sıfır aldıgım aracımda boya çıktı

srd

Kayıtlı Kullanıcı
Bilgi Girilmemiş
Katılım
28 Mar 2012
Mesajlar
797
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
Siteyi ziyaret et
Ynt: sıfır aldıgım aracımda boya çıktı

çok geçmiş olsun. mide bulandırıcı bi durum açıkçası. ben de bilgi eksikliği ve benden gizlenmesi, araç gecikmesi yüzünden siparişi iptal ettim ve size açıkça şunu söyleyebilirim ki bazı bayiler gerçekten bu araçları temsil etme yeteneğine, donanımına ve bilgi birikimine sahip değiller. daha araç gelmeden araçtan ve markadan sizi soğutuyorlar. zaten zor para kazandığımız şu dönemde bayilerin bunlardan faydalanmaları çok ayıp ve ahlakdışı. aslına bakarsanız daha argo bi kelime var ama bunu herkes tahmin ediyordur.

kesinlikle hakkınızı arayın. asla ve asla geri adım atmayın. hukuksal süreç belki uzun sürebilir ama bu sizi yıldırmasın. umarım aracınızı geri alıp size aynı özelliklere sahip bir araç verirler ya da en kötü ihtimal araç hasarından dolayı geri ödeme yaparlar.
 

xylent

Kayıtlı Kullanıcı
Bilgi Girilmemiş
Katılım
29 May 2011
Mesajlar
860
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
37
Siteyi ziyaret et
Ynt: sıfır aldıgım aracımda boya çıktı

Çok kötü bir durum gerçekten, geçmiş olsun. Ben de aracımı alırken kimi bayilerin bu denli şerefsizleşebilecekleri aklımın ucundan bile geçmediği için herhangi bir kontrol yaptırmadım. Şimdi de yaptırmaya çekiniyorum açıkçası; çünkü bir yerlerinin boyalı çıkacağından neredeyse %100 eminim. Aracı ileride ikinci el satacak olursam sanırım kötü bir sürprizle karşılaşabilirim.

Bu ülkede yılda 500.000'den fazla otomobil satılıyor. Herkeste bu bilinç bir şekilde oluşsa (veya yasal yaptırımlar olsa) ve her satılan sıfır araç kontrolden geçse, bu kontroller sırasında araçta bayinin müşteriye bildirmediği en ufak bir kusur çıkması durumunda bile bayilikleri ellerinden alınsa, o zaman görürüz bakalım böyle adilik yapabilecekler mi. Ama tüketim toplumu haline getirilmeye çalışıldığımız için bizde satıcılar müşterilerden daha fazla korunur her zaman. O yüzden bu açıdan kendimizi Avrupa ülkeleriyle veya Amerika ile kıyaslamak komik duruma düşmemize sebep oluyor.

Göz boyamak için her zaman tüketicinin senelerce uğraşıp, ömründen çalıp kazandığı bir dava örneği sunulur karşımıza. Birçok durumda hakkınızı ararsanız da gerçekten davayı kazanabilirsiniz; ancak bu süreç tüketiciler için o kadar zor, maliyetli, uğraştırıcı ve yıpratıcı bir süreç ki mağdur tüketicilerin ancak çok küçük bir kısmı bu yollara başvuracak parasal olanaklara, sabra ve tutkuya sahip. Bu da tüketici haklarının korunduğu izlenimini yaratarak aslında üreticileri desteklemenin ve korumanın, tüketiciyi ezmenin ve sömürmenin çok sinsi bir yolu.

Açıkçası ben böyle yıllar sürüp de ardından davayı kazananların bile kârlı olduklarından şüphe ediyorum. Onca uğraştan sonra zafere ulaşmak ve haklı olduğunu yasal olarak kanıtlamak tabii ki güzel bir şeydir. Diğer taraftan ise, olayın mali boyutunu geçtim, bu işe o kadar canınızın sıkıldığınızla, insanlarla kavga ettiğinizle ve ömrünüzün bu uğurda geçip gittiğiyle kalıyorsunuz. Bu yüzden de çoğumuz "lanet olsun" deyip peşine düşmüyor ne yazık ki. Ben bu sebeplerden ülkemizde tüketici haklarını korumaya yönelik çok samimi adımların atıldığına inanmıyorum.

Bazen haklarını aramaya çekinen insanları eleştiriyoruz, onlara kızıyoruz; ama bu dünyada -özellikle de ülkemizde- çok fazla yolsuzluk, haksızlık var. Hayat birçoğumuz için bunların hepsiyle mücadele etmek için çok kısa. Tabii ki bu, her haksızlığa boyun eğip sessiz kalmak anlamına da gelmemeli; ama münferit başarıları başarı ve adalet abidesi olarak görüp "bak uğraşan hakkını 10 senede de olsa alıyor" demek yerine bence sistemi düzeltmek adına gayret etmeli, bunu biçimlendiren ve yöneten insanları buna zorlamalı. Genel refah düzeyi ancak bu şekilde daha yukarıya taşınabilir. Diğer türlüsü bence gerçek problemleri görmezden gelip üstünü örtmek oluyor biraz, her ne kadar bilinçsizce olsa da.
 
Üst