Japonlar meğer çok saflarmış? Neden mi?

paroda

Kayıtlı Kullanıcı
Bilgi Girilmemiş
Katılım
13 Eki 2012
Mesajlar
818
Tepki puanı
0
Puanları
16
Siteyi ziyaret et
Alıntıdır..... İnternet üzerinde arama yaparsanız, bir çok resim, yazı hatta belgesellere ulaşabilirsiniz...
https://www.youtube.com/watch?v=bAp8bSdE5MQ
https://www.youtube.com/watch?v=mwdzxTMFUl4
İkinci dünya savaşı Japonlar..
- Nanking Katliamı, Japonları'ın Nanking şehrinde gerçekleştirdiği 1937 Aralığında başlayan ve 1938 Şubatında biten toplu katliamin adıdır. İkinci Dünya Savaşı'nın başlamasından hemen önce meydana gelmiştir. Olay birçok resim ve resmi evraklarla desteklenmektedir. Burada yapılan katliamın boyutu inanılmaz ölçüdedir. Binlerce kadın tecavüz edilip öldürülmüş, Çinli öldürme yarışmaları yapılmış, birbirlerine bağlanan insanlar diri diri gömülmüştür. Japonlar kısa sürede işgal ettikleri Nanking şehrinde, 300.000 civarında Çinli'yi acımadan öldürmüştür. Tarihte pek bilinmeyen bu olayı Japonlar şiddetle reddederken, yine bu olay yüzünden Uzak Doğu'da Japon olmayan birine Japon demek hakaret olarak sayılıyor.

- 731. Birim, Japon ordusunun 1931 Mançurya işgalinden sonra burada kurdugu askeri araştırma birimidir. Seçenek verilse Alman toplama kamplarında bulunmayi tercih edebileceğiniz kadar kötü bir üne sahiptir.
Birim, çalışmalarına 1936 da Harbin kenti yakınlarindaki Pingfan'da,"Kwantung Ordusu Salgın Hastalık Önleme ve Su Temini Birimi" adı altında başladı. Bir askeri tıp ve araştırma birimi olan 731'in görevi, kimyasal ve biyolojik silahlar geliştirmek, savaş koşullarının, ekstrem koşulların ve silah etkilerinin insan vücudu üzerindeki etkileri gibi konularda araştırmalar yapmaktı.
Yanına yaklaşılması 731 askerleri dışında herkese yasaklanan Pingfan tesisleri, içeride neler olup bittigi konusunda hiçbir fikirleri olmasa da, çevre halkının çok korktuğu bir yerdi. Çünkü kamyonlarla uzak yerlerden getirilenlerin bir daha dışarı çıktığı görülmemişti. İçeride olup bitenler ise tarihte eşine az rastlanan cinstendi. Çinli ve az sayıda da olsa Rus esirler bilimsel araştırmalar için kobay olarak kullanılıyordu. Gerek ordu doktorları, gerek insan kobaylarla deney yapmak gibi bir fırsatı kaçırmak istemeyen Tokyo ve Kyoto üniversitelerinden gelen seçme doktorlar, "Maruta" olarak adlandırdıkları (Japonca: odun kütüğü) esirleri, tesisin ortasında bulunan Ro binasinda diri diri haşlıyor, basınç odalarında öldürüyor, iç organlarla ilgili bilgi edinmek için canlıyken kesip biçiyorlardi.
Başka bölümlerde askerlerin soğuk iklim şartlarına yönelik korunma yöntemleri araştırmaları esirler dondurulup öldürülerek, silah yaralarının etkileri araştırmaları ise, kuşunlanan, çeşitli mesafelerde yakınlarında bomba patlatılan, süngülenen esirlerle sürdülüyordu.
Derin zindanlarda ise çeşitli hastalıklar bulaştırılmış esirler gözetim altında ölmeyi bekliyorlardı.
Tesis, kimyasal silahlar ve salgın hastalık bulaştırılmış bitler üretip, bunları balonlarla ya da uçaklarla hedef şehirlere yollamak gibi egzantrik fikirler de üretiyordu. Bit uretme kapasitesi günde milyonlarla ölçülüyordu. Tesiste daha başka salgın hastalıklar taşıyabilen hayvan ve haşere üretimi de yapılıyordu.
Soyvetler, Mançurya'ya girdiği zaman, tesis yakılarak ortadan kaldırıldı. Tesis ile ilgili günümüze ulaşan belge sayısı çok azdır.
İkinci dünya savaşı Türkler...
- İkinci Dünya Savaşı esnasında Avrupa'da ikamet eden Yahudiler'in çok az bir bölümü hayatta kalabilmiştir. Gettolarda ve toplama kamplarında öldürülen Yahudi sayısı 6.000.000 civarındadır. Savaş sırasında Fransa'da Türk büyükelçiliği yapmakta olan Behiç Erkin, 20.000 Yahudi'ye Türk pasaportu verip, birkaç kelime Türkçe öğreterek Avrupa'dan kaçırmıştır. Bu bağlamda olaya baktığımızda, Behiç Erkin'in yanında Oskar Schindler adını anmak büyük haksızlıktır.

Bence başka bir şeye gerek yok.......
Japon ve Türk farkını bu yazılar gayet iyi açıklıyor..
 
Üst