50 değil 100 yıl bile bekletirler abicim. Yalnız bunun suçlusu yalnız onlar değil. Geçmişter bizi hepten uyutmuşlar. Biz eskiden bizi almıyorlar zannediyorduk. Daha doğrusu bize öyle söylenmişti.
Kazın ayağı öyle değilmiş. Şimdi avrupa birliği Türkiye'ye bir ödev listesi veriyor. Bu listede tamamlaması gereken adımlar var.
Avrupa birliğine uymayan yasalar, insan hakları, enflasyon, ekonomi vs.vs.
ve süre veriyor. Bu süre sonunda yapılanlara bakacağım diyor.
Türkiye geçmişte yani bu 50 yıl içinde ne yapıyor? Kocaman bir sıfır. Hiç bir ilerleme ve gelişme yok. Bunun üzerine Ab yeni bir süre veriyor. Sonra ne oluyor? Yine hiç bir şey yok.
Geçmişte ülkeyi kim yönetiyordu? Milli güvenlik kurulu. Bu kurul kimlerden oluşuyordu? Cumhurbaşkanı, başbakan, bakanlar,genel kurmay başkanı ve kuvvet komutanları. Milli güvenlik kurulu tavsiye niteliğinde kararlar alır. Bu tavsiyelerden bugüne kadar yapılmayanı var mı? yok.
Sen bir ab ülkesi olsan, askeri bir yönetime sahip ülkeyi arana alır mıydın?
Dünyanın hangi demokratik ülkesi askeri bir kurul tarafından yönetiliyordu? hiç.
Biz zannediyorduk ki islam ülkesi, Türk olduğumuz için falan. Bizi hep uyutmuşlar.
Geçmişte Almanya (Kohl) ve Fransanın (Chirac) gibi büyük ülkelerin başkanları Türkiye'nin üyeliğini hep desteklemişlerdir.
Türkiye verilen ödevleri yapmaya başladı. Tabi bu zaman alıyor. Milli güvenlik kurulu artık tamamen sivil ve etkisiz.
Türkiye ödevlerini yapıp da birliğe girmeye yaklaşınca başta Almanya ve Fransa olmak üzere kıvırmaya başladılar. Referandum yaparız falan.
Oysa geçmişte hiç referandum, imtiyazlı ortaklık lafları yoktu.
Şuanda Türkiye'yi yine almazlar. Niye?
Halen Darbe riski var. Hükümeti beğenmeyenlerin ilk lafı yada iması ordu göreve. Oysa en kötü ülke yönetimi bile darbeden iyidir.
Hükümetler gelir geçer. Bir sonraki seçimde daha iyi olacağın birine oy verirsin . Ama işi darbe ile kesip atmazsın.
Üstelik bu darbe çığırtkanlığının rektörler tarafından da yapılıyor olması çok çok vahim.
Bu risk tamamen ortadan kalktığı zaman, kanunlarımız ab ile daha uyumlu olduğu zaman, ekonomimiz daha da düzeldiği zaman geriye mazeretleri kalmayacak.
Bu durumda ya birlik amacını aştığı için dağılacak yada Türkiye'yi almak zorunda kalacaklar.
Başbakan bu yüzden şimdiden uyarıyor ve maç oynanırken kural değişmez, imtiyazlı ortaklık teklifi çok çirkin ifadelerini kullanıyor.
Ab eskiden rahattı. Zaten Türkiye ödevlerini yapmadığı için alım şartları otomatikman oluşmoyurdu. Şimdi işler değişti.
Kişi başına düşen milli gelirde birçok ab üyesini yakaladık, bazılarını geçtik.
Kişi başına düşen milli gelir, ab seviyesinde veya daha üstünde olursa, serbest dolaşımda avrupaya akın da olmayacaktır.
Türkiye'de kazandığınızla ab aynı ise, niye oralara gidesiniz ki?
Kısacası, geçmişteki hükümetler ab ye girme yolunda hepimizi aldatmışlar. Bu kesin.