Ben de MPV hayranıyım.. Hemen hemen tüm araçların MPV ve Uzun Van tiplerini bilirim. Bir aralar Chrysler veya Dodge van almayı bile düşündüm. Çok araştırdım. Ama motor hacmi ve parça pahalılığı ile vaz geçtim. 2007 Dodge Caliber 2.0 CRD ye 7 yıl bindim. 140 HP lik güçlü ve dikkat çekici araçtı. Bir alırken sevindim, bir de satarken...(Amerikan arabaları için espri yaparlar ya, bir alırken sevinirmiş insan bir de yılıp satıp kurtulurken.

)
Vaktiyle (2010) Zafira A'yı almadan önce babam Touran'lara da bakmış sonrasında Zafira daha makul fiyatlı denk gelmiş, ayrıca bildiği bir araç olduğu için de güvenerek almış. Zafira B'yi almadan önce(2015) ise 1.6 TDCI 2011 Grand C-Max'lere bakıyordum ben. O zamanlar 80-100bin km civarı örnekler 54-60bin arasıydı. Renault Grand Scenic'lerin de 1.5 Dci Privilege de donanım zenginliği ile dikkatimizi çekmişti 80bin km civarı 50-52 arasına bulunabiliyordu ama elektronik arızası vb. konuları ve de iç konsol tasarımına pek ısınamadık. VW Touran en yeni 2010 bulunabiliyor( 2010 sonrası Touranlar Türkiyede özel sipariş ya da gümrük girişlidir.) 1.4 TSI motorun LPG uyumsuzluğu ve sorun çıkarabilirliği tedirgin etti. Verso'da ise 2009-2010 1.6 Valvematic 132hp'ler 46-47 civarı idi, o bütçelere çıkıp atmosferik motor almak pek mantıklı gelmedi(2010 1.6 Zafira B'ler 42-44 bandında idi, şu anda da 2010 Zafira ile 2010 Verso arasında kalana Zafira tavsiye ederim. Zafira'nın malzeme kalitesi,yol ve rüzgar sesi Verso'dan üstün. Verso'nun en önemli handikapı ise biraz daha güç üretebilen motoru ve görece sorunsuz olması). 2012 1.4 Turbo Zafira C'ler de 55-60 bandındaydı. En son yine Zafira B'de işi kapatmıştık. Dodge,Cadillac ve Chevrolet gibi kült Amerikan ekolü haline gelmiş markalar Türkiye'de tutunamadı. Ford ise bunların zıttı bir şekilde özellikle ticari(hem ağır hem hafif) kısmında kendini insanımıza fazlasıyla sevdirdi. Binek tarafında Fiesta ve Focus ikonlaşmış modellerden(bu ikilinin üretimden kalkması ise alınan yanlış kararlardan biri bence). C max da MPV kanadında başarılı modellerden. Kısacası Ford'u severiz

.
Chevrolet 1950-1960'larda ülkemizde varmış. Sonrasında uzun bir sessizliğin ardından 2004'te yeniden pazara girdiler. Özellikle Captiva(Opel Antara ile platform kardeşi) ve Cruze(Astra j ile platform kardeşi) satıldığı yıllarda baya popülerdi(gerçi Captiva yakıt tüketimi konusunda olumsuz bir üne sahipti

). Lacetti,Aveo,Kalos ve Trax(1.Nesil Mokka ile aynı altyapıyı kullanır) da satılan başka modellerdi. 2014 yılında Türkiye de dahil bütün Avrupa pazarından yedek parça ve bakımı Opel'e devredip çekildiler. 2018 ve 2022'de markanın Türkiye'ye geri dönebileceği söylense de bu durum gerçekleşmedi. Geçen yıla kadar 2014'ten kalma Chevrolet.com.tr'ye nostalji olsun diye bazen girip göz atıyordum. 10 yılın ardından o sitenin bağlantısı da Chevrolet.eu.'ya bağlanmış, nostalji de yapamaz olduk

