- Katılım
- 27 Ağu 2013
- Mesajlar
- 898
- Tepkime puanı
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 37
Merhabalar arkadaşlar,
Geçen hafta Doğukan’ın Hyundai Accent Era için yazdığı bilgilendirme postundan sonra ben de iki aylık bir Alfa Romeo 156 sahibi olarak elimden geldiğince gözlemlerimi yazmaya çalışacağım. Benim yazım onunki kadar uzun olmayacağı için daha çok temel noktalara değineceğim. Zira otomobili sürerken arabayı dinleyip en ufak aksiliği duymak için iki güne bir teypsiz yol giden birisi olarak detaylara girersem hepimiz boğuluruz. Konu başlıklarının altında hemen değerlendirmeye başlayalım.
Alfa Romeo 156, 2.0 Twin Spark Motor, 2000 model üzerinden gidiyorum.
Klasik teknik bilgiler şu sayfada Türkçe olarak var: http://www.auto-data.net/tr/?f=showCar&car_id=1486
Araçta ABS, EBD, SRS AIRBAG mevcut.
Kronik sorunları:
Varyatör
Alfa Romeo 156’ların en büyük kronik sorunu “varyatör” adlı parça. Bu parça Honda’nın VTEC’i gibi 3500 deviri geçince subap zamanlamasını değiştiriyor ve torku +30 arttırarak esas değeri olan 187’ye çekiyor. Fakat bu halde çok yakıt tükettiği için 3500 devir altında 157 Nm tork ile sürüyorsunuz ve dolayısıyla tasarruf sağlanıyor.
Lakin bu parça VTEC gibi hidrolik değil mekanik bir parça olduğu için zamanla içindeki dişliler aşınıyor. Bunun sebebi de motor blogunun üstünde yer alması ve dolayısıyla geç yağlanması ve yağlansa bile içindeki yayların, dişlilerin tasarımından ötürü eskimesi, bozulması. Eski tiplerde 20-30 bin ömrü olan varyatör, yeni üretimlerde 60.000 kadar dayanıyor.
Fakat sabahları arabayı çalıştırınca bir yirmi saniye bekler, motor sıcaklığı 90 dereceye gelene kadar 3000 deviri aşmazsanız bu ömrün daha da ötesine geçebilirsiniz. Bozulan varyatöre bir defalık tamir kiti uygulanabiliyor ve ek 15.000 km kazanılıyor. Sarf parçası gibi görüldüğü için triger değişiminde değiştirilmesi öneriliyor.
Parça yavaştan gitmeye başladığında ilk çalıştırmada 1-2 saniye dizel motor sesi geliyor araçtan, tamamen bozulduğunda her zaman bu ses çıkıyor. Bende ilk yarım yahut bir saniye boyunca sabahları geliyor fakat yaklaşık en az 10-20 bin ömrü var demek bu.
Ön düzen
Aracın ön düzeninin hassaslığı bir efsane değil, gerçek. Ama Alfa’lara saydırmadan önce bunun sebeplerine de bakmak gerekiyor. Ön tarafta double wishbone tam bağımsız süspansiyon var, arkalarda da çift çubuklu tam bağımsız süspansiyon var. Ön ve arka viraj demirleri de mevcut. Haliyle ön düzen karmaşık parça yapısı nedeniyle hem pahalı hem işçiliği zor hem de hassas. Pek çok 2014 model aracın süspansiyon sisteminden daha karmaşık olan bu tasarım inanamayacağınız kadar iyi bir yol tutuş sağlıyor ve ESP gibi sistemlere gerek kalmıyor. Bornova’dan Buca’ya otobandan düz veya viraj aralıksız 180 km hızla geldiğimi bilirim boş saatlerde.
Bu yapısından dolayı aracı ülkemizin çok bozuk asfaltlı yollarında diğer araçlardan biraz daha yavaş ve dikkatli kullanmak gerekiyor. Arabasını köye gidip gelmek için kullanan birisine uygun olmadığı açık fakat maksimum güvenliği isteyen bir kullanıcı için bulunmaz nimet. Ön düzen bozulmasa bile gelen gıcırtılar ise parçaların montajı esnasında burçlara bakırlı gres sürmeyi unutan veya işine gelmeyen ustalar nedeniyle oluyor.
