Makasçılara Selam Olsun

quattro

Kayıtlı Kullanıcı
35-İzmir
Katılım
12 May 2018
Mesajlar
112
Tepki puanı
75
Puanları
28
Siteyi ziyaret et
Herkese merhabalar,

Değerli forumdaşlar, bayram tatilimiz için hazır müdür, patron da yokken hanım ile izin alıp yollara düştük... 09.08.2019 Cuma günü İzmir, Aliğa 'dan yola çıkıp Çanakkale üzerinden İstanbul' a doğru sürmeye başladık... ben, eşim ve bebek koltuğundaki bebeğimiz...

öncelikle ilk sözüm gurbetçi vatandaşlarımıza... amerikanın çeşitli eyaletleri ile birlikte, belçika, hollanda, italya ve fransa memleketlerinde bulunmuş birisi olarak oradalardayken bizleri utandırdığınız gibi memleketinize döndüğünüzde utandırmaya ve tiksindirmeye devam ediyorusunuz... son model araçlarla, tükürmeler, çöp atmalar, makas atmalar, son sürat insanı sıkıştırmalar... sokaklara, plajlara, parklara çöp atmalar... içinizde bastırdığınız duyguların buraya gelince açığa çıkması normal değil anormal... rehberlik ve danışmanlık yardımı almanızda fayda var... konu gurbetçilerle ilgili midir bilmiyorum ancak söylemek istedim....

ardından konuyu neden açtığıma geleyim... dediğim gibi yol boyu bu tip insanlara kızarken (içerisinde TR plakalı araçlar da var... insanımızın geneli trafik yamyamı ancak gurbetçiler şu an için çoğunlukta.... iki ay sonra bizim yamyamlar ortalığı karıştırmaya devam eder...) silivride içimi inanılmaz bir sıkıntı sardı... aynı saatlerde, annem (yaş 62) ve anneannem (88) de Aydın 'a doğru yoldalardı...

insan diyemeyeceğim lüks bir araç sahibi (görgü tanıklarına göre açık renk lüks bir araç), İzmir - Aydın otobanında makaslayarak devam ederken, tam belevi gişelerine yaklaşmakta olan annemin üzerine aracı sürüyor... (saat 10:00 - 12:00 arası)... annem de gişelere yaklaşırken panikle direksiyonu sağa kırıyor ve kaldırıma çıkıp takla atıyor... (annemin tek hatası acemiliği... bunu bildiği için aracını yavaş kullanıyor...) araç bir takla attıktan sonra tekrar 4 teker üstüne düşüyor ve araçtan çıkıyorlar... neyse ki ikisinde de ufak tefek darbe ve sıyrıklar haricinde bir sıkıntı yok... araçta iki tane de muhabbet kuşumuz var onlar da sıkıntısız... arkadan bir başka sürücü geliyor ve sizi sıkıştıran araba (o.ç) beni de sıkıştırdı ve arkasına bakmadan gitti diyor... milleti sıkıştırıyor... birisinin kaza yapmasına yol açıyor... muhtemelen dikiz aynasından kazayı görüyor... gişeleri geçince duruyor... bakıyor.. basıp gidiyor...

polis geliyor... tek taraflı şerit ihlali ve dikkatsizlik sonucu direksiyon hakimiyetini kaybetme... maddi hasarlı trafik kazası...

bizim canımızı sıkan, emekli bir insanın birikimini, hevesini çalan, düz yolunda seyreden bir insanı yolundan, arabasından eden, hatta belki de ölmelerine yol açabilecekken şans eseri kurtulan, 3. sayfa haberlerin çıkmayan bir kaza... araç pert olur mu... bilmiyoruz... olmazsa hasar kaydı ne olur bilmiyoruz... 88 yaşındaki kadının yüzü mosmor ne zaman iyileşir bilmiyoruz... annem bir daha nasıl araba sürer... bilmiyoruz...

polisin tuttuğu tutanak ortada...

söz yok... küfür yok... beddua yok...

