Eğitimin kalitesi!

Hayvanlar üzerinde iş görüyorsa tamamdır. Arkadaşın elini ısırarak bayağı bir kanattı hayvan herif...

İnsan değil ki insan gibi dövesin! Köpekten beterler!
 
Bu tipleri toparlayıp parti parti Hindistan'a eğitime yollayacaksın.Önce hayvana saygıyı öğreneceklerki sonra insanlık aşamasına geçebilsinler.
 
Arkadaşlar konunun eğitim ile ilgili olmasından dolayı yazmak istedim. Son bir kaç yıl içinde eğitim içinden çıkılmaz bir hal aldı. Özellikle bu SBS denen sınav yüzünden bir çok öğrenci açıkta kaldı. Ve hiç alakası ilgisi olmadığı okullara mecbur yazılmak zorunda kaldı. Sadece açıkta kalmamak adına.

Şimdi sürekli dershane konusunda açıklama yapanlara sormadan edemiyor insan. Peki bu dershaneleri kapayacaksınız kapayın... ama artık ülkede boy gösteren özel liseler ne olacak? bir öğrenci için yılda 7000 TL alan bu özel okullar...

Vatandaş devlete vergisini versin ama vatandaşın cebinde parası yok öğrenci sbs de iyi puan alamadı diye alakasız okullar da toplama kampı gibi gelsin eğitim görmeye çalışsın. Eğer ki burada öğrencim olmasın diyen adama da öde 7000 TL de buda yıllık...

Hadi açıklayacak biri varsa açıklasın da görelim...
 
Nadir 7.000 TL ye artık kreş bile kalmadı. Özel liseler için ortalama rakam yıllık 15.000 TL :(. El kadar çocukların görebildiği gerçekleri kılları beyazlaşmış kocaman adamlar görmek istemiyor, o nedenle dershaneler biraz zor kapanır. Sen camileri arka bahçen olarak kullanırsan onlar da dershaneleri arka bahçesi olarak kullanır. Her sene sınav sistemini değiştirmek MEB lığının içinin ne kadar boş olduğunu gösterir, zamanın altından bile değerli olduğu 21 nci yüzyılda halen sistem arayışları ile zaman kaybetmek sizlere de gülünç gelmiyor mu? Osmanlı rönesans ile dalga geçti yıllarca avrupanın gerisinde kaldı, şimdi de bunlar sayesinde koskocaman Türkiye Cumhuriyeti devleti (onu deniyoruz bunu deniyoruz diye) zaman kaybediyor. İyi uykular Türkiyem.
 
İki gündür çarçakalla uğraşıp duruyoruz. Toplanıp okulu basmaya, öğretmenleri dövmeye kalkıyorlar.

Üç gün önce bizim bir öğrenciyi döveceklerini ve çıkışta beklediklerini haber alan öğretmen arkadaş, öğrenciyi evine kadar götürmüş. Bir şey yapamamışlar.

Ertesi gün, yine aynı terane... Arkadaş böyle olmayacak deyip konuşmaya gidiyor. Serseri herifler küfür etmeye, vurmaya kalklamaya başlayınca bizim arkadaş da bir iki tane patlatıyor. Sonrası biz yetiştik, polisler geldi, falan...

Bugün aynı zibidiler, hatta bizim bir öğrenci de onların arasında, bellerinde bıçaklar okul çıkışında bizim arkadaşı bekliyorlar. O da zaten onlardan deli, yapma etme derken girdiler birbirlerine... Zar zor ayırdık fakat tutmasak kesin bıçaklayacaklardı arkadaşı. Neyse polis geldi, şikayetçi olduk falan...

Eğitimin durumu bu! Serseri herif, öğretmenine bıçak çekecek kadar delikanlı (!)...

Kaldı ki ülkenin değişik yerlerinden bıçaklanma, dövme, hatta öldürme haberlerini duyuyoruz. Duyuyoruz fakat gittikçe tırmanıyor olaylar. Bugün sizde yarın bizde...

