- Katılım
- 16 Haz 2009
- Mesajlar
- 21,572
- Tepkime puanı
- 9
- Puanları
- 38
- Yaş
- 49
Hafta sonu tatili idi. Sürekli araba ile bir yerlere gittim için aracımı bakıma alayım dedim. Sabahtan akşama kadar arabanın eksiklerini giderdim.
Çok yoruldum. Akşam olmuştu. Bir yorgunluk çayı içeyim dedim. Tam çayı bardağıma koymuştum. Birden açı içinde çalmaya başladı telefonum. İçime bir anda sızı düştü. Bu sefer bir başka çalıyordu telefon.
Hemen açtım karşımda hemşerim daire arkadaşımdı ağlıyordu. Ne oldu? Dedim. Fatma ağır yaralandı İbni Sina Hastanesine götürüyor sen ona yetiş Tunay da çok ağır yaralı dedi. O anda neye uğradığımı inanmadım şaka yapıyor sandım. Çünkü Fatma gece körü idi evden çıkmazdı. Hemen apar topar bir şekilde arabaya bindim hastane ya ne kadar zaman da vardım onu bile hatırlamıyorum. Yanlarında olan diğer arkadaşı Fatma ile gelmişti panik içinde ve şoktaydı. Nasıl olduğunu belli bir ruh halinde bana anlatmaya çalışıyordu. Yolu geçerken karşından hızla gelen araç hem benim okul arkadaşım olan Tunaya hem de yanımda çalışan Fatma ya çarpmış. Ne yapacağımı bilmez bir durumda idim. Arkadaşının elinde her iki kıza ait eşyalar vardı.
Çanta, ayakkabı cüzdan vs. Darmadağın olmuştu hepsi. Elinden aldım ve arabaya koydum. Bir yandan da okul arkadaşımı merak ediyordum. Sürekli telefonla haber almaya çalışıyordum. Her aradığımda durumu kötü diyorlardı.
Fatmanın da ailesine haber vermem gerekti. Ailesi köylerinde idi. Bir şekilde ailesine ulaştım. Ama kaza geçirdi diyemedim. Boğazım düğümleniyordu. Ufak bir kaza geçirdi diye bildim eniştesine. Sonra hastane ye geldiler. Benim aklım hala arkadaşımdaydı. O nasıldı diye
Oradan bir hışımla çıktım ve Gazi Hastanesinde buldum. Kendimi arkadaşımın ailesi yakınları hep orada idi kimse ye bir şey soramıyordum. Yanında olan arkadaşıma sordum. Durum ne? Aldım cevap kötü. Araç o kadar hızlı vurmuştu ki arkadaşımın kırılmadık yeri kalmamıştı.
Herkes dua ediyordu. İçerden doktorlardan bilgi almaya çalıştım. Makinede yakınlarına haber verin dendi. Ölemez diyordum kendi kendime daha çok gençti ölüm ona yakışmaz diyordum.
Ama ölüm arkadaşıma kendini yakıştırmıştı. Arkadaşım sabaha karşın hayatını kaybetti. Yoktu artık bana şaka yapamayacaktı, ben ona sataşamayacaktım. Onca yaşadıklarımız paylaştıklarımız gözümün önünden film şeridi gibi geçmeye başladı. Benim arkadaşımdı ona son görevimi de yapmalıydım.
Belediyeden bir cenaze aracı buldum. Sonra hastaneden cenazesini aldık bir zamanlar yanımda tanı başımdaki koltukta oturan arkadaşım artık önümde ve tabutun içinde idi. Gözlerim doldu ama ağlayamıyordum. Ailesi ve yakınları ile buluştuk cenaze aracı önümde ben arkadaşında köyüne götürmeye başladık. Yol boyunca tabuta baktım ve hıçkıramasam bile gözlerimden yaşlar kendiliğinden süzülüyordu.
En sonunda köye vardık. Evet arkadaşım bir daha yanımda olmayacaktın. Mezarlıkta mezarı eşilmiş arkadaşımı benden almak için bekliyordu. Son bir kez daha yanındaydım. Musalla taşına koydular. Duası edildi sordu imam HAKKINIZI HELAL EDİYORMUSUNUZ diye evet işte arkadaşımın öldüğünü bir daha anladım bu sözlerle
Tabutundan çıkarıp beyaz gelinlik giymesi gerekirken o beyaz kefeni tercih etmişçesine tüm bedenine sarmıştı kefeni yavaş bir şekilde koydular mezarına işte o anda düzlerimin dermanı kalmamıştı. Yoktu olmayacaktı.
