yok. Sıkı, katı, tek vücut halinde bir çalışma sergiliyor. Serte dönük bu araçta 45 yanak lastik bulunuyor. Çukurlardan geçerken genelde duyulan tek ses lastiklerin rebound dediğimiz bum bum şeklinde sekme, geri gelme sesleri oluyor. Bunun şiddeti ise girdiğiniz çukurun keskinliğiyle doğru orantılı. Girilen bozuklukların %90'ını bu şekilde gayet iyi filtreliyor.
%10'luk kısımda yapamadıklarına gelirsek; 45 yanak lastik, kısa aks mesafesi, serte dönük kurulum.. Bu üçlü, frekansı fazla aralıklı olmayan yol bozukluklarından geçerken aracın arka kısmını sallayabiliyor. Anlamanız açısından örnek vermek gerekirse; şehirler arası yollarda kavşaklara yaklaşırken ardı ardına, enine doğru çizilen beyaz boyalı yol çizgileri vardır. Kavşağa yaklaşıyorsunuz, hızınızı azaltın diye sizi uyarmak için koyulurlar. İşte bu çizgilerin bazıları çok yumuşaktır, bazıları ise çok agresif. İşte o agresif olanlardan geçerken aracın arka kısmı oldukça titreyebiliyor.
Yine bununla birlikte Ege, Akdeniz bölgesine gidenler bilecektir, tek şeritli eski usul yollarda yokuş aşağı inişli kısımlarında hava sıcaklığının asfaltı eritmesiyle, kamyonların da frenlemesinin etkisiyle yol yüzeyi ardı ardına kabararak dalga dalga olur. İşte oralardan da geçerken tıpkı enine çizilmiş yol boyalarında olduğu gibi arka taraf titremeye başlıyor. Bunların en büyük sebebinin kısa aks mesafesi olduğunu düşünüyorum.
Netice olarak bu aracın konfor düzeyi herkese hitap etmiyor. Yeni nesil çoğu aracın da aslında konfor düzeyi herkese hitap etmiyor. Yumuşak bir araba asla değil. Sönümleme gerekmez, filtreleme olsun. Pat küt metalik sesler, amortisör diplenmeleri olmasın sertlik benim için sorun değil diyenlere hitap edecek bir araç. Bu kurulum da açıkçası beni memnun ediyor. Bununla birlikte lastik havası bu araçta konfor olarak hayati önem taşıyor. 32-30 şeklinde bir hava basmak gerek. Bu eğer yüksekse farkı direkt hissettiriyor.
Yol Tutuş - Sürüş Zevki
Eski bir Ford sürücüsü, Mk3,5 Focus kullanıcısı, viraj yapmayı seven biri olarak bu kısım oldukça merakımı çekiyordu. Direksiyon tepkileri yeterince direkt ve çevirdiğiniz yöne gidiyor. Şehir içinde yumuşaklığı çok rahat. Yüksek otoban hızlarında da yeterince sertleşiyor ama ardı ardına viraj kasarken buralarda biraz yumuşak ve iletişimsiz kalıyor. Spor modda bir miktar daha sertleşiyor ama belli belirsiz. Çok daha kötü direksiyonlar kullanmıştım. Hatta Mercedes, Bmw gibi araçlarda bile kullanmıştım. O sebeple Corsa'nın direksiyonu benim için okeydir.
Viraj limitleri oldukça yüksek. Gövde hareketleri sınırlı. Zaten serte dönük bir araç olduğunu söylemiştim. Yanal hareketler, burnuna yığılma gibi şeyleri pek yapmıyor. Oyuncu bir otomobil değil. Stabil, çizgide, güvenli viraj alma eğiliminde. Sert virajların ortasında şişkinlik şeklinde duran bozuk zeminlerin üzerinden bilerek hızlı geçtiğimde torsiyondan kaynaklı arka tarafın dağılması, kendini kaybetmesi, saçma sapan ön görülmez hareketlere girmesi durumu pek olmuyor. Sadece aşırı limitlerde bunu yapıyorsanız 4 tekerlekten de bazen yüzme eğilimine giriyor ama zaten araç limitlerinin çok fazla zorlanmasını seven bir yapıda değil. Limite geliyorsun, geldin, dikkat et şeklinde seninle konuşuyor. Buraların üstüne çıkabilirsin kurtarırım ama yapmasan iyi olur diyor zaten.
Sonuç itibariyle konfor - yol tutuş dengesine baktığımda ben aracı beğendim. En azından motor gücü ve gidişinin altında ezilmiyor araç. Viraj yapmak istiyorsanız yapıyor. Çok ciddi viraj içinde bozukluk yoksa canınızı da sıkmıyor. Yüksek hızları güvenli ve kararlı. Sadece oyuncu değil. Limitlerin üstünü çok sevmiyor. Aslına bakarsanız PSA bünyesine geçmiş olsa da bildiğimiz eski usul Opel karakteri var. Hatta bana kalırsa Fransız olan bu Corsa, önceki nesil bazı Alman dediğimiz Corsa'lardan daha Alman bile hissettirebiliyor.
Eklemeden geçmeyeyim; araçta hiç sevmediğim Michelin'in Primacy serisi var. Primacy 3'te yaşadığım kötü tecrübeler aslında Primacy 4 ile ortadan kaybolmuş gibi gözüküyor. 30-32 derece gibi sıcaklarda falan viraj kasarken yüzme, bozulma eğilimi görmedim. Ama lastiğin asla sportif bir yanı yok. Ben sportif bir lastik değilim diye bas bas bağırıyor. Bu araçta Premium Contact 6, Eagler F1 Asym gibi lastikler olursa çok daha kararlı, sağlam bir sürüşü olacaktır buna adım gibi eminim. Aracın o potansiyeli var.
Yalıtım
Geçmiş B segment tecrübelerinden de yola çıkarak şunu diyebilirim ki yeni nesil B'lerin yalıtımlarını geliştirmişler. 105-110 gibi hızlarda rüzgar sesini duyuyorsunuz ama sesi içeride değil, dışarıda bir yerde duyuyorsunuz. Otoban süratlerine çıktığınızda ses içeri gelmeye başlıyor. Yol sesinde ise asfalt seçiyor. Ama bunca yıldır kullandığım güzergahlarda bu aracı kullanırken lastik sesi konusunda çok kötü yahu diyeceğim bir durum yaşamadım. Sadece otobanda, eski ve pütürlü asfaltta giderken çok ses alıyor. Yollarımızın çoğunda gürültü seviyesi normal diyebilirim. Hatta genel yalıtım olarak Uzakdoğulu C segment otomobillerine yakın gibi duruyor.
