İkinci hayatlar

  • Konuyu Başlatan Konuyu Başlatan nfrt
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi

nfrt

Kayıtlı Kullanıcı
Bilgi Girilmemiş
Katılım
2 Ağu 2006
Mesajlar
943
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
20032007179149_can-dundar5.jpg.jpg

Günlerdir göz ucuyla 3. sayfalarda İzmir'deki cinayete ilişkin haberlere bakıyorum.
İzmirli 43 yaşında bir işadamı, gizlice kiraladığı bir evde boğazı kesilerek öldürüldü.
Bulunduğunda yüzü makyajlıydı. Üzerinde kombinezon ve kadın külotu vardı.
Polis kısa zamanda katilin izine ulaştı.
İletişimin patladığı ve adım adım kaydedildiği çağda her şey kayda geçmişti zaten:
Kurbanın girdiği internet siteleri...
MSN'de sohbet ettiği adresler...
Telefon ettiği son kişinin numarası...
Evine girip çıkanların güvenlik kamerasındaki görüntüleri...
Hayatı, hepimizinki gibi, tam bir elektronik muhasara altındaydı.
* * *
O, muhasarayı yarabileceğini düşünmüş, gizli bir sığınakta kendine ikinci bir hayat kurmuştu; ilk hayatıyla taban tabana zıt, bambaşka bir ikinci hayat...
Kurban böyle de katili farklı mı?
O da 25 yaşında bir inşaat işçisiydi.
İnternetteki arkadaşlık sitelerinde tanıştığı eşcinsellerle para karşılığı ilişkiye giriyordu.
Cinayet anında o da ikinci hayatındaydı.
Gündüz harç kararken gece âlemlere dalıyordu.
* * *
Kimsenin tercihini çekiştirecek, geride kalanların acılarını deşecek değilim.
Ben daha çok, ortaya serilen ikinci hayatlarla ilgiliyim.
Farklı dünyalarla iletişimin imkân dahiline girdiği, ilişkiler ağının yayıldığı bir çağda, değişik etkilere açık hale geldik. Davranış repertuvarımız da genişledi.
Modern hayatın karmaşası, hepimizde çoğul kişilikler yarattı.
Bu yenilik, kişilik denilen okyanusta büyük dalgalanmalara yol açtı.
Çoğu zaman yüzeyde görünmeyen iç akıntılar, en ufak fay kırığında tsunami gibi patlamaya başladı.
* * *
İnternette "Kleopatra" rumuzuyla eş arayan bir işadamını ya da ona para karşılığı hizmet veren bir inşaat işçisini görünce, sanal sohbetlere sahte isimle katılan diğerlerini düşünüyor insan...
Acaba gündüzleri mecburi edindikleri kimlikleri mi gerçek saymalı, geceleri gönüllü büründükleri kimlikleri mi?
Gündüz, sanki bir tiyatro sahneleniyor. Maskeli kişilikler, verilen rolü en iyi şekilde oynamaya çalışıyor.
Sonra gecenin hoşgörülü loşluğunda maskelerini çıkarıyorlar.
Zorunluluklardan, sorumluluklardan, rollerden soyunup karanlığın pelerinine bürünüyor ve ikincil kişiliklerine sığınıyorlar.
Gece, neyseler o olma fırsatını bahşediyor.
Asıl hayat, orada zuhur ediyor.
Gündüzün yaraları orada sarılıyor.
Biraz da bu terapi sayesinde ertesi sabah tiyatro yeniden ve hevesle başlıyor.
* * *
Biz genelde sabah, o tiyatroda okuyoruz haberleri; şaşırıyor, ayıplıyoruz.
Freud'un "yansıtma" dediği yöntemle kendi kusurlarımızı başkasında görünce suçlayıp rahatlıyoruz.
Oysa çoğumuzun kalın maskesinin altında da bin bir yüz var.
Potansiyel kurbanlar ya da katilleriz.
Asıl kurbanlar ve katillerden farkımız; onların yaşamayı göze aldığını bizim bilinçaltı denilen kara delikte saklamamız, bastırmamız...
İşte bu yüzden, kimsenin kendisi olma hürriyetine kavuşamadığı bir çağın 3. sayfalarında, insana dair okuduklarım şaşırtmıyor beni...
Sadece "Bir maske daha yırtıldı" diye düşünüyorum:
"Bir gece daha aydınlatıldı... Bir hayat daha karartıldı."



Güzel bir yazı.. Paylasmak istedim. :good:
 
paylaşım için sağol.
 
vay bee neler var şu dünyada

paylaşımın için saol
 
ALLAH insanı sapkınlıklardan korusun.
Bu yazıdan hayatınyansımalarından çıkarılacak çok dersler var oda alacak olanlara ve anlayanlara. Her tarafımız sapkınlıklarla çevrilmiş. buna bir örnekte ( Evilyim ama uygunum ) Değerlerini yitirmişbir toplumun uçurumun eşiğine gelmeside denebilir.:confused:
 
Yazıya pek katılmıyorum...

Doğru hepimiz yerine göre maske takıyoruz ama, taktığımız maskeler bu kadar farklılaştırmıyor bizi, en azından beni...

Paylaşım için teşekkürler...
 
sacma sapan bir yazi özellikle son bölümü...

hepimizin icinde potansiyel sapik varda biz bunu bastiriyoruz ama sapiklik yapanlar aciga mi vuruyor.. sanki sapiklik yapmak iyi birsey,insanin maskesini yirtmasi gibi sunuluyor.

isin asli: insanda nefisdenen birsey vardir. insan nefsiyle mücadelesinden galip gelir, (buna maske tasima demis yazar) cennete gider. nefsinin oyuncagi olur (maske yirtmak demis yazar), ar perdesini yirtar,sapik olur. olay budur. bastirilmis duygular v.s. v.s. insan tabii bazi duygularini bastiracak. o da bizim sinavimiz...

kurt.ibrahim' Alıntı:
ALLAH insanı sapkınlıklardan korusun.
amin
 
Amin..
 
herkes yaşamı boyunca yüzelere rol alıyor ve oyununu sergiliyor.
 
kurt.ibrahim' Alıntı:
ALLAH insanı sapkınlıklardan korusun.
Bu yazıdan hayatın yansımalarından çıkarılacak çok dersler var o da alacak olanlara ve anlayanlara. Her tarafımız sapkınlıklarla çevrilmiş. Buna bir örnekte ( Evliyim ama uygunum ) Değerlerini yitirmiş bir toplumun uçurumun eşiğine gelmesi de denebilir.:confused:
Amin ... :good:
 
eline sağlık zamet edip paylaştığın için sağol
 
Geri
Üst