Kesin, birileri, bunları da yetiştiren öğretmenler diyecektir. Katılıyorum. Bizler yetiştiriyoruz fakat tohumları çürük! Ne yapsak fayda etmiyor!
tahmin ediyorum bir öğretmenin gözünden bakılınca 3 katı üzer bu insanı...
böyle şeyler duyunca ben utanıyorum...
 
Bugün olanları yazayım. :)

Sabahın köründe okula gittiğimizde bugün yapılması planlanan basın açıklamasının iptal edildiğini duydum. Neden iptal edildiğini kimse bilmiyor. Neyse işyeri sendika temsilcisi arkadaş ilçe sendika temsilcisi arkadaşı aradı. Neymiş efendim, dünkü olaylardaki öğretmen arkadaş böyle bir basın açıklaması istememiş. Oysa kaymakamlığın istemediğini söyleyenler de var.

Dün olaylardan sonra okula bir tek kaymakamın gelmediği kalmış. Müthiş bir trafik... Kaymakam olaya el atmış, tarafları yanına çağırmış. Belki devlet adamlığı açısından bakılınca doğruyu yapmıştır fakat bugün o basın açıklaması okulda yapılmalıydı. Neden bu tip şeylerin duyulması istenmiyor?

Sendika ilçe temsilcileri okula gelip "biz de sizin gibi düşünüyoruz, sizin yanınızdayız" mesajı verdikten sonra gittiler. Basın açıklaması hava oldu. Okul öğretmenlerinin havasını aldılar.

Neyse efendim, bir öğretmene saldırı vakası daha böyle sonuçlanmış oldu. Ülke nüfusunun binde birinin bile haberi yok bundan. Bunun gibi nice olaylar...

Sonuç mu ne?

Dün serseri grubunu toplayıp kendi öğretmenine saldıran öğrenci zımbırtısı bugün okula herkesten önce gelmişti. Ve bazı sınıflarda, öğretmen arkadaşlara karşı "............'yı dövdük ya" şeklinde ifadeler kullanabiliyordu.

Ne mi yapacağız? Bilmiyorum, ben bilmem böyüklerim bilir! :)

İşte size eğitimin kalitesi!
 
Ne demiş Emrullah efendi; “Şu mektepler olmasaydı maarifi ne güzel idare ederdim”

Emrullah Efendi - Vikipedi

Hocam durum tam bir devlet anlayışı ile tatlıya bağlanmış :kop:
Sen basın açıklaması yaparsan, halkın bir kesimi bunu duyacak, sesler yükselecek, bu durumdan okul yöneticileri, ilçe milli eğitim müdürü, asayişten sorumlu emniyet veya jandarma yetkilileri, belediye başkanı, hatta kaymakam bile rahatsız olacak, amirleri hesap soracak diye her telefon çaldığında üçbuçuk atacaklar. Değer mi yani bir öğrenci ile öğretmen için makamdan olmaya, sağa sola hesap vermeye. Ukala idareciler hep aynı haltı yemezler mi? öğrenci öğretmene saygısızlık eden müdür efendi sorun çıkmasın diye hemen barışın der, insanlar karakolluk olur komiser efendi hadi barışın der. Ulan madem milleti barıştırmaya bu kadar meraklısınız o zaman o makamda ne işiniz var? Sen önce tedbirini al, yasal işlemlere başla ondan sonra ilişkileri düzenlemeye kalk. Yarın o zibidiler öğretmeni yaralasalar sorumluluğu hangi makam üzerine alacak. Müdür mü, sendika mı, kaymakam mı?
 
Olayın öncesini ve sonrasını ve durumun ne olduğunu bilmiyorum. Ancak insanları barıştırmanın, sakinleştirmenin, arabuluculuk yapmanın yanlış olduğunu düşünmüyorum. Diğer taraftan elbette suç işleyen cezasını çekmeli hesap vermeli ama bir bardak suda fırtına koparmanın da bir alemi yok. Aksi takdirde ne sorunlar çözülür ne de işler düzgün yürür. Tabi bir eğitimci olarak konuyu görünce müdahil oldum ama öncesi ve sonrasına ve olayın ne olduğuna bakmak lazım tamamen afaki konuşuyorum. Ancak herkese verip veriştirmek, en iyisini ben biliyorum deyip yüksek perdeden sözler sarf etmek mübalağalı olur diye düşünüyorum. O makamda olup çözüp merciinde olmayıp da bazen hariçten gazel okumak kolay olabiliyor.
 
