Otomotiv Sektöründe Yenilenen Rekabet Koşulları -'Blok Muafiyeti Tebliği '

spaceghost

Kayıtlı Kullanıcı
Bilgi Girilmemiş
Katılım
1 Eki 2006
Mesajlar
514
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Siteyi ziyaret et
Bilindiği gibi Avrupa Birliği'ne üye ülkelerin, ortaklığın sınırları içerisinde, bazı mal ve hizmet piyasalarının, sıkı rekabet kurallarından olumsuz bir şekilde etkilenmesini önlemek amacı ile blok muafiyeti aracılığıyla koruma altına alınan sektörlerden birisi de otomotiv sektörü idi. Söz konusu uygulama kapsamındaki mevzuat ile, otomotiv üreticileri ve distribütörleri rekabet yasalarının zorunlu kıldığı bazı uygulamalardan muaf tutulmuşlardı. Avrupa Birliği ülkeleri yıllar önce çıkardıkları "Blok Muafiyeti Yasası" ile bu uygulamaya son vermişlerdir. Söz konusu yasa'nın son halini alması ise 20 yıllık sancılı bir sürecin sonunda, 2002 yılında olmuştur.
Ülkemizde ise otomotiv sektörü kuruluşunun ilk yıllarından itibaren AB otomotiv sanayi ile entegrasyonu sağlama çabası içerisinde olmuştur. Son yıllarda faaliyet gösteren firma sayısının artmasıyla birlikte sektördeki rekabet daha çetin bir hal almıştır. Sektöre yönelik yapılan düzenlemeler ise bu rekabetçi yapının oluşmasında bir hayli önem kazanmıştır. Bu kapsamda hazırlanan "Motorlu Taşıtlar Sektöründeki Dikey Anlaşmalar ve Uyumlu Eylemlere İlişkin Grup Muafiyeti Tebliği (2005/4)" 1 Ocak 2006'da yürürlüğe girmiştir.
Tebliğ ile sektör Avrupa Birliği uygulamalarına paralel hale getirilirken, sektöre yönelik rekabet kuralları neredeyse baştan aşağı yenilenmiş ve "Motorlu Taşıtlar Dağıtım ve Servis Anlaşmalarına İlişkin Grup Muafiyeti Tebliği (1998/3)" yürürlükten kaldırılmıştır.
Tebliğ, özellikle üreticiler ve servisler arasındaki ilişkiyi tanımlama, yetkili ve yetkisiz servislerin faaliyet alanlarını tayin etme, tüketici tarafından yan sanayi ürünlerine erişim gibi sektördeki hassas konuların yenilen düzenlemesi ve yeni uygulamalar içermesi bakımından büyük önem arz etmektedir.
Türkiye, Yasanın yürürlüğe girmesi ile birlikte Avrupa Birliği'nin 20 yılda elde ettiği tecrübeleri hemen uygulamaya koymuş olacaktır. Yeni yasanın Avrupa'da olduğu gibi Türkiye' de de hem rekabet hem de tüketici memnuniyeti açısından olumlu sonuçlar getirmesi beklenmektedir.
Tebliğ'in 1 Ocak 2006'dan itibaren Türkiye'de yürürlüğe girmesinin ardından, tüm üretici ve dağıtıcı firmalara, 1 yıllık bir geçiş süreci tanınmıştır. Türkiye'de 40' a yakın üretici veya distribütör marka, firmaların ilgili sözleşmelerini ve uygulamalarını tebliğe uyumlu hale getirmek için çalışmalarını hızlandırmıştır.
Yeni Grup Muafiyeti Tebliği ile markalar arası rekabetin geliştirilmesi, bayilerin üreticiye bağımlılığının azaltılması ve bayiler arası rekabetin geliştirilmesi, yetkili servis ve parça/aksam piyasasında rekabetin geliştirilmesi ve bağımsız tamircilerin ve özel servislerin rekabete dahil olmaları hedeflenmektedir.
Blok muafiyeti düzenlemesi ile birlikte sektörde yaşanması muhtemel değişiklikler özetle şöyle sıralanabilir:
* Çok Markalılık: Yeni düzenleme ile birlikte hem satış hem marka tekeli kalkıyor. Tebliğ'in işlerlik kazanmasıyla, sektörde marka içi ve markalar arası rekabet artacak. Showroomlarda farklı marka araçlar sergilenebilecek, özel bağımsız servisler de garanti kapsamında servis hizmeti verebilecek. Marka kimliğine zarar vermemek kaydıyla değişik üreticilerin modelleri aynı showroom içinde farklı alanlarda pazarlanabilecek. Diğer taraftan yetkili servisler bu rekabetten kendilerini geliştirme, daha iyi hizmet, kaliteli, ucuz hizmet verme noktasında faydalanacak. Seçici dağıtıcı, yeri ve konumu müsait olduğu takdirde, başka markalar da bulundurabilme hakkına sahip olacak. Örneğin daha önce Toyota marka otomobil satan bir showroomda, Peugoet, Hyundai, Mercedes gibi markalar da sergilenebilecek.
