Üzümü yemeyip bağcıyı döven TÜVTURK

TüvTürk ün bilgisayar sistemlerinin desteğini veren bir firmada çalışıyorum, Hatta Pc, Server, Switch ve Router desteklerini ben veriyorum. Tüvtürk sadece aracı bir kurum. Ulaştırma bakanlığı bir mail atar onlarda uygulamak zorunda kalır. Bir önceki gidişinizle bir sonraki gidişiniz arasındaki farklar bundan kaynaklanır. Bazı tüv istasyonlarında bu tip şeylere müsama gösterenler oldu bunun üzerinden para kazananlar falan da oldu, daha sonra hepsi hapse girdi.

O yüzden artık kimse bulaşmıyor uzak duruyor bu tip şeylerden.

Kısaca kızmamız gereken Tüv değil o sadece aracı kurum. Asıl kızılması gereken ulaştırma ve maliye bakanlıklar. Çünkü tüm bu sorunlar onların başının altından çıkıyor. Tüv kendi başına karar verme yetkisine sahip değil.

Haklısınız ancak TÜVTURK de tamamen hatasız değil. İnternet sitelerine yazsalar sıkıntı olmayacak. Basın aracılığıyla bir duyuru yapılsa sıkıntı olmayacak. Yahut ne bileyim ben bir şekilde halk bundan haberdar edilebilir.

Sızdırmazlık kalktığında tvler bas bas bağırdı. Sanki sızdırmazlık kalkınca daha çağdaş olduk?! Her işimiz böyle bizim işte! Resmiyette kalktı fakat uygulamada devam ediyor. Hem de daha büyük eziyetlerle...

Bari bırakın da herkes zorunlu olarak alsın şunu! Nice dandik LPG firmaları var. Bomba düzeneği gibi sistem kuran LPG firmaları var. En azından onlar bir nebze de olsa kontrol altında tutulur. Bana eziyet olmasına rağmen sızdırmazlık alınmasından yanayım. Ama herkesten zorunlu olarak alınsın. Böyle saçma sapan bahanelerle insanlar rezil edilmesin.
 
TÜVTURK'ün bir saçmalığıyla daha karşı karşıyayız! :)

Az önce yine elim boş olarak eve döndüm. Geçen gün geri çevirdiklerinde her yerde "Son Müşteri Kabul: 17.00" şeklinde yazı görmüştüm. Bugün de o yazıya güvenerek saat 16.20'de istasyona gittim. Sıra numarası alayım dedim ama nerde! Adamlar bize sıra bile vermediler. Saat 15.30 gibi sistem durmuş...

"Son Müşteri Kabul: 17.00" yazısından, saat 17.00'den önce gittiğiniz takdirde işiniz halledilecektir anlamını çıkarıyorum ben. Sorun bende mi onlarda mı anlamadım ama çok gıcık kaptım bu işten!
 
17:00'a kadar sıra alabiliyorsunuz. sizin gittiğiniz şubeyi şikayet etmek gerekli diye düşünüyorum ;)
 
Demek ki benim anladığım doğru...

Şimdi daha çok kızdım!
 
TUV acilimi soyle olmali "Tum Uyuzluklar Var" :( itina ile uyuzluk icat ediyorlar anladigim...
 
Aklıma geldikçe sinir oluyorum yahu!

BİMER ilgilenir mi bunlarla? Nereye şikayet edeceğiz?
 
Ulaştırma bakanlığına şikayet edebilirsiniz.
 
Bugün muayeneyi hallettim. Saat 2.5-3 gibi giriş yaptım, 8.5 gibi çıktım. :) Bir arkadaş sıra numarası almıştı da böyle oldu. Yoksa en az 1 saat daha koymak lazım üstüne.

Her neyse şimdi asıl bombamı yazacağım. Belki yanılıyorumdur belki birilerinin günahını alıyorumdur ama benim anladığım kadarıyla olay çok ilginç...

Arabamı hazır biçimde belirtilen istasyonun önüne getirdim. Bagaj kapağını açtım, kaputu açtım bekliyorum. Bir görevli geldi aracı çalıştırın dedi. Gerekli işlemler yapılırken bir diyalog geçti aramızda:

- Abi memleket neresi?
+ Hatay.
- Burada nerede otuyorsunuz?
+ ...........'da.
- Orası neresi abi?
+ Falanca taraf.
- Öğretmenevi'nin oradan geçiyor musun abi?
+ Geçerim de hayırdır?
- Abi ben otelde kalıyorum. Oraya kadar beni de götürsen...
+ Tamam olur.
- Peki abi, siz aracı arka tarafta bekleyin.