Donanım Özellikleri
Tek tek hepsinden bahsetmeyeceğim. Sadece kendi sürüşümde deneyimlediklerimin nasıl çalıştığını kısa kısa anlatmaya çalışacağım.
- Led ön farlar ve otomatik uzun - kısa far ; Bu ikili gerçekten iyi iş görüyor. Eski aracımda Philips xtreme vision halojen ampul kullanıyordum. Ama buna geçince ondan da iyi olduğunu gördüm. Uzun - kısa far asistanı ise mükemmel çalışıyor. 15 yıldır araç sürüyorum hayatımda hiç bu kadar uzun far ile yolculuk yaptığımı hatırlamıyorum Bu donanım sayesinde zaten uzun yolculuklarda aydınlatma sorunu yaşamıyorsunuz çünkü uzun - kısa far kombinasyonunu sürücülerden çok daha iyi şekilde ayarlıyor.
- Ön - arka park sensörü, 180 derece geri görüş kamerası ; ön - arka park sensörleri doğru çalışıyor ama çok hassas değiller. Özellikle ön tarafın çalışması için aşırı düşük hızda ve cisme aşırı yaklaşmış olmak gerekiyor. 180 derece geri görüş kamerasının açısı güzel. Multimedya'nın sağ kısmında kuş bakışı olarak aracı gösteriyor ve B sütununa kadar olan kısmı da algılıyor. Geriye doğru geldikçe de mesafeyi hafızaya kaydediyor ve neredeyse ön tarafa kadar gösteriyor. Ama kamera işinizi görse de kötü diyebilirim.
- Şerit koruma sistem; bu daha çok otoban süratlerinde hafifçe uykuya dalıp sağa sola doğru yoldan çıkmanızı engellemek üzere yapılmış bir sistem. Sizi şeride hassas şekilde sokuyor. Hatta su şişesiyle falan belli virajları da alıyor ama şeritte ortalayıp tutmuyor sizi. Sadece şeride sokuyor. Otoban dışında kullanmıyorum çünkü sinyalsiz şerit değiştirirken güç uyguluyor size.
- Aktif acil frenleme ve yaya tanıma ; Bunu hiç kullanmadım. Allah da nasip etmesin Bu tarz donanımları zaten pek kullanmazsınız ama bir kere lazım olur hayat kurtarır. Bazen araçlara aşırı yaklaştığımda frenleyiniz diye göstergede uyarı yazısı çıkıyor. Ya da önünde engel var şeklinde uyarı veriyor.
- Anahtarsız Giriş ve Kör Nokta uyarı ; Anahtarsız giriş gerçekten büyük kolaylıkmış. Anahtar cebinizde olsun yeter. Gerisini araç hallediyor. Yalnız telefonla dip dibe aynı cebinize koyarsanız bazen algılamıyor. Muhtemelen frekansını bozuyordur anahtarın Kör nokta uyarısı da hayat kurtarıyor. Gerçekten güzel çalışıyor. Ama bir eleştirim; dikiz aynalarında sinyal lambası yanarken aynanın ucundan sarı olarak gözüküyor. O sırada kör nokta da yuvarlak kırmızı - turuncu benzeri bir renkte uyarı veriyorsa bazen karıştırabiliyorsunuz.
- Trafik işareti tespiti ; Bu çok hassas çalışıyor. Hız tabelasını gördüğü an daha aracın yarısı tabelayı geçmeden ekrana düşüyor rakam. Her işareti okumuyor. Girilmez sokak varsa onu okuyor. Ortalama hızları okuyor. Bir de EDS olan yerlerde tabelada 70 60 60 şeklinde üç hız rakamı birden varsa onun en düşük rakamı neyse onu okuyor.
- Stop / Start ; Bu donanımı açıkçası sevmiyorum. Eskiden de sevmezdim. Sadece uzun ışıklarda beklerken açıyorum. Bir eleştirim de geriye doğru meğilli bir yerde beklerken motoru stop ettiğinde tekrar hareket etmek istediğinizde araç çalışıp şanzımanı hazır hale getirene kadar geriye kaydırıyor. Yokuş kalkış da her zaman tutmuyor. Gaza bassanız da araç hemen ilerlemiyor. O yüzden yokuş yahut geriye fazla meğil varsa oralarda kullanılması sakıncalı.
- Multimedya ve Dijital Ekran ; Multimedya ekranının kullanımı kolay. Dokunmatik hassasiyeti de iyi seviyede. Klima kontrollerini ayrı tutmuşlar. Ama sadece ön ve arka cam, bir de auto mod olarak ayrı tutulmuş. Ayağa, yüze vb detay ayarı yapmak istiyorsanız klima tuşlarının üstünden menüye basıp multimedya ekranında açılan klima ekranından bunu yapabiliyorsunuz. Alışması zaman istiyor ama uzun sürmüyor. Dijital ekran ise biraz küçük. İlk çok garipsedim ama WRC araçlarını anımsatıyor bana o yüzden sorun etmedim. Çözünürlüğü, bilgi aktarımı ışıklandırması falan çok iyi seviyede. Ama işte hem küçük hem de klasik usul devir - hız saati gibi bir seçenek yok. Oyuncaklı, janjanlı bir şey değil yani.
Focus ile kıyaslama kısmına gelirsek;
Malzeme kalitesi, işçilik konusunda bence Corsa daha iyi durumda. İşçilikte zaten daha iyi de malzeme kalitesinde genele baktığımızda Corsa daha önde. He tutup konsol üstündeki yumuşak malzemenin yumuşaklık seviyesine takılırsanız o başka. Yahut C segment olan Focus'un ön kapılarının üstündeki hafif yumuşak malzemeye takılırsanız da öyle. Ama genel malzeme seçimleri bakımında Corsa daha iyi bana kalırsa.