MK1 kasa, MK 1.5 kasa ve MK2 kasa arasındaki farklar
97-2001, 2002 ve 2003-2007 model olarak sıralanıyor bu kasalar. En dikkat çeken yanlarını yazacağım.
MK1: 2 hava yastığı, ASR yok, dijital klima, yol bilgisayarı yok
Dashboard: http://www.alfaromeopress.com/actio..._ARCHIVIO/SYSTEM_GALLERY_STORICHE/3-3-571.jpg
Dış: http://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/6/6b/Alfa_Romeo_156_front_20080303.jpg
MK1.5: 4 hava yastığı, ASR var, çift iklimli dijital klima, yol bilgisayarı var, TC var
Dashboard: http://www.alfaromeopress.com/actio...STEM_GALLERY_STORICHE/3-3-641.jpg&format=1024
Dış: http://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/3/39/Alfa_Romeo_156_front_20080331.jpg
MK2: 4 hava yastığı, ASR var, çift iklimli dijital klima, yol bilgisayarı var, TC var
Dashboard: http://www.alfaromeopress.com/actio...TEM_ARCHIVIO/SYSTEM_GALLERY_2005/1-3-2774.jpg
Dış: (Sportwagon bulabildim önden wikide) http://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/c/c1/Alfa_Romeo_156_Sport_waggon_grey_vl.jpg
MK1 kasa agresif tasarımı nedeniyle daha çok seviliyor ve bu nedenle Alfa hastaları MK1.5 kasanın temizini arıyorlar. Bendeki düz MK1 modeli, ahşap iç döşeme ve kadife araç rengi koltuklar opsiyonlu.
MK2 kasaların performansı MK1’e göre biraz kötü, Euro normlarına uyabilmek için yapılmış bir değişiklik. Ayrıca MK1’de 1 katalitik konvertör varken MK2’de tam 3 tane bulunuyor, yani katalizör eskidiğinde 3 tane nur topu gibi katalizör almanız gerekiyor. 2 tanesi manifoldda 1 tanesi normal yerinde.
Ayrıca MK1 kasa da dahil olmak üzere Alfa 156’da 2 değil 3 susturucu var egzoz sisteminde.
MK2’nin 2.0 olanını bulmak zor, MK1’de de 1.6 olanı bulmak zor. Ülkemizdeki vergi politikalarının araç modellerine olan etkisini burada görebiliyoruz. 90 sonlarında 2.0 alınabilir bir araçken 2000 başlarında 1.6 tercih edilmeye başlanmış.
Unuttuğum detaylar vardır elbet ama MK2’nin MK1’den daha iyi yol tuttuğunu söylüyorlar ancak daha fazla elektronik donanım nedeniyle sorun çıkarma potansiyeli ve bakım masrafları da daha yüksek. Standart bir kullanıcı için Vectra ve Omega’ya karşı uygun fiyatlı bir alternatif olacaktır. Zaten SportPremium D sınıfı olarak geçiyor.
Ortak parçalar
Kimisi Alfa’lar dandik Fiat parçaları kullanıyor diyor. Doğrudur, misal gaz kelebeği Fiat Marea ile aynıdır ancak bujileri Ferrari ile, silecek kolları Maserati ile ortak parça. Yani bu durum zaten günümüzde normal karşılanmalı, üreticinin maliyet kısma politikası.
Aracın içi
Aracın içi kullanıcıyı hemen saracak bir yapıda. Göstergelerin hepsi sürücüye dönük ve geceleri çok tatlı bir ışıltı ile parlıyorlar, açıkçası şimdiye dek gördüğüm en güzel görünen göstergeler bence.
Sürücü koltuk yükseklik ayarı, direksiyon derinlik ve yükseklik ayarı, kemer ayarı gibi şeylerin hepsi var. Debriyaj hidrolik ve orta sertlikte. Frenin kademesiz olması biraz sıkıntı, dokunduğunuz gibi sıkıveriyor diskleri ve bu da alışana kadar acemi sürücü gibi olmanıza neden oluyor.
MK1 kasada gaz pedalı telli ve bu nedenle anında tepki almak mümkün. MK2’de elektronik olduğu için çok az daha gecikmeli.
Ahşap döşemesi vites topuzundaki yazıların silinmesi haricinde çok kaliteli ve direksiyon ile vites gerçek ahşap, orta konsol kaplama.