Allah ıslah etsin... memleketçe sıkıntıdayız bence... uygar denilen yerde doğup büyüyen soydaşımız da burada doğup büyüyen de aynı...

kusura bakmayın zamanınızı aldım....

Kaza1.png


Kaza3.png


kaza2---Kopya.png
 

Hasip

Yönetici
Genel Başkan
03-Afyonkarahisar
Katılım
16 May 2015
Mesajlar
8,927
Tepki puanı
6,132
Puanları
113
Yaş
41
Siteyi ziyaret et
Hocam öncelikle çok geçmiş olsun. Çok şükür cana gelmemiş. Mal bir şekilde yerine konulur. Yarın sabah bende Afyondan Aydına (memleket) doğru yola çıkacağım büyüklerimizi görmek için. İnanırmısınız 300 km yol gözümde büyüyor. Lüks araç sahiplerinin sol şeridi sahiplenmelerimi dersiniz, TIR şöförlerinin nasılsa yukardayız bize bişey olmuyor özgüveniyle araç kullanmalarımı dersiniz, babasının 3-5 kuruş parasıyla gram alın teri dökmemiş gençlerin şımarık hareketlerimi dersiniz, o kadar çok uzayıp gidiyor ki bu mevzular. Avrupa = Medeniyet diyoruz ya hakikaten doğru, adamlar sistemi kuruyorlar ve işletiyorlar. Biz sistemi kuruyoruz ancak bir türlü işletemiyoruz. Denetim mekanizmasımı dersiniz, elektronik sistemlerin verimli kullanılmamasımı dersiniz artık ismine ne derseniz deyin ama işletemiyoruz. Makas atmanın cezası biliyorsunuz 2000 TL, buna rağmen bu suç işleniyorsa, kameralardan tespit edilmesi için yöntemler uygulanmıyorsa devamını yazmak istemiyorum artık. Kazanıza gelince aracınız kesinlikle perte ayrılır. Kasko şirketiyle sizi zorlu bir süreç bekliyor.

Size bugün okuduğum bir yazıyı paylaşmak istiyorum. Hani biz duygusuz bir nesil geliyor diyoruz ya. Bakın bu nesili biz kendi ellerimizle nasıl oluşturuyoruz....