Konfor olarak ben Focus'un konforunu pek sevmezdim. Yumuşak bir araba ve sönümleme oldukça fazla ama filtreleme çok başarısızdı. Böyle serte dönük Corsa'nın filtreleme yeteneği çok daha iyi. Mesela Corsa'nın ön süspansiyonları çok güzel çalışıyor, Focus'un da arka süspansiyonları konfor anlamında çok güzel çalışıyor. Birbirilerini olumlu - olumsuz anlamda bu şekilde dengeliyorlar. Focus'un konforda öne geçtiği yer pek tabi ki uzun yol deneyimi. Yola oturuşu, bahsettiğim enine yol bozukluklarından, iki lastiğin aynı anda düştüğü yol bozukluklarından geçerken arkasının verdiği tepkiler çok daha iyi tabi ki. Ama dediğim gibi bunun karşılığında da ön tarafın konfor seviyesi Corsa'da daha iyi.
Performanslı sürüş kısmında ise viraj limitleri açısından benzer seviyedeler. Yani Focus ile 120'yle girdiğim bir viraja Corsa ile de aynı hızlarda girebiliyorum ama tabi Focus limitleri ve hatta limitin aşılmasını da sevdiği için o kısımlarda daha rahat davranıyor. Focus'un tepesine binerken limiti aşmaya korkmuyorsunuz. Tabi bir eksisi var ki o da yumuşak yapısından dolayı virajlarda fazla yatıyor. Viraj içinde dalgalı, aracı zıplatacak yol bozukluğu varsa yaylanması fazla ve bu direksiyon hakimiyetini zorlaştırıyor. Corsa'da mesela bu denli yaylanan bir gövde yok. Direksiyon tepkilerinde ise Focus tartışmasız daha iyi.
Özetle her iki aracın da artı ve eksi olduğu yanları var benim gözümde. Focus'un şehir içinde, özellikle ön süspansiyonun pat küt ediyor olması ve yüksek hızlarda viraj yaparken gereğinden fazla yaylanıyor olması beni hiç memnun etmezdi. Corsa'da bu iki durum artı haneye yazıyor. Bununla birlikte Focus'un artı hanesi ise bahsettiğim uzun yoldaki konfor artısı, performanslı sürüşte direksiyon tepkilerinin daha iyidır.
Dizel - turbo benzin ikilisinde ise henüz alışma evresindeyim. Corsa'yla biraz gazladım yakıt ibresi direkt düştü. Dizelde bu, denk gazlamalarda pek olmaz. Ama tabi performansı ve hissi çok çok daha iyi turbo benzinlinin. Şehir içindeki tüketimde ise yeterince memnunum. Konforu da beklentimi karşılıyor.
Arkadaşlar buraya kadar okuduysanız tebrik ederim. Uzun oldu ama üstünkörü bir tanıtım yapmayı da içime sindiremedim. Okumayı becerebilenlere teşekkürler. Eksik varsa, zamanla başka tecrübelerim olduğunda, yahut sizlerin sorusu olduğunda yine bu başlıkta cevaplarım.
Uzun yıllardır Ford otomobilleri kullanan biri olarak ilk kez Opel markasına geçiş yapmış bulunuyorum. Bu vasıtayla yıllardır Otopark.com, Focusclubtr.com gibi forumlarda aktif şekilde bulunurken Opel forumuna da bir merhaba diyeyim istedim
Aranıza Zonguldak'tan katılıyorum. Uzunca bir süre sürücü kurslarında direksiyon eğitmenliği yaptım. Şimdi de spor hocalığı ile meşgulüm. Opel Corsa'yı satın almadan evvel kullanıcı deneyimlerini araştırmak adına Opel foruma üye olmuştum ama 1-2 başlık haricinde bu araca dair detaylı bir kullanıcı deneyimine pek rastlayamadım. Diğer forumlarda olduğu gibi burada da araca dair detaylı izlenimlerimi hem sizlerle hem de daha sonra bu aracı almak isteyenler için rehber olması adına paylaşmak istedim. Yazı biraz uzun olabilir. Merak edenler bölüm bölüm okuyabilirler
2015 Ford Focus titanium 1.6 dizel manuel aracım yaklaşık 8 yıl bana eşlik etti. İyisiyle kötüsüyle 8 yıl hizmetini tamamladı. Araç hem 10 yaşına yaklaştığı, hem de 150 bin km'yi geçtiği için borca girmeden sıfır bir arabayla değiştirme ihtiyacı hissettim. Bu noktada verebileceğim paraya göre kriterlerim şu şekildeydi;
- Donanımı en azından titanium Focus'tan fazla olsun
- Motor - şanzıman uyumu, verimliliği, performansı ve olabildiğince sağlamlığı optimum seviyede olsun
- İç ve dış görünüm olarak ' çirkin ' diye betimleyebileceğimden biraz daha iyi görünsün
- İşçilik ve malzeme kalitesi vasatın altında kalmasın
- Dizelden artık sıkıldığım için kesinlikle turbo benzinli bir motora sahip olsun
Bu noktada aklımda ve yine de bir bakayım dediğim modeller; Polo, 208, Corsa, i20, Crossland ve C segmentten de giriş paket Astra, Golf
Tek tek hangisini neden seçmediğimi anlatırsam hem sizi sıkarım hem konu uzar gider diye düşünüyorum. Sadece kısa bir özetle; denk segmentlerde kimisinde benzer paraya az karşılık alıyordum. Kimisinde bütçemi biraz daha zorlasa da kafamda soru işarete bırakacak yanlara sahipti. Sadece +200 bin lira gibi bir meblağ verip neden Astra ve Golf'e çıkmadığımdan bahsetmem gerekirse hacim ihtiyacım olmaması. Bununla birlikte artan ağırlık artan yakıt tüketimi demek. Dizelden turbo benzinliye geçişte psikolojik olarak beni fazla zorlayacak bir yakıt durumu üzerdi beni. Buna istisna sadece e-tsi mild hibrid Golf'ü katabilirdim ama o araç pek bulunmadığı için bekleyerek vakit kaybetmek istemedim. Üstelik +200 bin lira da beni oldukça zorlayacaktı.
