Öğretmen İçin...

  • Konuyu Başlatan Konuyu Başlatan kaderaniz
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
kimine göre uzun, kimine göre kısa sürdü ilk dönem; ama bir şekilde bitti... tüm öğrencilere ve öğretmen dostlarıma iyi tatiller...
yalnız rahatsız olduğum bir husus var ki sanıyorum diğer arkadaşlarda katılacaktır; karnelerde artık sadece 3 değerlendirme ölçeği var ilk 3 sınıfta... "Geliştirilmeli, İyi, Çok iyi"... Büyüklerimizin zamanında "10 Ölçekli" bir değerlendirme yapılırken, bizim zamanımızda Zayıf, Geçer, Orta, İyi, Pekiyi varken, zamanla 1,2,3,4,5 şimdi de "geliştirilmeli, iyi, çok iyi" ölçekleri arasına sıkıştırıldı çocuk... Sanıyorum ilerde ikiye indirirler sadece "iyi ve çok iyi" kalır... (!) Yetkileri elinden alınmış gibi hissettim kendimi karne verirken bugün... Çaresiziz... ancak burdan isyan edebiliyoruz... Birileri bize sormadan sistemi sürekli değiştiriyor biz de kukla gibi söylenileni uyguluyoruz... ve bu durum beni çok rahatsız ediyor... bişeyler değişmeli... böyle olmamalı... ne zaman bize soracaklar acaba? ne zaman bizim işimizle ilgili karar verirken bizim düşüncemizi, fikrimizi alacaklar?
 
Herkese iyi tatiller.

Sorunuzun cevabı biz önce kendimizi düzelttiğimiz zaman. (Dikkat! Özeleştiri içerir.)
 
kimine göre uzun, kimine göre kısa sürdü ilk dönem; ama bir şekilde bitti... tüm öğrencilere ve öğretmen dostlarıma iyi tatiller...
yalnız rahatsız olduğum bir husus var ki sanıyorum diğer arkadaşlarda katılacaktır; karnelerde artık sadece 3 değerlendirme ölçeği var ilk 3 sınıfta... "Geliştirilmeli, İyi, Çok iyi"... Büyüklerimizin zamanında "10 Ölçekli" bir değerlendirme yapılırken, bizim zamanımızda Zayıf, Geçer, Orta, İyi, Pekiyi varken, zamanla 1,2,3,4,5 şimdi de "geliştirilmeli, iyi, çok iyi" ölçekleri arasına sıkıştırıldı çocuk... Sanıyorum ilerde ikiye indirirler sadece "iyi ve çok iyi" kalır... (!) Yetkileri elinden alınmış gibi hissettim kendimi karne verirken bugün... Çaresiziz... ancak burdan isyan edebiliyoruz... Birileri bize sormadan sistemi sürekli değiştiriyor biz de kukla gibi söylenileni uyguluyoruz... ve bu durum beni çok rahatsız ediyor... bişeyler değişmeli... böyle olmamalı... ne zaman bize soracaklar acaba? ne zaman bizim işimizle ilgili karar verirken bizim düşüncemizi, fikrimizi alacaklar?

Vallaha bu yıl acayip bir yıl oldu. :)

Özel okullar, yazılıların liselere yerleştirmeyi etkilemesinden mütevellit bol bol not verdiler. Hatta çocuklara yazılılardan yüz aldırabilmek için kırk tane yazılı yaptılar. En yüksek notları geçerli kıldılar. Sözlü notları deseniz zaten yüz!

Bunu duyan bizler devlet okullarındaki öğrencilerin hakkı yenmesin diye şişirdikçe şişirdik, şişirdikçe şişirdik. Sonuç hak edilmeyen notlar ve görünürdeki başarı...

TEOG olmadı! En azından bu şekliyle olmaz. Dershaneler kapanacak diye sistemi acayip bir duruma soktular. Bu şekilde yürümeyeceği açık!

Şahsım adına, eğer bu biçimde bir sistemle yürüyecekse işler, bütün öğrencilerime sözlü notlarından 100 vermeyi düşünüyorum. Hatta sözlü notu yetkisini elimizden alsınlar. Yalnızca yazılı notlarına bakılsın. Hatta ve hatta yazılıların tamamı devlet eliyle yapılsın. En ufak bir not değerlendirmesine girmek istemiyorum.