Bayiler, markaların kendi standartlarını sağlayabildikleri ölçüde, aynı çatı altında birden fazla markanın bayiliğini de yapabilecekler. Günümüzde, birden fazla bayiliği farklı tesislerde yürütmekte olan bayilerin sayılarının tüm marka bayileri toplamı içerisinde yüzde 30' a ulaşmış durumda olduğu göz önünde bulundurulduğunda uygulamanın ne ölçüde faydalı olacağı daha iyi anlaşılmaktadır.
* Servis Hizmetinde Tekel Kalkıyor: Yetkili servisler dışında özel bağımsız servisler de eğitimli personel bulundurmak koşuluyla sağlayıcı tarafından denetlenerek, yetkili olabilecek, tamir ve bakım yapabilecek. Böylelikle özellikle belli yetkili servislerin tekelinde bulunan servis hizmeti daha rekabetçi hale gelecek. Servis hizmetinde tekelin kalkmasıyla hem tüketicinin tercih seçeneği artacak, hem de tüketici en uygun şekilde hizmet veren servisi tercih etme imkanına sahip olabilecek. Gerekli şartları taşıyan servisler, sağlayıcıdan çalıştıracakları personelin eğitimi için talepte bulunabilecek.
* Coğrafi Sınırlama Kalkıyor: Satış yada dağıtım merkezi kurmada uygulanan lokasyon klozunun kaldırılmasıyla, bayiler coğrafi sınırlama olmadan ilave satış yada dağıtım merkezi kurabilecek.
* Birleşmeler Artacak: Getirilen yeni sistemin amacı rekabeti artırarak, kaliteyi yukarı, fiyatları ise aşağı çekmektir. Bunun sağlanması için üretici, bayi, servis vb. otomotivin her alanında firmalarımızın artan oranda şirket birleşmelerine yanaşacağına kesin gözüyle bakılmaktadır.
* Satış ve Servis Hizmetleri Ayrılacak: Tebliğ ile birlikte satış ve servis hizmeti birbirinden ayrılıyor. Artık satış hizmeti verebilmek için servis hizmetini sağlamak gerekmeyecek. Satış ve servis bayilikleri farklı şartlar, farklı standartlar ve farklı sözleşmeler ile değerlendirileceğinden, son 5-10 yıldır motorlu taşıtlar sektöründe gözlenmekte olan trendde farklılaşma yaşanması kaçınılmaz olacak. Satış yapan bayiler, bizzat servis hizmeti vermiyorlar ise en yakın servis hizmetini müşteriye gösterecek.
* Eş Değer Parça Kullanımı: Yeni uygulamayla birlikte, otomotiv servisleri orijinal yedek parçanın yanı sıra kaliteli eş değer parçayı da kullanabilecek.
* Münhasır ve Seçici Bayilik: Düzenleme ile sektörde dağıtım, münhasır ve seçici bayilik şeklinde çeşitlendirilmiştir. Buna göre, ana dağıtıcı istiyorsa seçici bayilik yöntemini de uygulayarak, gerekli koşulları yerine getiren ve talepte bulunan bayilere seçici dağıtım imkanı verecek. Tebliğ ile pazar payı eşikleri belirlenirken, bu pazar payı eşikleri aşıldığı takdirde distribütörlerin iradesine bağlı olmaksızın seçici bayilik uygulanmak zorunda olacak. Muafiyet hükümleri, dikey anlaşmanın sağlayıcının motorlu taşıt veya yedek parça ya da bakım ve onarım hizmeti sağladığı ilgili pazardaki pazar payının yüzde 30' u, motorlu taşıtların dağıtımı için niceliksel seçici dağıtımın tercih edildiği anlaşmalarda ise yüzde 40' ı geçmemesi durumunda uygulanacak.
Türkiye geneline bakıldığında otomotiv sektöründe yüzde 30 gibi bir pazar payına sahip olunması zor olduğu için, dağıtım konusu ağırlıklı distribütörün iradesine kalırken, yedek parça ve serviste belirlenen pazar payının özellikle markalara dönük olması nedeniyle dağıtıcının iradesine bağlı olmaksızın seçici bayilik yönteminin uygulanabileceği söylenilebilir.
* Satış-servis Bağı: Servis zorunluluğunun ortadan kalkmasıyla, bayiler satış sonrası hizmetlerini niteliksel kıstaslara uygun yetkili servislere devredebilecek. Ancak, böyle bir devirde tüketiciye aracının bakımını yaptırabileceği servis hakkında açıklayıcı bilgi verilecek. Öte yandan satış bayii hem servisi hem de yedek parçayı bünyesinde bulundurmak zorunda olmayacak.
* Yedek Parçada Türk İsmi: Orijinal parçanın yanında servisler eş değer parçayı da kullanma imkanına sahip olabilecek. Bu da eşdeğer parçaların orijinal parça kadar kaliteli olmasına imkan verecek ve yedek parçada yerli üretim payının artırarak, sanayinin gelişmesine katkı sağlayacak.
* Bağımsız Servislere Destek: Bağımsız tamircileri, yetkili servislerle rekabet edebilen bir duruma getirebilmek için makul bir ücret karşılığında üreticiden teknik bilgi, eğitim, donanım ve yedek parça temininin önü açılmaktadır.