Sonuç itibariyle Temmuz başından itibaren arayışlarımın sonucunda Ağustos'un ikinci haftası gibi 2023 Opel Corsa Ultimate 1.2 puretech 130 hp Eat 8 şanzımanlı, beyaz - siyah kombinasyonlu çift renkli aracı 1 milyon 135 bin liraya satın aldım. Bu yazıyı yazdığım an itibariyle de 1 milyon 200 bin lira oldu zaten
Donanım detayları ise görseldeki gibidir. Opsiyon olarak panoramik cam tavan, çift renk dediğimiz siyah tavan ve siyah iç tavan var.
Dış Görünüm
Bu konu üzerinde fazla durmayacağım zira subjektif bir konu. Ama şahsi görüşüm aracın dış tasarımı adına en ufak bir eksik bulamıyorum. Özellikle sportif ön-arka tamponlar, çift krom egzoz, çift renk ve 17 inç siyah elmas kesim jantların geldiği Ultimate paket oldukça sportif ve güzel duruyor. Ayrıca bu donanım sis farı dahil her aydınlatma grubu beyaz led olarak seçildiği için aracı daha da modern gösteriyor. Daha alt donanımlar da güzel gözükse de böyle albenili durmuyor. Kardeşi 208'in Allure donanımı ile aralarında kalmıştım ama 208'in tasarımı bana kalırsa Corsa kadar güzel değil. Corsa ile ikisini yan yana koyup baktığımda sanki bir alt segment gibi duruyor. Corsa'nın tampon yapısı, dışarıya çıkık kalçaları bu aracı 208'e göre daha heybetli gösterdiğini düşünüyorum. Ayrıca i-cockpit'i ölçüleri daha geniş olan Peugeot modellerine yakıştırıyorum. 208'de bu yapı ' i-cockpit diye tanıttık buna da koymamız lazım. Ne yapın edin bunu halledin ' kafasıyla yapılmış gibi hissettiriyor ve yanlardan basık, boydan uzatılmış hali hiç hoşuma gitmiyor. Abilerinde çok daha güzel duruyor. Bu kısmı çok uzatmadan sizlere bırakıyorum. Dediğim gibi subjektif bir konu.
İç mekan - Malzeme kalitesi - İşçilik
Kardeşi 208 kadar albenili gözükmediği kısım burası sanırım. Fakat B segment için bana kalırsa oldukça iyi bir iç mekana sahip. Arka kapılar ve ön kapı üstlerindeki sert plastikler hariç geriye kalan yerleri bence oldukça kaliteli hissettiriyor. Ön kapıların iç deseni beyaz dikişli deri kaplı. Konsol üstü tırtıklı orta yumuşaklıkta göze güzel görünen bir malzemeye sahip. Piano black ve alüminyum metal kaplamalar ile de göğsü süslemişler. E-Toggle denen vites seçici ve orta konsolun bazı yerleri piano black veya dokunma hissiyatı pürüzsüz plastik malzemeyle kaplı. Koltuklar yarı deri, yarı kumaş ve oturması rahat. Cam tavan ve siyah iç tavan da bana kalırsa malzeme kalitesini destekliyor. Özellikle siyah iç tavan bana kalırsa her otomobilin iç mekanını daha üst seviyeye taşıyor. İşçilik olarak da her bölge oldukça sıkı hissettiriyor. Mesela havalandırma menfezleri ve etrafını saran piano, metal kaplamalar çoğu arabada zayıf bölgedir ve bastırınca çatırdama sesleri gelir ama bu araçta taş gibi oturtulmuş yerlerine. Burası oynuyor, şurası laçka diyebileceğim pek bir yer bulamadım. He unutmadan tok kapı sesi testi Bu konuda araç beni çok şaşırttı. Kapıların iç kısımlarına, dışarıdan da bakılınca kapı aralıklarından görünen siyah yumuşak fitiller koymuşlar kapıyı boydan boya saran. Bu sayede üst segment araçlardaki vakumlu kapıların kapanma hissi var. Bilen bilir vakumlu kapıyı ittiğinizde aşırı yumuşak kapanır ve sonra içeri çeker. Bu kapılar da öyle. Hafif bir itişle birlikte yumuşakça kapanıyor. Müzik sistemiyle birlikte kapılardan titreme, vuruntu gibi şeyler gelmiyor ki bu büyük artı benim için. Kapı içlerindeki saklama alanları her araçta olduğu gibi plastik ama genelde Golf ile özdeşleşmiş halı kaplamaları 2 saatlik çıldırmalı, biraz söylenmeli bir uğraşla kendim yaptım
Beğenmediğim yerlerine gelince
- Piano black kullanımı çok fazla. Ön göğüs pek sorun değil ama e toggle denen vites seçicinin etrafının çizilmesi için dokunmanıza bile gerek yok. Durduk yerde bile çiziliyor sanki
- Benim çoğu arabada dikkat ettiğim ve kalite kontrol olarak gördüğüm bir testim vardır; camları yarıya kadar indirir kapıları kapatırım. Camlar titreme, şıkırdama, ses yaparsa benim için sınıfta kalır. Bu araçta da bu durum var. 4-5 yıl öncesinin Fransızları kadar olmasa da var.
- Sağ arka koltukta otururken şoför tarafına baktığınızda direksiyon milini falan kapatan bir siyah kaplama olur çoğu araçta. Bu araçta da var ama onun hafif aralığından bazı elektrik kabloları gözüküyor. Onları daha iyi saklayabilirlerdi.
- Cam kontrol kumandaları yumuşak plastik kaplama ama uçlarında metal bir malzeme isterdim. Çünkü o şekilde yıpranma pek görülmüyor. Konunun bu bölümüne ait değil ama 4 cam da tek tuşla inip kalkıyor
Dokunmatik ekrandaki parmak izleri ekrana ait değil. Orijinal ekran pek parmak izi tutmuyor. Ben çizilmemesi için ekran koruyucu aldım. O da biraz parmak izi tutuyor. Fotoğraflarda güneş tepeden geldiği için direkt belli oluyor haliyle
Kapı içi halı kaplamalar ( Bunları kendim yaptım. Orijinalinde böyle bir özellik yok tabi ki )
Yaşam Alanı - Eşya ve Saklama Yerleri
Baştan belirtmekte fayda var ki bu aracın hacmi herkese göre değil. Benim ve ailemin boyu kısa olduğu için bize gayet yeterli geliyor. Ön tarafta aslında 1.90 kişiler bile rahatça oturur ama arka tarafa sığamazlar. Arka tarafın diz mesafesinde rahatlık ölçüsü maksimum 1.75'tir. Baş mesafesinde ise herhangi bir sorun yok. Ön koltukların minderleri oldukça rahat. Arka koltukların biraz daha sert ama onlar da rahat diyebilirim.