"Ben 21 yaşında bir üniversite öğrencisiyim. Yazılarınızı fırsat buldukça okuyorum.
Yazılarınızda sık sık “Gençlik nereye gidiyor?” türünden yakınmalarınız oluyor? Gençlik derken herhâlde lise ve üniversite öğrencilerini kastediyorsunuz. Bu durumda ben de nereye gittiğini çok merak ettiğiniz o grubun bir üyesiyim.
Madem bu ülkede yaşayan insanları gençler ve yetişkinler olarak ikiye ayırdınız, ben de siz yetişkinlere bazı sorular sormak istiyorum.
Bir köşe yazarı olarak gençlerin nereye gittiğinden çok, yetişkinlerin nerede durduğuyla ilgilenmeniz gerekmiyor mu?
Ülkenin başını belaya sokan olayların başaktörleri genelde gençler mi, yoksa yetişkinler mi?
Bu ülkede yüz binlerce öğrenci tek bir soru fazla yapabilmek için dirsek çürütürken, birileri sınav sorularını ve sorularla birlikte gençlerin hayallerini çaldı ve geleceğimizi çürüttü. Bu soruları çalanlar lise öğrencileri miydi?
15 Temmuz’u planlayanlar kaçıncı sınıfa gidiyordu?
Milletin yüzüne baka baka yalan söyleyen siyasetçiler hangi üniversitede okuyor?
Sanatçı kimliğiyle her türlü ahlaksızlığı yapanlar ergen mi?
Din adamı sıfatıyla ekranlara çıkıp inancıma ve değerlerime küfredenler kaç yaşında?
Sinemada 7 yaş üstüne uygun olarak işaretlenmiş filmde bel üstüne çıkamayan yapımcılar kaç doğumlu?
Lütfen artık gençliğe laf söylemeyi bırakın da yetişkinlere bakın ve “Sizler bu ülkenin geleceğisiniz!” gibi klişe sloganlardan vazgeçin.
Çünkü sizler bu ülkenin bugünüsünüz. Siz yaşadığınız günü bile kurtaramazken, yarınları kurtarma işini niçin bize ihale ediyorsunuz?
Kimin elinin kimin cebinde belli olmadığı, çarpık ilişkilerle dolu dizilere reyting rekoru kırdıran sizlersiniz. Kan damlayan, şiddet kusan senaryoları siz yazdırıyorsunuz.
Evlilik gibi kutsal bir müesseseyi, evlilik programlarında virane bir gecekonduya dönüştüren yine sizsiniz.
Youtube fenomenlerini seyrediyoruz diye ağlaşıyorsunuz. Ama o fenomenlere film çektirip parayı götüren sizlersiniz.
Siz gece kulüplerinde kavga eden futbolcuları el üstünde tutarken, okul koridorlarında kavga eden öğrencileri disipline gönderemezsiniz.
Bir yandan her türlü rezilliği özgürlük olarak sunan, cinsiyetsiz bir toplum özlemiyle yanıp tutuşan yazarların kitaplarını okurken, bir yandan ailenin öneminden bahsedemezsiniz.
Yetişkinler para hırsıyla sürekli inşaat yaparak şehri betona boğarken, gençlerden geleceği inşa etmelerini bekleyemezsiniz.
Alttan bir sürü dersiniz var, bize üst perdeden ahlak dersi veriyorsunuz!
Size bir şey söyleyeyim mi? Yeni nesil pırıl pırıl. Hiçbir sıkıntı yok. Asıl sıkıntı, yeni nesle eski nesilleri unutturan yetişkinlerde.
Son iki yılda kaç tane Türk filmi çekilmiş ve geçmişimizi anlatıyor. Kitapçıların çok satanlar rafındaki kitaplardan kaç tanesi gençlere ecdadını sevdirmek için yazılmış acaba?
Siz dedelerinizin emanetine sahip çıksaydınız, biz de yarınları emanet olarak kabul ederdik belki. Ama şu durumda hiç emanet alacak durumumuz yok! Kusura bakmayın!
Geçmişini unutturduğunuz bir nesle, gelecekten ödev veremezsiniz!
Bu yüzden aranızda, “Yeni nesil şöyle, yeni nesil böyle!” diye konuşup durmayı bırakın!
“Senin yaşında Fatih İstanbul’u fethetmişti!” diyerek demagoji de yapmayın! Evet, 21 yaşındayım. Ama Fatih’in İstanbul’u fethettiği yaşta değilim.
Çünkü benim babam II. Murad değil, hocam da Akşemseddin değil.
Zaten İstanbul da artık Fatih’in fethettiği İstanbul değil.
Kalın sağlıcakla..."

İnternetten alıntıdır.
 

quattro

Kayıtlı Kullanıcı
35-İzmir
Katılım
12 May 2018
Mesajlar
112
Tepki puanı
75
Puanları
28
Siteyi ziyaret et
Hocam öncelikle çok geçmiş olsun. Çok şükür cana gelmemiş. Mal bir şekilde yerine konulur. Yarın sabah bende Afyondan Aydına (memleket) doğru yola çıkacağım büyüklerimizi görmek için. İnanırmısınız 300 km yol gözümde büyüyor. Lüks araç sahiplerinin sol şeridi sahiplenmelerimi dersiniz, TIR şöförlerinin nasılsa yukardayız bize bişey olmuyor özgüveniyle araç kullanmalarımı dersiniz, babasının 3-5 kuruş parasıyla gram alın teri dökmemiş gençlerin şımarık hareketlerimi dersiniz, o kadar çok uzayıp gidiyor ki bu mevzular. Avrupa = Medeniyet diyoruz ya hakikaten doğru, adamlar sistemi kuruyorlar ve işletiyorlar. Biz sistemi kuruyoruz ancak bir türlü işletemiyoruz. Denetim mekanizmasımı dersiniz, elektronik sistemlerin verimli kullanılmamasımı dersiniz artık ismine ne derseniz deyin ama işletemiyoruz. Makas atmanın cezası biliyorsunuz 2000 TL, buna rağmen bu suç işleniyorsa, kameralardan tespit edilmesi için yöntemler uygulanmıyorsa devamını yazmak istemiyorum artık. Kazanıza gelince aracınız kesinlikle perte ayrılır. Kasko şirketiyle sizi zorlu bir süreç bekliyor.