Zaten itibarımız yerlerde sürünüyor. Notla v.s. olacak iş değil. Çocuk notla bana saygı duyacaksa hiç duymasın. O nedenle not meselesini kafamda bitirdim. Hiç hak etmeyene dahi rahatlıkla 100 verebilirim.

Eğitim bu demek değil! Kendi çapımda bir eğitim anlayışı oturttum. Ne veliyle muhattabım, ne de müfettişlerle! Müfredata uygun biçimde konuları işliyorum, çocukları TEOG'a hazırlıyorum. Fakat asıl verdiğim eğitim bunların çok ama çok dışında. Derste ettiğim sohbet, anlattığım bir anı; sorgulamayı, düşünebilmeyi öğretmek işin verimli tarafı... Bunu ne kadar çok yapabilirsek o kadar iyi olacak. Çocuklara balık tutmayı bile öğretmemeliyiz. Balığın nasıl tutulabileceğini araştırma yollarını sunmalıyız. İşte o zaman kazanırız.

Tabii bütün bu yazdıklarım ortaokul kısmı için geçerli. Diğer kademeler için bir şey diyemem.

Tatil de hoş geldi sefa geldi ama 2 gün geçti bile... :)

Yetmiyor kardeşim yetmiyor! Kıskananlar çatlasın! :)
 
Nöbet eylemini n'ettiniz sevgili örtmenlerim?
 
Hocam ben Eğitim-İş liyim, (malum bu öneriyi ilk gündeme getiren sendika) hatta il yönetiminde de görev aldım 2 yıl...
Şu an ben tutuyorum çünkü benim okulum köy okulu, tutmasam bile kimsenin ruhu duymaz... Merkezdeki arkadaşların katılımı önemli... Zaten bizim okulda nöbet tutmasanda pek sorun olmuyor açıkçası, öğrenci az okul köyün biraz dışında... gelen yok giden yok sıkıntı da yok dolayısıyla...
sizde durum ne? :)
 
Ben de Türk Eğitim-Sen'liyim. Malum, eylemin ilk çıkışında ilk haftalarda tutulmayacaktı. Okul müdürleri ilk haftalara nöbet yazmayıp sonraki haftalara ikişer tane yazmışlar. Ya da boş güne nöbet yazmalar falan... Hal böyle olunca benim sendika da süresiz kararı aldı.

Dilekçemi verdim, eyleme katılıyorum.

Fakat...

Defteri imzalamasam da nöbetimi tutuyorum. Sonuçta nöbetsiz okul olmaz. Herhangi bir aksi durumda vicdanen rahat olamam. Doğru mu yanlış mı, ses getirir mi bilmem ama şimdilik bu yönde karar aldım.

Okuldaki aşağı yukarı tüm arkadaşlar da aynı düşünüyor. Sarı sendika hariç tüm arkadaşlar eyleme katılıyorlar ancak nöbetlerini de tutuyorlar.
 
tüm sendikaların amacı aynı neticede... öğretmen çıkarını savunmak ve hakkımızı elde etmede yardımcı olmak... böyle bazı konularda birleşince çok hoşuma gidiyor... Afyon'da özellikle son 1 yıldır TES ve Eğitim İş ortak yürüyüş vs. düzenliyor, açıklama yapıyor...

Eylem sonuca ulaşmak üzere... 150 TL civarı nöbet ücreti alacak gibiyiz bakalım aylık... iki öğretmenli ev için 300 TL büyük para... Umarım en kısa sürede hakkımızı alırız :)
 
Ben hiç sanmıyorum. MEB, biz hazırladık gönderdik ama maliye kabul etmedi diyecek. Topu maliyeye atınca da bize şirin görünecekler. Ya da en iyi ihtimalle bir nöbete bir ek ders yazarlar olur biter.
 
küfür edecek söz bulamıyorum...
haber başlığını ilk okuduğumda okuldaki kızları taciz eden erkekleri tespit edip bunlara gereken disiplin cezalarını uygulamaya koyacak olan ve şimdiden ileride olacak kötü durumları engellemeye sanan bir eğitimci sandım... ulan ne safım ben... bu ülkeden nasıl güzel bir şey bekliyorum ki?
 
Geri
Üst