Eşya, saklama alanı konusunda bana kalırsa oldukça cömert. Hele bir torpido gözü var ki oraya rahat küçük bir sırt çantası sığar. Motorun derinlerine kadar gidiyor. Oturduğunuz yerden en dip kısmına ulaşamazsınız. Orta konsolda bardaklık, eşya koyma yerleri ve kol dayama içindeki küçükçe eşya gözü yeterli. Kapı cepleri arkalarda dar ama önlerde geniş.
Bagaj hacmi 309 litre. Rakiplerinde çok daha fazlasını sunanlar var. Bununla birlikte araçta yedek lastik haznesi mevcut ama Türkiye'ye gönderilen araçlardan yedek lastikleri çıkarmışlar. Sadece tamir kiti koymuşlar. O sebeple yedek lastik haznesinin boş kalmasından dolayı bu kısmı da kullandığınızda 350 litreye çıkacaktır diye düşünüyorum. Bagajdaki ıvır zıvırı oraya koyup sadece valizlere yer açmak için kullanabilirsiniz.
Motor, Şanzıman, Performans, Tüketim ve Diğer Teknik Özellikleri
Bilindiği üzere klasik PSA motoru olan 1.2 puretech 130 hp 230 nm torklu ünite kullanılmış bu araçta. 5500 devirde tam gücünü, 1750 devirde ise tam torkunu veriyor. Eat 8 tam otomatik şanzıman ile oldukça hafif olan araç 1233 kg ve bu sebeple 0-100'ü 8.7 saniye. Lastik ebatları ise 205/45-17 olarak geliyor. Sürtünme katsayısı 0,29 cd ve deposu 44 litre.
Performans olarak malum rodaj zamanı aracı zorlamadım. Rodajı bitirdim, yağını değiştirdim ve sonra parça parça bir 10-15 dakikalık performanslı sürüş yaptığımda aracın ciddi anlamda seri olduğunu gördüm. 5500 devirin üstüne çıkmaya pek gerek yok. Zaten o kısımları da pek istemiyor araç. 160-170 kmh hızlara ne ara geldiğinizi anlamıyorsunuz. Bizim trafiğimizde gezen araçların motor gücü - kasa ağırlığı dengesi ortada. O yüzden bu makine trafikte çoğu aracı üzer. Motor - şanzıman uyumunu sürüş kısmında anlatacağım.
Yakıt tüketimi ise malum en önemli kriterimdi satın alım konusunda. Rodaj zamanı ortalama tüketimde rahat + 1-1,5 litre fazla yakıyordu. Rodaj bittiğinde tüketim düştü. Aracın yakıtı tamamen size bağlı. Yolu okursanız, aracı okursanız uzun yolda ortalamada 4.3 litre bile yaktırabiliyorsunuz. Ama pek kasmam, 90 - 140 arası hızlarla aracı kullanırım derseniz de 5 - 5,5 litre arası yakıyor.
Şehir içinde ise Zonguldak gibi zor bir şehirde yaşıyorum. Ortalama hızım 23 kmh olarak gösteriyor ki otomobil testlerini izleyenler bilir, 30 kmh ortalama hızı genelde alt sınır olarak gösterirler, düşük derler ama benimki ondan da az. Bu şartlarda görebildiğim kadarıyla 8 - 8.5 litre arası yakacak gibi duruyor. Ayağınıza hakim olmazsanız, sert şehir içi hızlanmalar yaparsanız 8,5 üstüne de görebilir. Aracın az tüketmek üstüne potansiyeli oldukça fazla. Fakat ortalama hız değeri burada önemli. 30 kmh civarı bir ortalama hıza sahipseniz şehir içinde 7 - 7,8 litre ile gezebilirsiniz. Benim dizel manuel Focus 23-24 kmh ortalama hızlarda 6 - 6,5 litre aralığında yakıyordu. Corsa, ondan 1,5 - 2 litre civarı fazla yakıyor ama bu değer benim için makul diyebilirim. 10 litre falan yakar diye korkuyordum açıkçası
Sürüş Özellikleri
Motor - Şanzıman Uyumu
Öncelikle bu aracı tercih etmemdeki ana sebeplerden biri de bu ikilinin genel kullanım deneyimini olumlu etkiliyor olmasıydı. Vites geçişlerini çoğunlukla hiç hissetmiyorsunuz. Sadece aşırı dik yokuşlarda 10-12 kmh hızlara gelip 1.vitese düşeceği durumlarda geçişi hissediyorsunuz ama o da aşırı rahatsız edecek bir durumda değil. Çift kavrama araçlarda olduğu gibi 6 kmh hıza düşmeden 1.vitese almıyor. 2.viteste devam etme eğiliminde. Ama tabi kavrama bitirme gibi bir durum olmadığından bunu sorun etmiyorum. Yine kavrama olmadığı için yarım kavrama yapıyor gibi bir his de hiç yok. En sevdiğim yanı da 1 veya 2.viteste 5-20 kmh aralıklı hızlarda giderken herhangi bir silkeleme, öne geriye hareket etme durumu olmaması. Pürüzsüz halde ilerliyor. Otomatik modda genel itibariyle gaza basma şiddetinize göre 2-3 bin devir aralığında bir üst vitese geçiyor.
Şanzımanın sakin sürüşlerde kafa karışıklığı yaşadığı tek durum; şehir içinde yokuş tırmanmaya başladığınızda, yokuşun ilk kısmı tatlıysa hemen 3'e alıyor. Yokuş tam o ara dikleşmeye başladıysa motor hafif boğulup tekrar 2'ye düşürüyor. Akıllı şanzıman ama o kadar da değil. Yolu o durumda sizin okumanız lazım. Bunun dışında kafa karışıklığı yaşadığı bir duruma pek denk gelmedim.
