Oracle Veritabanı CEO sunun Konusması

  • Konuyu Başlatan Konuyu Başlatan masques
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi

masques

Kayıtlı Kullanıcı
Bilgi Girilmemiş
Katılım
9 Şub 2007
Mesajlar
265
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
Oracle Veritabanı CEO sunun Konusması

Aşağıda bu yıl, ünlü Yale Üniversitesi nde yapılan mezuniyet

töreninde konuşmak üzere davet edilen Oracle bilgisayar şirketinin

kurucusu ve genel müdürü Larry Ellison un şaşırtıcı, hatta sok edici

konuşması var.


"Yale Üniversitesi mezunları, daha önce böyle bir giriş görmediğiniz

için özür dilerim ama benim için bir şey yapmanızı istiyorum. Lütfen,

etrafınıza iyi bir bakin. Solunuzdaki sınıf arkadaşınıza bir bakin.

Sonra sağınızdaki sınıf arkadaşınıza bir bakin. Ve simdi sunu aklınıza koyun:

Bundan beş yıl sonra, on yıl sonra, hatta otuz yıl sonra, solunuzdaki

kıtı hiçbir şeyi başaramamış olacak. sağınızdaki kişi de aslında

hiçbir şey başaramamış olacak. Ve siz, ortadaki? Ne bekliyorsunuz?

Siz de başaramayacaksınız. başaramayacaksınız.



aslında bugün söyle bir etrafıma baktığımda parlak gelecek için

yüzlerce umut ışığı göremiyorum. Yüzlerce değişik endüstride

liderliği ele alacak kişiler de göremiyorum. Görebildiğim tek şey,

geleceği

başarısızlıktan başka bir şey olmayacak yüzlerce insan. O kadar.

Sinirlendiniz. Bu anlaşılabilir bir şey.



Ben, Lawrence Larry Ellison üniversite terk, kim oluyorum ve bu

yetkiyi nereden alıyorum ki, ülkenin en prestijli yükseköğrenim

kurumunun bu yılkı mezunlarına böyle şeyler söyleyebiliyorum? Bu

yetkiyi nereden aldığımı söyleyeyim: Çünkü ben, Lawrence Larry

Ellison, üniversite terk ve dünyanın en zengin ikinci adamıyım. Siz

değilsiniz. Çünkü Bill Gates, o da üniversite terk ve dünyanın

şimdilik- en zenginadami. Siz değilsiniz.

Çünkü Paul Allen, o da üniversite terk ve dünyanın en zengin üçüncü

adamı. Siz değilsiniz.



Başka örnekler de var. Mesela Michael Dell, o listede 9 numara ve

yukaridogru hızla tırmanıyor, o da üniversite terk. Ve siz o listede

hâlâ yoksunuz. Himmm... Simdi çok kızdınız. Bu da anlaşılabilir.

O halde biraz da egolarınızı okşamama izin verin. Pek çoğunuz burada

dört ya da beş yıl eğitim gördünüz.

Önünüzdeki yıllar için epey iyi bir eğitim aldınız, bilmeniz gereken

pek çok şeyi öğrendiniz.

İyi çalışma alışkanlıkları edindiniz. Burada size o önünüzdeki yıllar

boyunca yardımcı olacak bir sürü insan tanıdınız, onlarla bağlantı

kurdunuz. Ve hayat boyunca yanınızdan ayrılmayacak bir kelimeyle güçlü

bir iletkiniz oldu burada: Terapi. Bunların hepsi güzel şeyler. Ama

gerçekte, o kurduğunuz arkadaşlık bağlantılarına fena halde

ihtiyacınız olacak. O çalışma alışkanlığına ve terapi ye de ihtiyaç

duyacaksınız

hayat boyu. İhtiyacınız olacak, çünkü üniversiteyi terk etmediniz.

Dolayısıyla asla dünyanın en zengin insanları arasına

katılamayacaksınız. Elbette, belki de listeye 10 ya da 11. sıradan,

Microsoft yöneticisi

Steve Ballmer gibi, girebilirsiniz. Ama herhalde onun kimin için

çalıştığını söylememe gerek yok, değil mi? Sadece kayda geçsin diye

söylüyorum, o da zaten mastır sınıfından terk. Biraz geç kalmış

anlayacağınız.



Son olarak, herhalde bazılarınız ya da umarım bu konuşmadan sonra

çoğunuz kendi kendinize soruyorsunuz: Yapabileceğim bir şey var mi?