. Bu durum Chevrolet'in yakın zamanda Türkiye ve Avrupa'ya gelme planının olmadığını gösteriyor, bakalım zaman ne gösterecek.
Son olarak Opel de 2017'ye kadar tanıtılan modellerle Amerikan esintilerini fazlasıyla taşıyordu. Alman sadeliği,sportiflik, Amerikan ağırbaşlığının tam bir harmanlanması idi. Bu da Opel'i Avrupalılar(özellikle Almanlar) arasında özgünlük konusunda farklı bir boyuta taşıyordu. Tabii 1990'lardan itibaren GM Opel'i hep ''para kasası'' olarak kullandı. İlk başta Kuzey Amerika operasyonlarında edilen zararı Opel'in 90'lardaki yüksek kar marjı ile dengelediler, o dönemde cidden Opel kar marjı ile GM'i rahatlatmıştı. 2000 yılında ise GM'nin kötü gidişatından Opel de nasibini aldı ve 2017'ye kadar sürecek olan ''ekonomik zarar'' süreci başladı. İşler bununla da sınırlı kalmadı tabii. GM, bazı Amerikan otomobillerin ar-ge ve test kısmını Opel'e yaptırıyordu. O dönemler Rüsselsheim'da(Opel'in merkezi) test edilen Amerikan araçları görüntüleniyordu. Nitekim Chevrolet Cruze'da kullanılan 1.6 Ecotec 124Hp gücündeki motorun da ar-ge'sini Opel yapmıştır. İşin daha komik yanı bu motor hiç bir Opel modelinde kullanılmadı ve bildiğim kadarıyla sadece Cruza'da kullanıldı.
Bu süreçte Opel, yaşadığı zararı kapatmak ve yeniden yapılanmak için iş birliklerine başvurmak ve bazı şeylerden ödün vermek zorunda kaldı. 2011'de FCA ile yapılan işbirliği sonrası Opel Combo ve Fiat Doblo neredeyse aynı tasarımla TOFAŞ'ta üretilmeye başlandı. 1.3CDTI ve 1.9CDTI motorlar da altyapısal olarak FCA'dan temin edildi(1.9 CDTI'da önemli değişiklikler yapılsa da 1.3 CDTI zaten istenilen koşulları sağladığı için çok fazla değiştirilmeden Astra ve Corsa'da kullanıldı.) 2009'da Anvers, 2014'te de Bochum'daki fabrika kapatıldı. 2015 yılında tanıtılan Corsa E ise dönemin Fiat Punto'su ile platform kardeşidir. Fakat Opel, kardeşliği sadece platform ile sınırlı tutmakta doğru karar vermiş ve Corsa'yı önemli ölçüde değiştirmiş. 2017'de yapılan EuroNcap testinde Fiat Punto 0 yıldız alarak fena rezil oldu ve sonrasında da piyasadan silindi zaten. Opel ise Corsa'da marka politikasını uygulayarak güvenlik donanımlarına verdiği önem sayesinde Corsa'yı bu durumdan kurtardı. 2019 sonunda EMP-2(208 ve C3 ile platform kardeşi) platformu ile tanıtılan Corsa F ise motor seçenekleri ve teknoloji anlamında daha güçlü geldi. PSA-FCA birleşmesi sonucu oluşan Stellantis'te Opel ve Fiat yeniden bir araya geldi. Günümüzde yeniden Doblo ve Combo aynı altyapıya ve ön yüz hariç neredeyse aynı tasarıma sahip. Ayrıca STLA-Small platformunda bir Punto'nun da geri döneceği konuşuluyor

. 2026'da Corsa ve 208 de STLA Small platformunda geliştirilmiş şekilde yenilenecekler. C3 ise ''smart car'' adı verilen bütçe odaklı bir platfor ile bu yıl tanıtıldı. Günümüzde maliyet kaygısı markaları ortaklığa veya işbirliğine iten bir durum. Ticari tarafında yapılan logo mühendisliğini(Combo,Rifter,Berlingo,Proace,Doblo veya Connect-Caddy) bir kenara bırakırsak markalar aynı altyapıyı kullanmalarına rağmen süspansiyon, direksiyon ve frenlerdeki önemli değişiklik yapabiliyorlar. Ayrıca üst yapıda da kullanılan bazı ortak parçalar harici markalar özgün tasarımlarını uygulamakta.
Amerikan kısmına geri dönecek olursak 2017'den itibaren GM'nin Opel üstünde herhangi bir söz hakkı kalmadı ve 2022 Aralık'ta üretilen son Insıgnıa ile beraber GM platformu kullanarak üretilen Opel'ler tarih oldu. Fakat Opel, güvenlik donanımlarını ön planda tutarak ve sade-sportif Alman tasarımını sürdürerek başarılı binek modeller ortaya koyuyor. Türkiye'deki sorun ise 1.2 130 hp( bu motor ünlü oldu bilirsiniz

) motor seçeneğine saplanıp kalınması. 1.5 130 Hp dizel motor Adblue arızası verebilmesi harici başarılı bir motor ama 1.6 Puretech 180Hp(olursa 225 hp) veya 2.0 Dizel 180Hp dizel(vergi konusu bu motoru zora sokuyor.) gibi başarılı ve sorunsuzluk konusunda başarılı motorlar kesinlikle getirilmeliydi. Günümüzde ise 1.6 195Hp plug-in hybrit'in Türkiye için adı bile anılmıyor. Umarım sadece 1.2 136 hp hybrid ve elektik ikilisine maruz bırakılmayız. Azıcık heyecan verici motorlar görmek istiyoruz.
Son olarak şöyle bitireyim: 2021'de tanıtılan Astra L'yi pek çok kişi özellikle ön yüz kısmında Chevrolet Camaro'ya benzetmişlerdi. Bilerek mi yapıldı hiç fikrim yok ama GM altyapısı tasıyan Astra K yerine PSA altyapısındaki Astra L'nin bir Chevrolet modeline daha çok benzetilmesi ilginç bir durum. Yine de bu iki modele yandan bakılınca altyapı farkı hissediliyor.