Performanslı sürüşlerde ise kuru çift kavrama gibi bir hızı yok. Ama ıslak çift kavrama kadar hızlı bana kalırsa. Yükseltme ve düşürmeler de yeterince hızlı, kararlı. Eco sürüş modunda olabildiğince çabuk vites atıp daha düşük devirlerde ilerliyor. Spor modda ise hep yüksek devirlerde kalıyor.
Netice itibariyle bu şanzıman yavaş, pek beğenmedim, keşke daha iyisi olsaydı diyebileceğim bir durum asla yok. Aksine sağlam ve kararlı hissettirmesi, sürüşe büyük katkısı çok hoşuma gidiyor. Çift kavramaların büyük çoğunluğundan daha iyi diyebilirim. 8.vites 2 bin devirde 108 kmh gibi bir hız yapıyor.
Motor kısmına geldiğimizde pürüzsüz ve sakin bir çalışma karakteri var. 3 silindirli olduğu için gergin, agresif bir tutum sergiler diye düşünüyordum ama öyle değil. En azından rölantide olsun, sakin sürüşlerde olsun oldukça medeni. Tabi ben dizel bir araçtan geçtiğim için bana öyle geliyor olabilir. 4 silindirli bazı benzinli motorlar daha titreşimsiz olabiliyor ama aradaki farkı aratmıyor. Bazen, 5-10 saniyelik garip garip elektronik sesler çıkarmayı da ihmal etmiyor Performanslı kullanmaya başladığınızda ise 3500 devirden sonra 3 silindirin hırıltısı gelmeye başlıyor. Bunun dışında hiç sesi duyulmuyor zaten. 5000 devirin üstünü çevirmeyi çok sevmiyor. Ama zaten yeterince esnek ve istekli bir motor diyebilirim. Ayrıca oldukça sıcak çalışıyor. Kışın bir kaç yüz metre içinde sıcak hava alabileceğim gibi duruyor havalandırmadan
Genel itibariyle bu ikilinin uyumu ise oldukça güzel. Aralarındaki ilişkiye pek müdahale etme ihtiyacı hissetmiyorsunuz. İkisi gayet güzel anlaşıyor diyebilirim
Konfor
Son 3-4 yıl içinde üretilen B ve C segment otomobiller, SUV'lar ve bunlara dair izlediğim testler, kendi deneyimlerim de gösterdi ki yeni nesil araçlar ister torsiyon, ister bağımsız süspansiyonlu olsun çoğunlukla sert kurulama sahip araçlar. Yeni nesil otomobillerde darbe emişler süspansiyonun sönümlemesinden ziyade filtrelemesine odaklı çalışıyor. Corsa'da da durum tam olarak bu şekilde. Spor süspansiyon donanımına sahip otomobiller gibi bir kurulum hissettiriyor. En son st-line Focus sürerken buna benzer bir his almıştım.
Bozuk yollarda ilerlerken sönümleme hemen hemen hiç yok. Sadece filtreleyerek geçiyor. Süspansiyonlardan langır lungur sesler, metalik sesler, amortisörlerin diplenerek pat küt etmesi bunların hemen hemen hiç biri yok. Sıkı, katı, tek vücut halinde bir çalışma sergiliyor. Serte dönük bu araçta 45 yanak lastik bulunuyor. Çukurlardan geçerken genelde duyulan tek ses lastiklerin rebound dediğimiz bum bum şeklinde sekme, geri gelme sesleri oluyor. Bunun şiddeti ise girdiğiniz çukurun keskinliğiyle doğru orantılı. Girilen bozuklukların %90'ını bu şekilde gayet iyi filtreliyor.
%10'luk kısımda yapamadıklarına gelirsek; 45 yanak lastik, kısa aks mesafesi, serte dönük kurulum.. Bu üçlü, frekansı fazla aralıklı olmayan yol bozukluklarından geçerken aracın arka kısmını sallayabiliyor. Anlamanız açısından örnek vermek gerekirse; şehirler arası yollarda kavşaklara yaklaşırken ardı ardına, enine doğru çizilen beyaz boyalı yol çizgileri vardır. Kavşağa yaklaşıyorsunuz, hızınızı azaltın diye sizi uyarmak için koyulurlar. İşte bu çizgilerin bazıları çok yumuşaktır, bazıları ise çok agresif. İşte o agresif olanlardan geçerken aracın arka kısmı oldukça titreyebiliyor.
Yine bununla birlikte Ege, Akdeniz bölgesine gidenler bilecektir, tek şeritli eski usul yollarda yokuş aşağı inişli kısımlarında hava sıcaklığının asfaltı eritmesiyle, kamyonların da frenlemesinin etkisiyle yol yüzeyi ardı ardına kabararak dalga dalga olur. İşte oralardan da geçerken tıpkı enine çizilmiş yol boyalarında olduğu gibi arka taraf titremeye başlıyor. Bunların en büyük sebebinin kısa aks mesafesi olduğunu düşünüyorum.
Netice olarak bu aracın konfor düzeyi herkese hitap etmiyor. Yeni nesil çoğu aracın da aslında konfor düzeyi herkese hitap etmiyor. Yumuşak bir araba asla değil. Sönümleme gerekmez, filtreleme olsun. Pat küt metalik sesler, amortisör diplenmeleri olmasın sertlik benim için sorun değil diyenlere hitap edecek bir araç. Bu kurulum da açıkçası beni memnun ediyor. Bununla birlikte lastik havası bu araçta konfor olarak hayati önem taşıyor. 32-30 şeklinde bir hava basmak gerek. Bu eğer yüksekse farkı direkt hissettiriyor.
Yol Tutuş - Sürüş Zevki
Eski bir Ford sürücüsü, Mk3,5 Focus kullanıcısı, viraj yapmayı seven biri olarak bu kısım oldukça merakımı çekiyordu. Direksiyon tepkileri yeterince direkt ve çevirdiğiniz yöne gidiyor. Şehir içinde yumuşaklığı çok rahat. Yüksek otoban hızlarında da yeterince sertleşiyor ama ardı ardına viraj kasarken buralarda biraz yumuşak ve iletişimsiz kalıyor. Spor modda bir miktar daha sertleşiyor ama belli belirsiz. Çok daha kötü direksiyonlar kullanmıştım. Hatta Mercedes, Bmw gibi araçlarda bile kullanmıştım. O sebeple Corsa'nın direksiyonu benim için okeydir.