* Orijinal Parça: Belirlenecek kriterlere uygunluğu gösteren sertifikasyonları alan yan sanayii firmaları kendi markalarıyla orijinal yedek parça üretip, pazarlayabilecek. Yetkili servisler söz konusu parçaların pazarlamasını yapabilecek.
Satış ağlarında rakip markaları istemeyen üreticiler, "çeşitliliği" ortak markalarıyla sağlayacak özel anlaşmalar düzenleme yoluna gitmeye başladılar.
Mevcut yasa ile üretici ile bayiler arasında daha sağlıklı bir iletişim kurulacaktır. Bu yasa müşterinin daha sağlıklı ve kaliteli hizmeti daha ucuza almasına yardımcı olacak. Ayrıca bayilerin ve tamir bakım servislerinin kendilerini geliştirmesine ve daha kaliteli hizmet vermesine vesile olacak. Ayrıca küçük işletmeler de kurumsal yapıya kavuşacak. Bu bayiler belli standartlara ulaşmak için kendilerini eğitecekler ve teknolojilerini geliştirecekler. Üreticiler de, bayilerine 'şartlarımı yerine getirirsen bayim olabileceksin' diyecek.
Gerek sektörde olması muhtemel değişiklikler, gerekse ön görülemeyen sebeplerden dolayı, tebliğin uygulanması zaman içinde sektörü olumsuz etkileyecek sorunlara yol açabilecektir. Ancak oluşacak yeni rekabet ortamında sektörün bütün tarafları üreticisi, dağıtıcısı, servis-yedek parça ve yan sanayisi de dahil bu oluşumdan daha da güçlenerek çıkacaklardır.
Yeni Tebliğ'in en belirgin özelliğinin tüketicinin beklentilerini karşılamak ve tüketiciyi korumak olduğu söylenebilir. Tüketici açısından sözleşme yapılış biçimleri değişirken, artık tüketiciler kurulacak özel mahkemeler ile haklarını hızlı biçimde arayabileceklerdir. Tebliğ ile birlikte sektörde rekabet artacak ve küreselleşecektir. Bu ise ürün ve hizmet kalitesinin yükselmesini sağlayacaktır. Sanayide kalkınma gerçekleşmiş olacaktır.
Müşteriler için en iyi ürünü ya da hizmeti alabilmesi için fırsat eşitliği sunan yasanın uygulaması aşamasında bayilerin, kabul edilen yasanın ne tür bir düzenleme getirdiğini iyi anlamaları ve kendilerini bu anlamda geliştirmeleri gerekmektedir.
 
tüketici memnuniyetinin sağlanması amaç ise tamam ama bayilerin yada satıcıların kazancına kazanç katmaksa kalsın yani.
 
bizim önümüz açılıyor ayrıca müşteriyi memnun eden kazanacak
 
Geri
Üst