Arka tarafa geçmeden biraz izleyeyim dedim. Aracı dönen silindirlerin içine aldı eleman. Ön tekerlerle çok uğraşmadı. Ancak arka tekerleri en az 5-6 kez denedi. Öne aldı, arkaya aldı. Tekrar tekrar denedi. Sonra araçtan indi. Arkadaki başka bir görevliyle bir şeyler konuştu. Şahit olamadım ancak son laf "Olmaz öyle yapamazsın, geçiremezsin" falan şeklinde oldu.

İçimden aracın frenleriyle ilgili sorun çıktığını düşünüyorum. Ama aynı zamanda elemanın benden aldığı söz icabı ufak şeyleri mazur göreceğini de düşünmüyor değilim. Neyse araç arkaya doğru ilerlerken ben de arkaya geçtim. İçeride de bayağı bir oyalandı, oraya baktı buraya baktı v.s... Ben aracın muayeden geçmeyeceğini bir sorun çıktığını düşünmeye başladım. Hatta yanımdaki arkadaşlara şaka yollu olarak geçirmezse götürmem falan dedim. Bir süre sonra aracın kontrolleri bitti. Malum kağıdı imzaladım. Görevli, bizi üç kişi görünce hepiniz aynı araçla mı geldiniz diye sordu. Yok deyince biraz rahatladı. Otele gidecek olan üç kişilermiş. İyi sorun olmaz dedim, üç kişiyi götürebilirim. Bu arada benim bandrol yapıştırıldı v.s... Raporu ve elemanları bekliyorum. Muayene olmamış da yaklaşık 5-6 araç falan var. Çok bekler miyim acaba diye düşünürken bir on dakika falan geçti. Sonra benim eleman geldi. Belgelerle birlikte elini kolunu sallayarak "Tamam abi, siz gidebilirsiniz, kusura bakmayın beklettik." falan deyince şok oldum. "Hayırdır?" dedim. Bir şeyler söyledi ama sanki düşmanıymışım gibi davrandı. Ben de çok kıllandım. Sonuçta iyilik yapacak taraf benken ilginç bir durum oluştu. Yanına gittim. "Hayırdır, bir sorun mu var? Neden gelmiyorsun?" dedim. Bir şeyler geveledi ama anladığım kadarıyla ya birileri bunları şikayet etmiş ya da amirleri kızmış fırça kaymış. Çünkü diğer görevliler de ben orda olduğum sürece son çıkan araçlara gidecekleri yerleri soruyorlardı.

Neyse efendim ana fikre gelirsek; istasyon berbat bir yerde kurulmuş, her taraf it dolu, toplu taşıma yok. Bu elemanların evlerine nasıl gidecekleri bir sorun. O nedenle son çıkan araçlara nereye gideceklerini sormalarını normal karşılıyorum. Onları falanca yere kadar götürmelerini istemelerini de anlarım. Ancaaaaaaaak, muayenedeki kozu kullanarak bunu yapmaları çok ahlaksızca. Ben muayene bittikten sonra hemen gitmek isteyebilirim. Onu bekleme gibi bir lüksüm yok. Ancak vizeyi alıp alamadığım bir muamma olursa bir nevi ona gebe kalmış olurum ve rahatlıkla beklerim. İnsanları böyle bir durumda bırakmak ne kadar etik bilemem?!

Kısacası muayenemi yaptırdım, vizemi aldım, rahatladım. Ancak unutamayacağım bir anı ve tecrübe oldu. En başta dediğim gibi belki de ben yanlış anlamışımdır, belki de birilerinin günahını alıyorumdur. Ama benim anladığım ve çözümlediğim bu...
 
Aykan hocam ben şehirdışı sayılabilecek izbe yerlere tesis/okul/kampüs gibi binaların yapılmasına son derece karşı olan biriyim. Belki sende amma kılsın diyeceksiniz ama ne yapayım benim de yapım bu :(. Anadolu yollarında şehir dışına yapılmış yüksek okullar görürüm. Genelde kısıtlı bütçeli bu okullara çok kısıtlı imkanlarla servis konuyor, üstelik belli saatler dışında bu servisler de çalışmazlar. Yoldan eli kolu bavullarla/kolilerle gelen öğrenciler bu okullara nasıl giderler (hele hele genç kızlar), veya akşam sinema dönüşü yatakhanelerine nasıl giderler? Ben bu tür okulları veya kamu tesislerini herşey dahil tarzı çalışan otellere benzetirim. İçeriye bir kere girdin mi canın dışarıya çıkmayı istemez :).
 
3,5 seneye kadar muayene konusunda eski sistemden daha kötü olacağı korkusundayım
 
Geri
Üst