Viraj limitleri oldukça yüksek. Gövde hareketleri sınırlı. Zaten serte dönük bir araç olduğunu söylemiştim. Yanal hareketler, burnuna yığılma gibi şeyleri pek yapmıyor. Oyuncu bir otomobil değil. Stabil, çizgide, güvenli viraj alma eğiliminde. Sert virajların ortasında şişkinlik şeklinde duran bozuk zeminlerin üzerinden bilerek hızlı geçtiğimde torsiyondan kaynaklı arka tarafın dağılması, kendini kaybetmesi, saçma sapan ön görülmez hareketlere girmesi durumu pek olmuyor. Sadece aşırı limitlerde bunu yapıyorsanız 4 tekerlekten de bazen yüzme eğilimine giriyor ama zaten araç limitlerinin çok fazla zorlanmasını seven bir yapıda değil. Limite geliyorsun, geldin, dikkat et şeklinde seninle konuşuyor. Buraların üstüne çıkabilirsin kurtarırım ama yapmasan iyi olur diyor zaten.
Sonuç itibariyle konfor - yol tutuş dengesine baktığımda ben aracı beğendim. En azından motor gücü ve gidişinin altında ezilmiyor araç. Viraj yapmak istiyorsanız yapıyor. Çok ciddi viraj içinde bozukluk yoksa canınızı da sıkmıyor. Yüksek hızları güvenli ve kararlı. Sadece oyuncu değil. Limitlerin üstünü çok sevmiyor. Aslına bakarsanız PSA bünyesine geçmiş olsa da bildiğimiz eski usul Opel karakteri var. Hatta bana kalırsa Fransız olan bu Corsa, önceki nesil bazı Alman dediğimiz Corsa'lardan daha Alman bile hissettirebiliyor.
Eklemeden geçmeyeyim; araçta hiç sevmediğim Michelin'in Primacy serisi var. Primacy 3'te yaşadığım kötü tecrübeler aslında Primacy 4 ile ortadan kaybolmuş gibi gözüküyor. 30-32 derece gibi sıcaklarda falan viraj kasarken yüzme, bozulma eğilimi görmedim. Ama lastiğin asla sportif bir yanı yok. Ben sportif bir lastik değilim diye bas bas bağırıyor. Bu araçta Premium Contact 6, Eagler F1 Asym gibi lastikler olursa çok daha kararlı, sağlam bir sürüşü olacaktır buna adım gibi eminim. Aracın o potansiyeli var.
Yalıtım
Geçmiş B segment tecrübelerinden de yola çıkarak şunu diyebilirim ki yeni nesil B'lerin yalıtımlarını geliştirmişler. 105-110 gibi hızlarda rüzgar sesini duyuyorsunuz ama sesi içeride değil, dışarıda bir yerde duyuyorsunuz. Otoban süratlerine çıktığınızda ses içeri gelmeye başlıyor. Yol sesinde ise asfalt seçiyor. Ama bunca yıldır kullandığım güzergahlarda bu aracı kullanırken lastik sesi konusunda çok kötü yahu diyeceğim bir durum yaşamadım. Sadece otobanda, eski ve pütürlü asfaltta giderken çok ses alıyor. Yollarımızın çoğunda gürültü seviyesi normal diyebilirim. Hatta genel yalıtım olarak Uzakdoğulu C segment otomobillerine yakın gibi duruyor.
Donanım Özellikleri
Tek tek hepsinden bahsetmeyeceğim. Sadece kendi sürüşümde deneyimlediklerimin nasıl çalıştığını kısa kısa anlatmaya çalışacağım.
- Led ön farlar ve otomatik uzun - kısa far ; Bu ikili gerçekten iyi iş görüyor. Eski aracımda Philips xtreme vision halojen ampul kullanıyordum. Ama buna geçince ondan da iyi olduğunu gördüm. Uzun - kısa far asistanı ise mükemmel çalışıyor. 15 yıldır araç sürüyorum hayatımda hiç bu kadar uzun far ile yolculuk yaptığımı hatırlamıyorum Bu donanım sayesinde zaten uzun yolculuklarda aydınlatma sorunu yaşamıyorsunuz çünkü uzun - kısa far kombinasyonunu sürücülerden çok daha iyi şekilde ayarlıyor.
- Ön - arka park sensörü, 180 derece geri görüş kamerası ; ön - arka park sensörleri doğru çalışıyor ama çok hassas değiller. Özellikle ön tarafın çalışması için aşırı düşük hızda ve cisme aşırı yaklaşmış olmak gerekiyor. 180 derece geri görüş kamerasının açısı güzel. Multimedya'nın sağ kısmında kuş bakışı olarak aracı gösteriyor ve B sütununa kadar olan kısmı da algılıyor. Geriye doğru geldikçe de mesafeyi hafızaya kaydediyor ve neredeyse ön tarafa kadar gösteriyor. Ama kamera işinizi görse de kötü diyebilirim.
- Şerit koruma sistem; bu daha çok otoban süratlerinde hafifçe uykuya dalıp sağa sola doğru yoldan çıkmanızı engellemek üzere yapılmış bir sistem. Sizi şeride hassas şekilde sokuyor. Hatta su şişesiyle falan belli virajları da alıyor ama şeritte ortalayıp tutmuyor sizi. Sadece şeride sokuyor. Otoban dışında kullanmıyorum çünkü sinyalsiz şerit değiştirirken güç uyguluyor size.
- Aktif acil frenleme ve yaya tanıma ; Bunu hiç kullanmadım. Allah da nasip etmesin Bu tarz donanımları zaten pek kullanmazsınız ama bir kere lazım olur hayat kurtarır. Bazen araçlara aşırı yaklaştığımda frenleyiniz diye göstergede uyarı yazısı çıkıyor. Ya da önünde engel var şeklinde uyarı veriyor.