Özel liseler çok pahalıymış savaş abi, yeditepe üniversitesi gibi okulların yıllığı 20bin civarı, eğer tek dert diplomaysa Arel üniversitesi gibi üniversitelerde 12 13 bin liraya yıllık anlaşma yapmış arkadaşlarım var, vakıf adı altında sömürü ne pis işler ya.
 
Özel liseler çok pahalıymış savaş abi, yeditepe üniversitesi gibi okulların yıllığı 20bin civarı, eğer tek dert diplomaysa Arel üniversitesi gibi üniversitelerde 12 13 bin liraya yıllık anlaşma yapmış arkadaşlarım var, vakıf adı altında sömürü ne pis işler ya.

Özel okul fiyatlarını hiç sorma. Bir tane çocuğumuz var yemek ve yol parasından yırtarız diye eve çok yakın olan özel liseye yazdırdık 4 senede anamız ağladı :(. Hoş devlet okulundayken de yemek parası, servis parası, dershane parası derken az para harcamıyorduk.

---------- Yeni Mesaj eklenme zamanı: 17:29 ---------- Önceki Mesaj zamanı: 17:04 ----------

Olayın öncesini ve sonrasını ve durumun ne olduğunu bilmiyorum. Ancak insanları barıştırmanın, sakinleştirmenin, arabuluculuk yapmanın yanlış olduğunu düşünmüyorum. Diğer taraftan elbette suç işleyen cezasını çekmeli hesap vermeli ama bir bardak suda fırtına koparmanın da bir alemi yok. Aksi takdirde ne sorunlar çözülür ne de işler düzgün yürür. Tabi bir eğitimci olarak konuyu görünce müdahil oldum ama öncesi ve sonrasına ve olayın ne olduğuna bakmak lazım tamamen afaki konuşuyorum. Ancak herkese verip veriştirmek, en iyisini ben biliyorum deyip yüksek perdeden sözler sarf etmek mübalağalı olur diye düşünüyorum. O makamda olup çözüp merciinde olmayıp da bazen hariçten gazel okumak kolay olabiliyor.
Hocam bahsi geçen konu çocukların cam kırması veya iki öğrencinin masum maç kavgası değil. Mevzu bir iki zibidinin öğretmenine karşı zor kullanmasıdır, bu gün bu zibidiler için tedbir alınmazsa yarın "nasıl olsa bize bir şey yapmıyorlar" diye neler neler yaparlar.
En önemli husus, adalet sağlayan, yasaları uygulayacak olan devlet görevlilerinin işi kendilerine başvuran mağdur vatandaşları barıştırmak değildir. Durum öyle olsaydı karakolların adı "barıştırma merkezi" olarak değiştirilirdi. Adam vatandaşı darp etmiş, mağdur karakola korunma veya şikayet için gitmiş, fail yakalanmış ama çok bilmiş komiser baba edasıyla "hadi öpüşün barışın da iş resmiyete intikal etmesin" desin, daha neler? Peki mağdur olan kişi o teklifi yapan komisere o sinirle bir tokat atsa ne olacak, polisler gene "hadi barışın" mı diyecekler yoksa adamı falakaya mı yatıracaklar. Ya da derste bir talebe öğretmenine tokat atsa bu durumu da bir bardak suda fırtına koparmak olarak mı algılayacaksınız? Öyle ya adam genç, tecrübesiz biri yapmış bir hata.
Sokaklarda eski kocaları tarafından öldürülen kadınların durumu hakkında ne düşünüyorsunuz? Bu kadınlar kendilerini döven veya tehdit eden kocalarını şikayet etmek için ilk önce karakola giderler ama babacan komiser hemen icraata başlar "karı koca arasında olur böyle şeyler, hadi öpüşün de barışın bakayım" der. Be kardeşim bırak Güzin ablalığı bir kenara da görevini yap, zaptını tut, adamı savcıya gönder. Bırak mahkeme ne karar verecekse verir.
 
Geri
Üst