Türk ulusundanım diyen insanlar her şeyden önce ve mutlaka Türkçe konuşmalıdır. Türkçe konuşmayan bir insan Türk kültürüyle, toplumuyla ilişiğini sav ederse buna inanmak doğru olmaz.
M.K.Atatürk
Bir kültürü yok etmenin en iyi yolu, dilini ortadan kaldırmaktır. Dilin yozlaşması ve zamanla ortadan kaldırılması da o dilin sanat, bilim, eğitim vb. alanlarda kullanılmamasıyla sağlanır. Ülkemizde yabancı dille öğretim giderek yaygınlaşmaktadır. Ana dili Türkçe olan bir Türk devletinde, eğitim de yabancı dilleri kullanmak ne kadar doğru? Öğrenciler kendi kültürlerini, tarihlerini yabancı bir dille nasıl anlayıp öğrenebilirler ki? Bu uygulamanın ne kadar yanlış olduğunu tarihimize bakıp görebiliriz. Selçuklularda eğitim dili Farsça, Osmanlılarda eğitim dili Osmanlıca idi. Bu gösteriyor ki Türkçe’nin gelişimi engellenmiştir. Günümüzde bu dönemde yazılan eserlerden rahatlıkla yararlanılmamaktadır. Birçok ozanımız eserlerini Türkçe olarak meydana getirmiş bu sayede de seslerini günümüze kadar duyurabilmişlerdir. Osmanlı Devletinin yarı sömürge olduğu son dönemlerinde, batı hayranlığı yaygınlaşıp, nasıl artmışsa, günümüzde de İngilizce o denli yaygınlaşmıştır. Günümüzde yabancı dil öğrenmek bir zorunluluktur. Ayrıca insanlar yabancı dil öğrenmeye teşvik de edilmelidirler. Ancak “yabancı dil öğretimi” ile onu başta eğitim alanı olmak üzere her alanda kullanmak anlamında olan “yabancı dilde öğretim” farklı şeylerdir. Bu ayrımı eğitime ve ülkenin geleceğine yön verenler çok iyi planlamalı ve Türkçe’ye gereken önemi vermelidirler.
Yabancı dille öğretime destek verenlerin öne sürdükleri iddialardan biri de Türkçe’nin bilim dili olmadığıdır. Ancak Prof. Oktay Sinanoğlu Türkçe’nin matematiksel bir dil olduğunu, bilimde çok rahat kullanılabileceğini ispatlamıştır.
Yabancı dille öğretim yapılması o ülkenin kalkınmış olduğunu göstermez. Tam tersi Fas, Hindistan gibi geri kalmış ve yarı sömürge ülkeler yabancı dille eğitim yapmaktadırlar. Gelişmiş ülkelerin hiç birinde yabancı dille öğretim yapılmamaktadır. Yani yabancı dille öğretim kalkınmışlığın değil geri kalmışlığın simgesidir.
(alintidir)