Bozuk yollarda iç trim sesleri geliyor zira araç 15 yaşında ama konsol sökülerek yağlamalar falan yapılırsa bu sesler kesilir, zaten bu yaşta ses çıkarmayan araç görmedim denilebilir. Kule gergisi takınca sesler azalıyor diyenler var, zira aracın kasası yumuşak ve bu nedenle esnek, bu da iç trimlerde ses yaptırıyor zamanla.
Kullanabileceğiniz bütün butonlar kolayca ulaşabileceğiniz yerlerde. Sadece küllük biraz lüzumsuz bir yere koyulmuş ve çakmağını 3. Ve 5. Viteslerdeyken kullanmak biraz dert.
Eşya koyma gözleri de biraz yetersiz ve torpidosu soğutmalı ancak ufak.
Yol tutuşu
Efsane.
Konfor
Sport paketli değilse konfor oldukça yüksek. Amortisörler yumuşak ve araç oldukça esnek. Fakat bu esnekliğe rağmen yol tutuşta bir kayıp yok. Lakin aerodinamik olarak tasarlanan alt karter koruma ortası bombeli köy yollarında en az bir kaç defa sürtüyor. Spor paketli olanlarda esneme az olduğu için koruma plastiğinin değmediğinden bahsediliyor. Araçta 2 kişiden fazlaysanız pek eğik büzük yollara gelmiyor yani. Korumanın bu kadar alçakta olması aracın altına giren havayı azaltmak için ve sadece motoru korumak için değil.
İzolasyon
İçeri 90 km hıza kadar doğru düzgün ses almıyor. 3000 devire kadar oldukça rahat. Fakat bunun üstünde hafiften rüzgar sesleri geliyor ama rahatsız edici düzeyde değil. 3000 devirden itibaren yağ basıncıyla varyatör devreye girdiği için motorun sesi değişiveriyor ve araç kükreyerek gidiyor. Bu kükreme ses sevenlerin hoşuna gider ancak hiç motor sesi duymayayım diyenleri rahatsız eder. Standart 90-120 km hız ile uzun yol kullanımında rahatsız olmak imkansız. Benim egzoz sistemi eskidiği için içeri en çok gelen ses yüksek devirlerde egzoz, o olmasaydı eminim tamamen sessiz olabilirdi. 15 yıllık bir araca göre çok iyi durumda.
Direksiyon
Klasik hidrolik direksiyon ancak Opel Astra F, Vectra B, Tigra, Corsa gibi hidroliklerdeki sertlik yok. Tatlı bir sertliği var ama tek elle her manevrayı da yapabiliyorsunuz. Direksiyon turu kısa ve bu nedenle dokunduğunuz anda istediğiniz kadar tek hamlede dönebiliyorsunuz. Sadece tam ters dönüşlerde elle tur attırmak gerekiyor. Yoldaki bozuklukları ne çok veriyor ne de az veriyor. Eski aracım çok verirdi ve bu beni yorardı, Alfa’da tadında bırakılmış.
Frenler
Yüksek hızlarda bile yeterli. Ön arka disk, önler soğutmalı. Lastikleriniz güzelse frene asıldığınız gibi durursunuz.
Motor
Motor arada sırada hava akışmetresi ile sürpriz yapabiliyor ancak çok pahalı bir parça değil. Yüksek devirli kullanılırsa yağ yakıyor, bu nedenle kaputta yüksek devirli kullanımlarda 10W-60 koyun yazıyor ancak klasik günlük kullanımda motor iyi durumdaysa yağ yakmıyor. Ben 10W-40 kullanıyorum.
Yakıt tüketimi
Şimdiye dek 38 kuruş ve 44 kuruş arasında yaktım her depoda. Gaza benden daha nazik davranan arkadaşlar olursa bunu şehir içi + otoban kullanımında 35 kuruşa kadar indirirler. 2.0 bir motor için bence benzinde inanılmaz bir rakam. Tüp sevmediğim için aracı tüpsüz olarak özellikle aradım ve buldum.
8-12 litre yakışı var karma veya şehir içinde yani. Uzun yolda çok denemedim ama 90-100 hız ile 6-7 litrelere kadar inebilir.