Size bugün okuduğum bir yazıyı paylaşmak istiyorum. Hani biz duygusuz bir nesil geliyor diyoruz ya. Bakın bu nesili biz kendi ellerimizle nasıl oluşturuyoruz....

"Ben 21 yaşında bir üniversite öğrencisiyim. Yazılarınızı fırsat buldukça okuyorum.
Yazılarınızda sık sık “Gençlik nereye gidiyor?” türünden yakınmalarınız oluyor? Gençlik derken herhâlde lise ve üniversite öğrencilerini kastediyorsunuz. Bu durumda ben de nereye gittiğini çok merak ettiğiniz o grubun bir üyesiyim.
Madem bu ülkede yaşayan insanları gençler ve yetişkinler olarak ikiye ayırdınız, ben de siz yetişkinlere bazı sorular sormak istiyorum.
Bir köşe yazarı olarak gençlerin nereye gittiğinden çok, yetişkinlerin nerede durduğuyla ilgilenmeniz gerekmiyor mu?
Ülkenin başını belaya sokan olayların başaktörleri genelde gençler mi, yoksa yetişkinler mi?
Bu ülkede yüz binlerce öğrenci tek bir soru fazla yapabilmek için dirsek çürütürken, birileri sınav sorularını ve sorularla birlikte gençlerin hayallerini çaldı ve geleceğimizi çürüttü. Bu soruları çalanlar lise öğrencileri miydi?
15 Temmuz’u planlayanlar kaçıncı sınıfa gidiyordu?
Milletin yüzüne baka baka yalan söyleyen siyasetçiler hangi üniversitede okuyor?
Sanatçı kimliğiyle her türlü ahlaksızlığı yapanlar ergen mi?
Din adamı sıfatıyla ekranlara çıkıp inancıma ve değerlerime küfredenler kaç yaşında?
Sinemada 7 yaş üstüne uygun olarak işaretlenmiş filmde bel üstüne çıkamayan yapımcılar kaç doğumlu?
Lütfen artık gençliğe laf söylemeyi bırakın da yetişkinlere bakın ve “Sizler bu ülkenin geleceğisiniz!” gibi klişe sloganlardan vazgeçin.
Çünkü sizler bu ülkenin bugünüsünüz. Siz yaşadığınız günü bile kurtaramazken, yarınları kurtarma işini niçin bize ihale ediyorsunuz?
Kimin elinin kimin cebinde belli olmadığı, çarpık ilişkilerle dolu dizilere reyting rekoru kırdıran sizlersiniz. Kan damlayan, şiddet kusan senaryoları siz yazdırıyorsunuz.
Evlilik gibi kutsal bir müesseseyi, evlilik programlarında virane bir gecekonduya dönüştüren yine sizsiniz.
Youtube fenomenlerini seyrediyoruz diye ağlaşıyorsunuz. Ama o fenomenlere film çektirip parayı götüren sizlersiniz.
Siz gece kulüplerinde kavga eden futbolcuları el üstünde tutarken, okul koridorlarında kavga eden öğrencileri disipline gönderemezsiniz.
Bir yandan her türlü rezilliği özgürlük olarak sunan, cinsiyetsiz bir toplum özlemiyle yanıp tutuşan yazarların kitaplarını okurken, bir yandan ailenin öneminden bahsedemezsiniz.
Yetişkinler para hırsıyla sürekli inşaat yaparak şehri betona boğarken, gençlerden geleceği inşa etmelerini bekleyemezsiniz.
Alttan bir sürü dersiniz var, bize üst perdeden ahlak dersi veriyorsunuz!
Size bir şey söyleyeyim mi? Yeni nesil pırıl pırıl. Hiçbir sıkıntı yok. Asıl sıkıntı, yeni nesle eski nesilleri unutturan yetişkinlerde.
Son iki yılda kaç tane Türk filmi çekilmiş ve geçmişimizi anlatıyor. Kitapçıların çok satanlar rafındaki kitaplardan kaç tanesi gençlere ecdadını sevdirmek için yazılmış acaba?
Siz dedelerinizin emanetine sahip çıksaydınız, biz de yarınları emanet olarak kabul ederdik belki. Ama şu durumda hiç emanet alacak durumumuz yok! Kusura bakmayın!
Geçmişini unutturduğunuz bir nesle, gelecekten ödev veremezsiniz!
Bu yüzden aranızda, “Yeni nesil şöyle, yeni nesil böyle!” diye konuşup durmayı bırakın!
“Senin yaşında Fatih İstanbul’u fethetmişti!” diyerek demagoji de yapmayın! Evet, 21 yaşındayım. Ama Fatih’in İstanbul’u fethettiği yaşta değilim.
Çünkü benim babam II. Murad değil, hocam da Akşemseddin değil.
Zaten İstanbul da artık Fatih’in fethettiği İstanbul değil.
Kalın sağlıcakla..."