Bir umudum var mi? Maalesef hayır. Çok geç kaldınız. İçinize çok şey

dolduruldu, siz onlara bakıp çok şey bildiğinizi sanıyorsunuz. Artık

19 yasında değilsiniz. Eveeet, simdi gerçekten çok kızdınız. Bu

anlaşılabilir bir şey. Belki de su an, size bir umut ışığı vermenin,

bir çıkış yolu

göstermenin tam zamanıdır. Hayır, 2000 mezunları size değil. Siz

kaybettiniz. Sizi, yılda 200 bin

dolarlık komik maaş çeklerinizle bas basa bırakıyorum. Üstelik o maaş

çekinin üstünde sizden birkaç yıl önce okulu terk etmiş birinin

imzası olacağını söyleyerek. Öğütlerim size değil daha alt sınıfta

okuyanlara.



Size söylüyorum: Hemen ayrılın. Daha güçlü söyleyemem: ayrılın. Hemen

toplayın eşyalarınızı ve fikirlerinizi ve bir daha geri dönmeyin.

Terk edin. Her şeye yeniden başlayın. Size söyleyebileceğim tek şey, o

başınızdaki kepler ve kıyafetin sizi aynen su güvenlik görevlilerinin

beni kürsüden aşağı çektiği gibi aşağı çektiği.
 
:eek: :confused: :eek:
 
mantıklı aslında... CEHALET SAADETTİR..
 
şehir efsanesidir bunlarda bizim ibrahim tatlısesin "urfada oxford vardıda bizmi okumadık" lafının yabancı versiyonu.hiçkimse okumayı parayla kıyaslayamaz.heleki koskoca bir ceo bunu yapmaz yapamaz.tabiki teoride öğrenilen şeylerin çoğun günlük hayatta karşımıza çıkmaz ama bu gibi hikayeleri halen büyük bir kitlenin cahil olduğu ülkemizde yayınlanması komiktir.belki biraz daldan dala atlamak gibi olabilir ama dinimizdede ilk ayet "esirgeyen ve bağışlayan Allah ın adıyla oku!" ile başlar ki bence tartışmaya bile gerek yok...
 
Bence anlatılmak istenen, zaten zeki olan ve zekası belirli kalıplar içinde sınırlandırılmamış insanların hayata çok daha farklı yönlerden bakıp çok daha başarılı olabildikleri...
 
ben 3. sınıfa geçtim bırakmnak için geç kalmış sayımam:D
 
Ben ondan okumadım işte :)
 
Ben ondan okumadım işte :)

heheeee.. aynen bende , 1.sınıftaydım bu yazıyı getirdiler, etkilendim ve bir hafta sonrada başka bir yazı getirdiler ki oda bir gazete ilanı idi ve şöyle yazıyordu ; ".... bölümü mezunlarından ve ... branşlarında çalıştırılmak üzere eleman alınacaktır. başvuru şartları .. vs vs vs .." ve en altta not; "ktü (ve adını hatırlamadığım bir kaç üniv. ) hariç"..

zaten 20 gün uzaklaştırmam vardı cabası oldu..
 
bence bu uydurma bi hikaye
 
Bu anlatı gerçek mi yalan mı tartışmaya hiç gerek yok. Adamın anlattıkları maalesef doğru, yani dünyanın en zengin ilk 3 adamı maalesef üniversite mezunu değil. Unutmayalımki Albert Einstein da liseden atılmaydı!!! Adamı lisede tembel diye okuldan atıyorlar. Teorileri öldükten 40 yıl sonra kanıtlanıyor.

Eğitim denen şey temelde kaldığı sürece yaratıcılığın önünü açar, çünkü temel eğitimde insan yaratıcılık için kullanabileceği araç gereç toplar. Oysa Üniversite eğitimi belli iş kollarının ihtiyaçları için personel yetiştirir. Aynı şekilde meslek liseleri de! İşte bu yüzden eğer yükselme şansınız olmasını istiyorsanız bence üniversite eğitimini çok fazla ciddiye almayın. Şahsen ben pek bir faydasını görmedim. Almanya da işprtacılık yaparken üniversitedekinden daha çok bilgiye ulaştım ticaret hakkında :D

Not: Ben Bilkent Üniversitesi İşletme bölümü 2001 yılı mezunuyum, Almanya da master a başladım ve daha fazla zaman kaybetmeye tahammül edemediğim için masterı yarım bıraktım, şu anda kendi işimin başındayım, yaşım 29 hayatımdan memnunum :)

Çok okumak (maalesef) çok kazandırmaz, hayatı tanımak kazandırır.
 
Geri
Üst