Aydınlatma
Hem iç hem de dış aydınlatma oldukça yeterli. Farlar oldukça güzel ve parlak, bu nedenle xenon ihtiyacı bile yok. Uzunları açınca anasının örekesini bile görebilirsiniz
Kontak kapatınca farlar ve teyp kapanıyor, dolayısıyla unutma şansınız yok ama bu durumda farları açamıyorsunuz da. Açmak için kontağı ileri değil geri çevirip hemen yanındaki minik butona basılı tutmanız gerekiyor. Bu ise ancak parkları yakıyor. Araç çalışmıyorken düz farları açmak mümkün değil.
Bagaj
380 litrelik bagajı bana yetiyor ama koltuklar yatmadığı için yük taşıyan ailelere dert olabilir. Genel olarak oldukça geniş ve şekilli bir yapısı var.
Servis ve yedek parça
Büyük ve orta üstü şehirlerde usta sıkıntısı yaşanmıyor ancak aracı genel ustalara KESİNLİKLE götürmemek gerekiyor. Kahveden 20 yıllık oto ustanıza Alfa'nızı teslim etmemeli, paşa paşa bilinen ve işini iyi yapan ALFA ustasına göstermelisiniz. Aksi taktirde denildiği gibi aracı ustadan çıkaramazsınız. Bunun sebebi de ustaların araca aşina olmaması nedeniyle işlerin sarpa sarması.
Yedek parça fiyatları yüzde 20'den daha pahalı değil. Bazı parçalarda uyanık olmak gerekebiliyor. Çok pahalı olan gaz kelebeği yerine Fiat markalı Marea kelebeğini takarsanız aynı parçayı ucuza alabiliyorsunuz. Bu biraz da bizim parçacıların uyanıklığı yani. Düzgün bir usta zaten size bu konuda bilgi verecektir. Fakat bazı parçaların da diğer markaların parçalarından daha ucuz olduğunu gördüm. Yani bu konuda net bir pahalılık ya da ucuzluk yok.
8 bujisi 300 lira ancak klasik araçlardaki 20-30 binlik buji ömrü yerine 100.000-120.000 civarı buji ömrüne sahipler. Lakin trigerin en fazla 40-50 bin civarında değişiyor olması biraz daha bakım masrafının çıkmasına sebep olabiliyor.
Fotoğraf çekme özürlü olduğum için elimde hala çok az fotoğraf var, onları da aşağı kopyalıyorum:
Geçen hafta Doğukan’ın Hyundai Accent Era için yazdığı bilgilendirme postundan sonra ben de iki aylık bir Alfa Romeo 156 sahibi olarak elimden geldiğince gözlemlerimi yazmaya çalışacağım. Benim yazım onunki kadar uzun olmayacağı için daha çok temel noktalara değineceğim. Zira otomobili sürerken arabayı dinleyip en ufak aksiliği duymak için iki güne bir teypsiz yol giden birisi olarak detaylara girersem hepimiz boğuluruz. Konu başlıklarının altında hemen değerlendirmeye başlayalım.
Alfa Romeo 156, 2.0 Twin Spark Motor, 2000 model üzerinden gidiyorum.
Klasik teknik bilgiler şu sayfada Türkçe olarak var: http://www.auto-data.net/tr/?f=showCar&car_id=1486
Araçta ABS, EBD, SRS AIRBAG mevcut.
Kronik sorunları:
Varyatör
Alfa Romeo 156’ların en büyük kronik sorunu “varyatör” adlı parça. Bu parça Honda’nın VTEC’i gibi 3500 deviri geçince subap zamanlamasını değiştiriyor ve torku +30 arttırarak esas değeri olan 187’ye çekiyor. Fakat bu halde çok yakıt tükettiği için 3500 devir altında 157 Nm tork ile sürüyorsunuz ve dolayısıyla tasarruf sağlanıyor.
Lakin bu parça VTEC gibi hidrolik değil mekanik bir parça olduğu için zamanla içindeki dişliler aşınıyor. Bunun sebebi de motor blogunun üstünde yer alması ve dolayısıyla geç yağlanması ve yağlansa bile içindeki yayların, dişlilerin tasarımından ötürü eskimesi, bozulması. Eski tiplerde 20-30 bin ömrü olan varyatör, yeni üretimlerde 60.000 kadar dayanıyor.
