Yine 17 ağustos...Yine sahtekar müteahhit...Ve yine zaman aşımından beraat...

  • Konuyu Başlatan Konuyu Başlatan fcuhadar
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi

fcuhadar

Kayıtlı Kullanıcı
Bilgi Girilmemiş
Katılım
3 Ağu 2006
Mesajlar
2,486
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Siteyi ziyaret et
Depremin simge davası zamanaşımına uğradı

Marmara Depremi'nin yıktığı Düzce'deki Ersoy Apartmanı'nın enkazı altında tam 15 kişi can vermişti. Sorumlular hakkında kamu davası açılırken, bir yıllık doktor Nesrin Delibaş'ın babası Mehmet Delibaş, kızı ve ölen komşuları için binayı yapanlar hakkında suç duyurusunda bulundu. Bilirkişi raporunda suçlu bulunan müteahhit Hasan Ersoy, inşaat mühendisi Tarık Acaroğlu ve mimar Sedat Duman 7.5 yıl süren davadan zamanaşımı nedeniyle ceza almadan kurtuldu. Ersoy Apartmanı'nın müteahhiti Hasan Ersoy ile inşaat mühendisi Tarık Acaroğlu ve mimar Sedat Duman hakkında açılan dava 1999 yılında Düzce Ağır Ceza Mahke mesi'nde görülmeye başlandı. Mahkeme 2001 yılında, deprem tarihinde binanın 10 yaşını geçtiğini gerekçe göstererek, davanın ortadan kaldırılmasını karara bağladı. Yargıtay, zamanaşımı süresinin ruhsatın verildiği 1985'ten değil 1999'dan başlatılması gerektiği görüşüyle, kararı bozdu. Bunun üzerine Düzce Ağır Ceza Mahkemesi'nde yeniden görülen davada Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi araştırma görevlilerince bilirkişi raporu hazırlandı.

BİLİRKİŞİ: 3'Ü DE KUSURLU
Raporda müteahhit Ersoy'un malzeme kalitesini düşük tuttuğu, beton kalitesi, donatı çapı ve sayısı, etriye aralığı yönünden kusurları olduğu ve işçilik yönünden de kusurları bulunduğu belirtildi. Mimar Duman'ın binayı "kısa kolon kırılmasına neden olacak" şekilde yaptırdığı ifade edilen raporda inşaat mühendisi Acaroğlu'nun ise binaya kaçak kat yapılmasına göz yumup, bu katın ruhsat ve iskanını aldığı belirtildi. 2005 yılında Düzce Ağır Ceza Mahkemesi, 3 sanığın 1 yıl hapis cezası, 60'şar YTL para cezası ile cezalandırılmalarına karar verdi. Mahkeme "iyi hal"den, hapis cezalarını 10'ar aya, para cezalarını ise 50'şer YTL'ye indirdi. Böylelikle enkaz altında can verenlerin her biri için 3 sanık sadece 3.33'er YTL para cezasına çarptırılmış oldu. Yargıtay, bu kararı da ölenlerin yakınlarının dinlenmediği gerekçesiyle bozdu. Dava 21 Şubat 2007 tarihinde bir kez daha karara bağlandı. Ancak bu kez çıkan karar 'zamanaşımı' oldu. Mahkeme aradan geçen 7.5 yılın suçu zamanaşımına uğrattığı gerekçesiyle davanın kaldırılmasına hükmetti.
 