- Anahtarsız Giriş ve Kör Nokta uyarı ; Anahtarsız giriş gerçekten büyük kolaylıkmış. Anahtar cebinizde olsun yeter. Gerisini araç hallediyor. Yalnız telefonla dip dibe aynı cebinize koyarsanız bazen algılamıyor. Muhtemelen frekansını bozuyordur anahtarın Kör nokta uyarısı da hayat kurtarıyor. Gerçekten güzel çalışıyor. Ama bir eleştirim; dikiz aynalarında sinyal lambası yanarken aynanın ucundan sarı olarak gözüküyor. O sırada kör nokta da yuvarlak kırmızı - turuncu benzeri bir renkte uyarı veriyorsa bazen karıştırabiliyorsunuz.
- Trafik işareti tespiti ; Bu çok hassas çalışıyor. Hız tabelasını gördüğü an daha aracın yarısı tabelayı geçmeden ekrana düşüyor rakam. Her işareti okumuyor. Girilmez sokak varsa onu okuyor. Ortalama hızları okuyor. Bir de EDS olan yerlerde tabelada 70 60 60 şeklinde üç hız rakamı birden varsa onun en düşük rakamı neyse onu okuyor.
- Stop / Start ; Bu donanımı açıkçası sevmiyorum. Eskiden de sevmezdim. Sadece uzun ışıklarda beklerken açıyorum. Bir eleştirim de geriye doğru meğilli bir yerde beklerken motoru stop ettiğinde tekrar hareket etmek istediğinizde araç çalışıp şanzımanı hazır hale getirene kadar geriye kaydırıyor. Yokuş kalkış da her zaman tutmuyor. Gaza bassanız da araç hemen ilerlemiyor. O yüzden yokuş yahut geriye fazla meğil varsa oralarda kullanılması sakıncalı.
- Multimedya ve Dijital Ekran ; Multimedya ekranının kullanımı kolay. Dokunmatik hassasiyeti de iyi seviyede. Klima kontrollerini ayrı tutmuşlar. Ama sadece ön ve arka cam, bir de auto mod olarak ayrı tutulmuş. Ayağa, yüze vb detay ayarı yapmak istiyorsanız klima tuşlarının üstünden menüye basıp multimedya ekranında açılan klima ekranından bunu yapabiliyorsunuz. Alışması zaman istiyor ama uzun sürmüyor. Dijital ekran ise biraz küçük. İlk çok garipsedim ama WRC araçlarını anımsatıyor bana o yüzden sorun etmedim. Çözünürlüğü, bilgi aktarımı ışıklandırması falan çok iyi seviyede. Ama işte hem küçük hem de klasik usul devir - hız saati gibi bir seçenek yok. Oyuncaklı, janjanlı bir şey değil yani.
Focus ile kıyaslama kısmına gelirsek;
Malzeme kalitesi, işçilik konusunda bence Corsa daha iyi durumda. İşçilikte zaten daha iyi de malzeme kalitesinde genele baktığımızda Corsa daha önde. He tutup konsol üstündeki yumuşak malzemenin yumuşaklık seviyesine takılırsanız o başka. Yahut C segment olan Focus'un ön kapılarının üstündeki hafif yumuşak malzemeye takılırsanız da öyle. Ama genel malzeme seçimleri bakımında Corsa daha iyi bana kalırsa.
Konfor olarak ben Focus'un konforunu pek sevmezdim. Yumuşak bir araba ve sönümleme oldukça fazla ama filtreleme çok başarısızdı. Böyle serte dönük Corsa'nın filtreleme yeteneği çok daha iyi. Mesela Corsa'nın ön süspansiyonları çok güzel çalışıyor, Focus'un da arka süspansiyonları konfor anlamında çok güzel çalışıyor. Birbirilerini olumlu - olumsuz anlamda bu şekilde dengeliyorlar. Focus'un konforda öne geçtiği yer pek tabi ki uzun yol deneyimi. Yola oturuşu, bahsettiğim enine yol bozukluklarından, iki lastiğin aynı anda düştüğü yol bozukluklarından geçerken arkasının verdiği tepkiler çok daha iyi tabi ki. Ama dediğim gibi bunun karşılığında da ön tarafın konfor seviyesi Corsa'da daha iyi.
Performanslı sürüş kısmında ise viraj limitleri açısından benzer seviyedeler. Yani Focus ile 120'yle girdiğim bir viraja Corsa ile de aynı hızlarda girebiliyorum ama tabi Focus limitleri ve hatta limitin aşılmasını da sevdiği için o kısımlarda daha rahat davranıyor. Focus'un tepesine binerken limiti aşmaya korkmuyorsunuz. Tabi bir eksisi var ki o da yumuşak yapısından dolayı virajlarda fazla yatıyor. Viraj içinde dalgalı, aracı zıplatacak yol bozukluğu varsa yaylanması fazla ve bu direksiyon hakimiyetini zorlaştırıyor. Corsa'da mesela bu denli yaylanan bir gövde yok. Direksiyon tepkilerinde ise Focus tartışmasız daha iyi.
Özetle her iki aracın da artı ve eksi olduğu yanları var benim gözümde. Focus'un şehir içinde, özellikle ön süspansiyonun pat küt ediyor olması ve yüksek hızlarda viraj yaparken gereğinden fazla yaylanıyor olması beni hiç memnun etmezdi. Corsa'da bu iki durum artı haneye yazıyor. Bununla birlikte Focus'un artı hanesi ise bahsettiğim uzun yoldaki konfor artısı, performanslı sürüşte direksiyon tepkilerinin daha iyidır.
Dizel - turbo benzin ikilisinde ise henüz alışma evresindeyim. Corsa'yla biraz gazladım yakıt ibresi direkt düştü. Dizelde bu, denk gazlamalarda pek olmaz. Ama tabi performansı ve hissi çok çok daha iyi turbo benzinlinin. Şehir içindeki tüketimde ise yeterince memnunum. Konforu da beklentimi karşılıyor.
Arkadaşlar buraya kadar okuduysanız tebrik ederim. Uzun oldu ama üstünkörü bir tanıtım yapmayı da içime sindiremedim. Okumayı becerebilenlere teşekkürler. Eksik varsa, zamanla başka tecrübelerim olduğunda, yahut sizlerin sorusu olduğunda yine bu başlıkta cevaplarım.