Fakat sabahları arabayı çalıştırınca bir yirmi saniye bekler, motor sıcaklığı 90 dereceye gelene kadar 3000 deviri aşmazsanız bu ömrün daha da ötesine geçebilirsiniz. Bozulan varyatöre bir defalık tamir kiti uygulanabiliyor ve ek 15.000 km kazanılıyor. Sarf parçası gibi görüldüğü için triger değişiminde değiştirilmesi öneriliyor.
Parça yavaştan gitmeye başladığında ilk çalıştırmada 1-2 saniye dizel motor sesi geliyor araçtan, tamamen bozulduğunda her zaman bu ses çıkıyor. Bende ilk yarım yahut bir saniye boyunca sabahları geliyor fakat yaklaşık en az 10-20 bin ömrü var demek bu.
Ön düzen
Aracın ön düzeninin hassaslığı bir efsane değil, gerçek. Ama Alfa’lara saydırmadan önce bunun sebeplerine de bakmak gerekiyor. Ön tarafta double wishbone tam bağımsız süspansiyon var, arkalarda da çift çubuklu tam bağımsız süspansiyon var. Ön ve arka viraj demirleri de mevcut. Haliyle ön düzen karmaşık parça yapısı nedeniyle hem pahalı hem işçiliği zor hem de hassas. Pek çok 2014 model aracın süspansiyon sisteminden daha karmaşık olan bu tasarım inanamayacağınız kadar iyi bir yol tutuş sağlıyor ve ESP gibi sistemlere gerek kalmıyor. Bornova’dan Buca’ya otobandan düz veya viraj aralıksız 180 km hızla geldiğimi bilirim boş saatlerde.
Bu yapısından dolayı aracı ülkemizin çok bozuk asfaltlı yollarında diğer araçlardan biraz daha yavaş ve dikkatli kullanmak gerekiyor. Arabasını köye gidip gelmek için kullanan birisine uygun olmadığı açık fakat maksimum güvenliği isteyen bir kullanıcı için bulunmaz nimet. Ön düzen bozulmasa bile gelen gıcırtılar ise parçaların montajı esnasında burçlara bakırlı gres sürmeyi unutan veya işine gelmeyen ustalar nedeniyle oluyor.
MK1 kasa, MK 1.5 kasa ve MK2 kasa arasındaki farklar
97-2001, 2002 ve 2003-2007 model olarak sıralanıyor bu kasalar. En dikkat çeken yanlarını yazacağım.
MK1: 2 hava yastığı, ASR yok, dijital klima, yol bilgisayarı yok
Dashboard: http://www.alfaromeopress.com/actio..._ARCHIVIO/SYSTEM_GALLERY_STORICHE/3-3-571.jpg
Dış: http://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/6/6b/Alfa_Romeo_156_front_20080303.jpg
MK1.5: 4 hava yastığı, ASR var, çift iklimli dijital klima, yol bilgisayarı var, TC var
Dashboard: http://www.alfaromeopress.com/actio...STEM_GALLERY_STORICHE/3-3-641.jpg&format=1024
Dış: http://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/3/39/Alfa_Romeo_156_front_20080331.jpg
MK2: 4 hava yastığı, ASR var, çift iklimli dijital klima, yol bilgisayarı var, TC var
Dashboard: http://www.alfaromeopress.com/actio...TEM_ARCHIVIO/SYSTEM_GALLERY_2005/1-3-2774.jpg
Dış: (Sportwagon bulabildim önden wikide) http://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/c/c1/Alfa_Romeo_156_Sport_waggon_grey_vl.jpg
MK1 kasa agresif tasarımı nedeniyle daha çok seviliyor ve bu nedenle Alfa hastaları MK1.5 kasanın temizini arıyorlar. Bendeki düz MK1 modeli, ahşap iç döşeme ve kadife araç rengi koltuklar opsiyonlu.
MK2 kasaların performansı MK1’e göre biraz kötü, Euro normlarına uyabilmek için yapılmış bir değişiklik. Ayrıca MK1’de 1 katalitik konvertör varken MK2’de tam 3 tane bulunuyor, yani katalizör eskidiğinde 3 tane nur topu gibi katalizör almanız gerekiyor. 2 tanesi manifoldda 1 tanesi normal yerinde.
Ayrıca MK1 kasa da dahil olmak üzere Alfa 156’da 2 değil 3 susturucu var egzoz sisteminde.