Makamın cennet olsun arkadaşım beyaz gelinlikte sana ne güzel yakışırdı. Ama ölüm sana beyaz kefeni layık gördü
http://www.engelsizdostlar.com/forum/uyelerimizden-kose-yazilari-158/sen-beyaz-gelinlik-giyecektin8230(gercek-yasanmis)/
Çok yoruldum. Akşam olmuştu. Bir yorgunluk çayı içeyim dedim. Tam çayı bardağıma koymuştum. Birden açı içinde çalmaya başladı telefonum. İçime bir anda sızı düştü. Bu sefer bir başka çalıyordu telefon.
Hemen açtım karşımda hemşerim daire arkadaşımdı ağlıyordu. Ne oldu? Dedim. Fatma ağır yaralandı İbni Sina Hastanesine götürüyor sen ona yetiş Tunay da çok ağır yaralı dedi. O anda neye uğradığımı inanmadım şaka yapıyor sandım. Çünkü Fatma gece körü idi evden çıkmazdı. Hemen apar topar bir şekilde arabaya bindim hastane ya ne kadar zaman da vardım onu bile hatırlamıyorum. Yanlarında olan diğer arkadaşı Fatma ile gelmişti panik içinde ve şoktaydı. Nasıl olduğunu belli bir ruh halinde bana anlatmaya çalışıyordu. Yolu geçerken karşından hızla gelen araç hem benim okul arkadaşım olan Tunaya hem de yanımda çalışan Fatma ya çarpmış. Ne yapacağımı bilmez bir durumda idim. Arkadaşının elinde her iki kıza ait eşyalar vardı.
Çanta, ayakkabı cüzdan vs. Darmadağın olmuştu hepsi. Elinden aldım ve arabaya koydum. Bir yandan da okul arkadaşımı merak ediyordum. Sürekli telefonla haber almaya çalışıyordum. Her aradığımda durumu kötü diyorlardı.
Fatmanın da ailesine haber vermem gerekti. Ailesi köylerinde idi. Bir şekilde ailesine ulaştım. Ama kaza geçirdi diyemedim. Boğazım düğümleniyordu. Ufak bir kaza geçirdi diye bildim eniştesine. Sonra hastane ye geldiler. Benim aklım hala arkadaşımdaydı. O nasıldı diye
Oradan bir hışımla çıktım ve Gazi Hastanesinde buldum. Kendimi arkadaşımın ailesi yakınları hep orada idi kimse ye bir şey soramıyordum. Yanında olan arkadaşıma sordum. Durum ne? Aldım cevap kötü. Araç o kadar hızlı vurmuştu ki arkadaşımın kırılmadık yeri kalmamıştı.
Herkes dua ediyordu. İçerden doktorlardan bilgi almaya çalıştım. Makinede yakınlarına haber verin dendi. Ölemez diyordum kendi kendime daha çok gençti ölüm ona yakışmaz diyordum.
Ama ölüm arkadaşıma kendini yakıştırmıştı. Arkadaşım sabaha karşın hayatını kaybetti. Yoktu artık bana şaka yapamayacaktı, ben ona sataşamayacaktım. Onca yaşadıklarımız paylaştıklarımız gözümün önünden film şeridi gibi geçmeye başladı. Benim arkadaşımdı ona son görevimi de yapmalıydım.
Belediyeden bir cenaze aracı buldum. Sonra hastaneden cenazesini aldık bir zamanlar yanımda tanı başımdaki koltukta oturan arkadaşım artık önümde ve tabutun içinde idi. Gözlerim doldu ama ağlayamıyordum. Ailesi ve yakınları ile buluştuk cenaze aracı önümde ben arkadaşında köyüne götürmeye başladık. Yol boyunca tabuta baktım ve hıçkıramasam bile gözlerimden yaşlar kendiliğinden süzülüyordu.
En sonunda köye vardık. Evet arkadaşım bir daha yanımda olmayacaktın. Mezarlıkta mezarı eşilmiş arkadaşımı benden almak için bekliyordu. Son bir kez daha yanındaydım. Musalla taşına koydular. Duası edildi sordu imam HAKKINIZI HELAL EDİYORMUSUNUZ diye evet işte arkadaşımın öldüğünü bir daha anladım bu sözlerle
Tabutundan çıkarıp beyaz gelinlik giymesi gerekirken o beyaz kefeni tercih etmişçesine tüm bedenine sarmıştı kefeni yavaş bir şekilde koydular mezarına işte o anda düzlerimin dermanı kalmamıştı. Yoktu olmayacaktı.
Makamın cennet olsun arkadaşım beyaz gelinlikte sana ne güzel yakışırdı. Ama ölüm sana beyaz kefeni layık gördü
http://www.engelsizdostlar.com/forum/uyelerimizden-kose-yazilari-158/sen-beyaz-gelinlik-giyecektin8230(gercek-yasanmis)/