İnternetten alıntıdır.


iyi dilekleriniz için teşekkürler ve yolunuz açık olsun....
Brüksel 'de dolaşırken birisine yol sordum... karanlık bir sokağı göstererek oradan geçmemi söyledi... ben de yanımdaki biri bayan biri erkek diğer kişilerin ve benim endişemi o arkadaşa ilettim... bu sokak güvenli mi?... adres sorduğumuz kişi nereli olduğumuzu merak etti.. Türkiye deyince tebessüm etti... buradaki sorunu çıkarırsanız siz çıkarırsınız dedi gülerek... utandım... aslında mesele doğu - batı meselesi değil... kurallar her yerde var... Norveç dünyanın en güvenli yeri ise ve oradaki kanunları doğrudan buraya uygular isek suç oranı düşer mi sizce... bence düşmez çünkü yasaklar tek başına çözüm değildir... önce eğitim... ve bu eğitim de artık ilkokula kalacak kadar önemsiz değil.... en geç 3 yaşında başlamalı... dolayısıyla paylaştığınız yazıyı yazan arkadaşımız çok güzel demiş... önce biz düzeleceğiz... sonra onlardan düzgün olmalarını bekleyeceğiz...
 
  • Beğen
Tepkiler: Ergun U. ve Hasip

Cemil

Yönetici
Başkan
34-İstanbul
Katılım
2 Kas 2017
Mesajlar
4,446
Tepki puanı
1,961
Puanları
113
Siteyi ziyaret et
Çok çok geçmiş olsun...Allah şifa ve yardımıcınız olsun...Kamera kaydı falan yokmu gişe binasında...Belki oradan ispatlanabilir...
 

Zafer715

Yönetici
Başkan
53-Rize
Katılım
24 Kas 2018
Mesajlar
2,354
Tepki puanı
782
Puanları
113
Yaş
35
Siteyi ziyaret et
Cok gecmis olsun
 

qokhan1

Kayıtlı Kullanıcı
38-Kayseri
Katılım
12 Nis 2017
Mesajlar
226
Tepki puanı
81
Puanları
28
Siteyi ziyaret et
Büyük geçmiş olsun. Size ve sevdiklerinize sağlıklı, uzun ömürler dilerim.
Bende bu su israfı arkadaşların kulaklarını -yedi ceddleri de dahil olmak üzere- çınlatırım.
 
