- Katılım
- 19 Ara 2007
- Mesajlar
- 20,564
- Tepkime puanı
- 281
- Puanları
- 83
Yanılıyorsun Mustafa. Eskiden muayene istasyonlarında araçların muayene kağıtları vardı. Hatta daha sonraları bu muayene kağıtları biraz basitleştirilip yaklaşık 10*30 ebatlarındaki kartonlara basılıp araç ruhsatların arkasına zımbalandı. Şimdilerde bazı arkadaşlar trafik polisleri araçlarımıza karışamaz diyorlar. O zaman araçta bir hata, donanım fazlalığı veya eksikliği varsa ruhsatın arkasındaki muayene kağıdına işaretler, başka kontrollerde polisin not ettiği yer özellikle kontrol edilirdi. Yani eskiden de muayene formları destan gibiydi. Sanki mübarekler fabrikadan çıkan sıfır arabanın son teknik kontrolünü yapıyorlar. Onlarca soru, onlarca kontrol. Muayeneden bir saatte çıkamazdık. Öğle senin bildiğim gibi şase numarası, motor numarası, frenler, el frenı, egsoza falan bakarak muayene olmazdı. Sonradan, doğuştan damarlarımızda mevcut olan rüşveti devreye soktuk ve işte bu hale geldik. Bazılarımız muayene para tuzağı, hiç bir şeye bakmıyorlar, araçlar bir kapıdan girip ( kornaya bas, farları yak, frene bas ) basit bir muayeneden sonra diğerinden çıkıyor, araçlarımızı bile götürmemiz gerekmez parayı yatıralım olsun bitsin diye şikayet etmiyormuydu? Devlet sonunda isyanınızı duydu alın size özlediğiniz, avrupada da kullanılan çağdaş muayene sistemi dedi. Onu da beğenmiyoruz. Ne yapalım. En iyisi herkes kendi aracını kendisi muayene etsin, ama sonuçlarına da katlansın. Öyle fren patladı, rot çıktı diyemesin. Freni patlayıp ölüme sebebiyet veren bir kişi aynı silahla adam öldürme gibi yargılansın, en ufak bir kazada araçtaki çürümelerden dolayı içindekiler öldüğü zaman şoför yine cinayetle yargılansın. Varmısınız?