Mahkemeye hakaretten baba Delibaş'a dava

Depremde yaşamını yitiren doktor Nesrin Delibaş'ın babası Mehmet Delibaş karara isyan etti. Kararın hukuka olan güvenini tamamen yok ettiğini söyleyen baba, "7.5 yıl boyunca davanın her duruşmasına katıldım. Sanıkların bir kez mahkemeye geldiklerini görmedim. Suçlular şimdi ceza almadan ellerini kollarını sallayarak dolaşacaklar. Düzce Ağır Ceza Mahkemesi'ne dava ile ilgili yanlışlıkları birkaç mektup göndererek anlattım. Ancak benim mektuplarımı hakaret olarak algılayan mahkeme, hakkımda soruşturma açmış. 2.5 ay önce evime gelen polis memuruyla Manisa Cumhuriyet Savcılığı'nda ifade verdim. Kızımın ve komşularımın katilleri dışarıda geziyor, ben suçlu durumuna düşüyorum" dedi. Baba Delibaş'a suçluların korunduğu yönündeki ifadeleri nedeniyle mahkemeye hakaretten soruşturma açıldığı belirtildi.
 
hay ben bu ... diye baslayan bir cümle kurmak istemiyorum...

hadi bu dünyada kurtulduklarini sandilar peki bunun birde öbür tarafi var...
 
bu nasıl iştir anlamadım.müteahitlik okadar kolay olmuşki ülkede paran varsa müteahitsin.ayrıca sadece bu 3ünde değil suç bunlara imar iskan veren belediye görevlileri de bunlardan daha beter suçlu.bunlar sivil insanlar kendi çıkarlarını düşünmek için çalarlar malzemeden(asla böyle birşeyi onaylamıyorum ama şerefsizlik diz boyu) peki sen benim belediyemin görevlisi naasıl bunlara ruhsat veriyorsun neden denetlemiyorsun neden benim haklarımı zamanında onca insan ölmeden korumadın.bence bunları asmamız lazımdı.okadar sinirliyim bu yıkılılan binaların mimar mühendis mütehitlerine +belediye yetkililerine :mad:
 
Asıl komik olan onca cana mal olanların zaman aşımından beraat etmesine kızan ve depremde hayatını kaybeden kişilerden birinin babasının mahkemeye müteahhidi ve arkadaşlarını koruduğunu ima ettiği için dava açılması..Yani bu ülkede birini öldürebilir ve beraat edebilirsin..Ama ''yüce'' mahkemeye bi laf edersen mahkemelik ve büyük ihtimallede içerdesin...Olmaz olsun böyle adalet...
 
Ben banka hesabımın kabarmasına bakarım arkadaş.Banane,kaç kişi ÖLÜRSE ÖLSÜN!!!
 
Arkadaşlar malum bende Düzcede yaşıyorum, bu davaların bir çok örneği var ve ceza alan kimse yok. Zaten ceza olsaydı Veli Göçer denen adam çoktan asılırdı.
 
yahu arkadaşlar adamlar çarkı kurmuş hiç birbirlerine dokunurlar mı...hepsinin düzeni bozulacak ...biz senelerce eğitim alıyoruz doğru olanı öğrenip uygulamak için ama yatırımcılar maliyeti nasıl düşüreceğinin hesabını yapıyor :(en güzeli ew alırken bilen birilerine danışmak lazım.deprem sonrası güncellenip yeniden ele alına deprem ve afet yönetmeliğine uygun olan binaları tercih etmek lazım.....birde hukuk sistemini işlerliğini sorgulamak lazım bundan yaklaşık 4000 sene önce hamburabi kanunlarında mimarla ilgili şöyle bi madde bulunur..
-eğer bir mimar yaptığı ev ;evin sahibinin oğlunun ölümüne sebep olursa, o mimarın oğlu öldürülecektir.
bin yıllar önce bunu düşünmüşler ama bizim hukuk sistemimizde 50 ytl öde ve işten sıyrıl çok yazık çook :(
kısacası BEDAVA YAŞIYORUZ arkadaşlar ....
 
Size bir matematik işleminin yorumunu soruyorum arkadaşlar...

Mevcut durumların davalarının hüküm bulduğu tarihlerden,olayların meydana geldiği tarihleri çıkarırsak:

Hüküm tarihi -(eksi) Olayların meydana geliş tarihi = Zaman Aşımı

Bizim gibi tekçi ve demokratik bir hukuk devletinde bu işlemi bana açıklayabilecek bir 'babayiğit' var mı?:mad:
 
Geri
Üst