MK2’nin 2.0 olanını bulmak zor, MK1’de de 1.6 olanı bulmak zor. Ülkemizdeki vergi politikalarının araç modellerine olan etkisini burada görebiliyoruz. 90 sonlarında 2.0 alınabilir bir araçken 2000 başlarında 1.6 tercih edilmeye başlanmış.
Unuttuğum detaylar vardır elbet ama MK2’nin MK1’den daha iyi yol tuttuğunu söylüyorlar ancak daha fazla elektronik donanım nedeniyle sorun çıkarma potansiyeli ve bakım masrafları da daha yüksek. Standart bir kullanıcı için Vectra ve Omega’ya karşı uygun fiyatlı bir alternatif olacaktır. Zaten SportPremium D sınıfı olarak geçiyor.
Ortak parçalar
Kimisi Alfa’lar dandik Fiat parçaları kullanıyor diyor. Doğrudur, misal gaz kelebeği Fiat Marea ile aynıdır ancak bujileri Ferrari ile, silecek kolları Maserati ile ortak parça. Yani bu durum zaten günümüzde normal karşılanmalı, üreticinin maliyet kısma politikası.
Aracın içi
Aracın içi kullanıcıyı hemen saracak bir yapıda. Göstergelerin hepsi sürücüye dönük ve geceleri çok tatlı bir ışıltı ile parlıyorlar, açıkçası şimdiye dek gördüğüm en güzel görünen göstergeler bence.
Sürücü koltuk yükseklik ayarı, direksiyon derinlik ve yükseklik ayarı, kemer ayarı gibi şeylerin hepsi var. Debriyaj hidrolik ve orta sertlikte. Frenin kademesiz olması biraz sıkıntı, dokunduğunuz gibi sıkıveriyor diskleri ve bu da alışana kadar acemi sürücü gibi olmanıza neden oluyor.
MK1 kasada gaz pedalı telli ve bu nedenle anında tepki almak mümkün. MK2’de elektronik olduğu için çok az daha gecikmeli.
Ahşap döşemesi vites topuzundaki yazıların silinmesi haricinde çok kaliteli ve direksiyon ile vites gerçek ahşap, orta konsol kaplama.
Bozuk yollarda iç trim sesleri geliyor zira araç 15 yaşında ama konsol sökülerek yağlamalar falan yapılırsa bu sesler kesilir, zaten bu yaşta ses çıkarmayan araç görmedim denilebilir. Kule gergisi takınca sesler azalıyor diyenler var, zira aracın kasası yumuşak ve bu nedenle esnek, bu da iç trimlerde ses yaptırıyor zamanla.
Kullanabileceğiniz bütün butonlar kolayca ulaşabileceğiniz yerlerde. Sadece küllük biraz lüzumsuz bir yere koyulmuş ve çakmağını 3. Ve 5. Viteslerdeyken kullanmak biraz dert.
Eşya koyma gözleri de biraz yetersiz ve torpidosu soğutmalı ancak ufak.
Yol tutuşu
Efsane.
Konfor
Sport paketli değilse konfor oldukça yüksek. Amortisörler yumuşak ve araç oldukça esnek. Fakat bu esnekliğe rağmen yol tutuşta bir kayıp yok. Lakin aerodinamik olarak tasarlanan alt karter koruma ortası bombeli köy yollarında en az bir kaç defa sürtüyor. Spor paketli olanlarda esneme az olduğu için koruma plastiğinin değmediğinden bahsediliyor. Araçta 2 kişiden fazlaysanız pek eğik büzük yollara gelmiyor yani. Korumanın bu kadar alçakta olması aracın altına giren havayı azaltmak için ve sadece motoru korumak için değil.
İzolasyon
İçeri 90 km hıza kadar doğru düzgün ses almıyor. 3000 devire kadar oldukça rahat. Fakat bunun üstünde hafiften rüzgar sesleri geliyor ama rahatsız edici düzeyde değil. 3000 devirden itibaren yağ basıncıyla varyatör devreye girdiği için motorun sesi değişiveriyor ve araç kükreyerek gidiyor. Bu kükreme ses sevenlerin hoşuna gider ancak hiç motor sesi duymayayım diyenleri rahatsız eder. Standart 90-120 km hız ile uzun yol kullanımında rahatsız olmak imkansız. Benim egzoz sistemi eskidiği için içeri en çok gelen ses yüksek devirlerde egzoz, o olmasaydı eminim tamamen sessiz olabilirdi. 15 yıllık bir araca göre çok iyi durumda.