  • Beğen
Tepkiler: Ergun U.

iksk

Kayıtlı Kullanıcı
Bilgi Girilmemiş
Katılım
2 Tem 2019
Mesajlar
58
Tepki puanı
20
Puanları
8
Siteyi ziyaret et
cok gecmis olsun inanin ki bu gorgusuzlugun gurbetci yerli ayrimi yok yobaz her yerde yobazdir,genellikle yollardayim işimden dolayi sunu anladim,sag seritten sakin giderken kaza yapma oranin sol serittekinden daha fazla bilmem anlatabildim mi?Tr de sagdan sakin sakin gitmek istersen her an basina birsey gelebilir,Tekrar gecmis olsun ,
 
  • Beğen
Tepkiler: Ergun U. ve Cemil

Cemil

Yönetici
Başkan
34-İstanbul
Katılım
2 Kas 2017
Mesajlar
4,446
Tepki puanı
1,961
Puanları
113
Siteyi ziyaret et
cok gecmis olsun inanin ki bu gorgusuzlugun gurbetci yerli ayrimi yok yobaz her yerde yobazdir,genellikle yollardayim işimden dolayi sunu anladim,sag seritten sakin giderken kaza yapma oranin sol serittekinden daha fazla bilmem anlatabildim mi?Tr de sagdan sakin sakin gitmek istersen her an basina birsey gelebilir,Tekrar gecmis olsun ,
Kesinlikle...Emniyet şeridini sol şerit gibi kullanıyorlar...Birde şu sol şeritte yavaş gidip yol vermeyen denyolar yüzünden trafik skışmasa...Sellektörün ne olduğunu bile bilmeyen şoförler var...Yani kural mural yok bizim yollarda..Eds olmasa kimbilir yollar nasıl olacak...
 
  • Beğen
Tepkiler: Ergun U.

Ergun U.

Kayıtlı Kullanıcı
16-Bursa
Katılım
12 Tem 2017
Mesajlar
1,007
Tepki puanı
309
Puanları
83
Siteyi ziyaret et
Geçmiş olsun Allah beterinden korusun. Kaskonuz var mı bilmiyorum ama mal yönünden o sizi teselli edebilir muhtemelen perte çıkar. Gişelerin kamerası olması gerekir aslında tepeden sizin aracın kaza yapmasına sebep olan o diğer arabanın .... (siz yerini doldurun artık) plakası tespit edilebilir belki. Hatta mobese mi emin değilim resimlerde tepede bir kamera var bunu bir araştırın derim. Emniyet mi kara yolları mı ilgilenir bilemiyorum ama yanına kar kalması sinirimi bozuyor.
 
  • Beğen
Tepkiler: Hasip

quattro

Kayıtlı Kullanıcı
35-İzmir
Katılım
12 May 2018
Mesajlar
112
Tepki puanı
75
Puanları
28
Siteyi ziyaret et
Tekrar merhabalar,

yaklaşık iki ay sonra sigorta şirketi aracı ağır hasarlı olarak sınıflandırdı ve perte çıkardı.... bize de 50 bin TL 'lik bir teklif yaptılar.... kabul etmedim... fiyatlara baktım kredi faizlerinin de düşmesiyle birlikte uçuşa geçmişler... sizce hiç uğraşmadan bu işi yapan avukatlara vekalet mi vermeliyim yoksa sigortacım 55 bin TL talep etmiş, sigorta şirketi de yüksek fiyat demiş.... 51800 kasko bedeli var ancak piyasa fiyatları daha yüksek.... aynı model araçların ağır hasar kayıtlıları 50 bin TL olmuş... ne kadar bedelde ısrarcı olmam gerekir sizce?

iyi günler...
 
Üst