Direksiyon
Klasik hidrolik direksiyon ancak Opel Astra F, Vectra B, Tigra, Corsa gibi hidroliklerdeki sertlik yok. Tatlı bir sertliği var ama tek elle her manevrayı da yapabiliyorsunuz. Direksiyon turu kısa ve bu nedenle dokunduğunuz anda istediğiniz kadar tek hamlede dönebiliyorsunuz. Sadece tam ters dönüşlerde elle tur attırmak gerekiyor. Yoldaki bozuklukları ne çok veriyor ne de az veriyor. Eski aracım çok verirdi ve bu beni yorardı, Alfa’da tadında bırakılmış.
Frenler
Yüksek hızlarda bile yeterli. Ön arka disk, önler soğutmalı. Lastikleriniz güzelse frene asıldığınız gibi durursunuz.
Motor
Motor arada sırada hava akışmetresi ile sürpriz yapabiliyor ancak çok pahalı bir parça değil. Yüksek devirli kullanılırsa yağ yakıyor, bu nedenle kaputta yüksek devirli kullanımlarda 10W-60 koyun yazıyor ancak klasik günlük kullanımda motor iyi durumdaysa yağ yakmıyor. Ben 10W-40 kullanıyorum.
Yakıt tüketimi
Şimdiye dek 38 kuruş ve 44 kuruş arasında yaktım her depoda. Gaza benden daha nazik davranan arkadaşlar olursa bunu şehir içi + otoban kullanımında 35 kuruşa kadar indirirler. 2.0 bir motor için bence benzinde inanılmaz bir rakam. Tüp sevmediğim için aracı tüpsüz olarak özellikle aradım ve buldum.
8-12 litre yakışı var karma veya şehir içinde yani. Uzun yolda çok denemedim ama 90-100 hız ile 6-7 litrelere kadar inebilir.
Aydınlatma
Hem iç hem de dış aydınlatma oldukça yeterli. Farlar oldukça güzel ve parlak, bu nedenle xenon ihtiyacı bile yok. Uzunları açınca anasının örekesini bile görebilirsiniz

Kontak kapatınca farlar ve teyp kapanıyor, dolayısıyla unutma şansınız yok ama bu durumda farları açamıyorsunuz da. Açmak için kontağı ileri değil geri çevirip hemen yanındaki minik butona basılı tutmanız gerekiyor. Bu ise ancak parkları yakıyor. Araç çalışmıyorken düz farları açmak mümkün değil.
Bagaj
380 litrelik bagajı bana yetiyor ama koltuklar yatmadığı için yük taşıyan ailelere dert olabilir. Genel olarak oldukça geniş ve şekilli bir yapısı var.
Servis ve yedek parça
Büyük ve orta üstü şehirlerde usta sıkıntısı yaşanmıyor ancak aracı genel ustalara KESİNLİKLE götürmemek gerekiyor. Kahveden 20 yıllık oto ustanıza Alfa'nızı teslim etmemeli, paşa paşa bilinen ve işini iyi yapan ALFA ustasına göstermelisiniz. Aksi taktirde denildiği gibi aracı ustadan çıkaramazsınız. Bunun sebebi de ustaların araca aşina olmaması nedeniyle işlerin sarpa sarması.
Yedek parça fiyatları yüzde 20'den daha pahalı değil. Bazı parçalarda uyanık olmak gerekebiliyor. Çok pahalı olan gaz kelebeği yerine Fiat markalı Marea kelebeğini takarsanız aynı parçayı ucuza alabiliyorsunuz. Bu biraz da bizim parçacıların uyanıklığı yani. Düzgün bir usta zaten size bu konuda bilgi verecektir. Fakat bazı parçaların da diğer markaların parçalarından daha ucuz olduğunu gördüm. Yani bu konuda net bir pahalılık ya da ucuzluk yok.
8 bujisi 300 lira ancak klasik araçlardaki 20-30 binlik buji ömrü yerine 100.000-120.000 civarı buji ömrüne sahipler. Lakin trigerin en fazla 40-50 bin civarında değişiyor olması biraz daha bakım masrafının çıkmasına sebep olabiliyor.
Fotoğraf çekme özürlü olduğum için elimde hala çok az fotoğraf var, onları da aşağı kopyalıyorum:






Son düzenleme: