Çocukluk işte!!!

  • Konuyu Başlatan Konuyu Başlatan exilegs
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
"Annelerimiz bu durumu bildiklerinden, kardeşlerimizle bizlere ekmek arası bir şeyler hazırlar gönderirdi."

Bir tek bu tutmadı.. Dışarıda yemek katii suretle yasaktı bize. :D Yemek evde oturarak yenilirdi..
İlkokulu Ankara'nın bir kasabasında okudum, babamız memur olduğu için öğle yemeklerinde evde olmazdı, o nedenle fazla sıkıntı yaşamadık ama hafta sonu ve akşam yemeklerinde herkes tam tekmil sofrada olmak zorundaydık. Özellikle pazar günü yapılan kahvaltılarımız halen burnumda tüter, hele babamın pişirdiği yumurtalar :sulanma:.
 
İlkokulu Ankara'nın bir kasabasında okudum, babamız memur olduğu için öğle yemeklerinde evde olmazdı, o nedenle fazla sıkıntı yaşamadık ama hafta sonu ve akşam yemeklerinde herkes tam tekmil sofrada olmak zorundaydık. Özellikle pazar günü yapılan kahvaltılarımız halen burnumda tüter, hele babamın pişirdiği yumurtalar :sulanma:.

Öğlen babam evde olmasada otoritesinin korkusu hep yanımızdaydı :D Hiç unutmam bir defasında evden elma aldım dışarıda yiyorum,(nerden buldum sa o cesareti) bir yandan da oyun oynuyoruz evin karşısındaki kumda :D Hani derlerye git kumda oyna aynen öyle.. Babamı bi gördüm karşıdan geliyor.. elimdeki yarım elmayı kuma gömdüm hemen.. Ama iş işten geçmişti..kulağımdan tuttu çıkar o gömdüğünü dedi.. Çıkardım gömdüğüm yerden.. Eve kadar kulağımdan tutup götürdü.. Ama canımı yakmadan :) evde elmayı bana bi güzel yıkattırdı. Şİmdi dedi çekirdekleri kalana kadar ye o elmayı.. ağlaya ağlaya yedim.. Odan sonra oturttu karşısına..

2 hata birden yaptın dedi biliyorsun değilmi?

Dıaşrıda yemek le başka arkadaşlarının hakkına girdin.. Elmayı atmakla nimeti israf ettin.

Dedim elmayı dayak yememek için attım ben, yoksa bitirecektim :D

Bi dahada dışarıda yemedim zaten bişey :D Hatta hala lokantaya felan gidersem cepesi yola bakan yerde dışarı oturup yemek yiyemem psikolojik olarak :D
 
Hasan ben halen bir lokantaya oturup da tek başıma yemek yiyemem. Zorunlu olarak şehir dışındaysam genelde atıştırma tarzında birşeyler yerim. Bazı tipler vardır kıtlıktan çıkmış gibi döke saça yemek yerler (aynı bazı Türk filmlerinde olduğu gibi) en kızdığım tipler bunlardır.
 
çok güzel paylaşımlar bizim çocukluğumuz çok güzeldi biz paylaşmayı öğrendik
bizim zamanımızda saygı ve sevgi vardı küçüklüğünü büyük büyüklüğünü bilirdi
büyükler bir şey söylediğinde karşılık verilmezdi
hele o yaptığımız maçları hiç unutamam sabahın 9-10 unda akşam 9 a kadar akşam ezanında zor girerdik evlere hele o yaz akşamları
iki çeşit maç olurdu bir sahada birde sokak aralarında sokak arasındaki maçın tadıda başka olurdu duvar pasları, duvara çarptırarak gol atma helede taşdan kale yapıp çektiğimiz şutlar goldü yok taş üstü diye az tartışmazdık çok güzel günlerdi...
 
En önemlisi geçmiş yıllarda dostluk bağları daha sıkıydı, komşu demek ailenin bir ferdi demekti, komşulara sonsuz güven duyardık, yaz tatiline giderken çiçekleri sulasın, eve göz kulak olsun diye komşumuza gözümüz kapalı anahtar verirdik, hatta karı/koca çalışanların yedek anahtarının biri komşuda olurdu, iş yerinde ocağın altını kontrol et diye komşumuzu arardık. Hatta Ankara'da gençlik günlerimin geçtiği apartmanda 17 daire vardı, 17 dairenin birçoğunun anahtarı birbirine uyardı, anahtarı kaybeden anahtarcı yerine komşusundan yardım isterdi, şimdi bakıyorum kapılar çelik oldu, yetmedi ikinci kilit kondu, gene yetmedi üçüncü kilit kondu, o da yetmedi alarmlar devreye alındı.
 
Akşam ezanı eve dönme vaktini bildirirdi aynı zamanda.

Cep telefonu yok, saat yok! :)
 
Akşam ezanı eve dönme vaktini bildirirdi aynı zamanda.

Cep telefonu yok, saat yok! :)
Hatta bizim çocukluğumuzda evlerde telefon bile yoktu. Biz telefon için galiba 8-9 sene kadar sıra beklemiştik. O zamanlar telefon için ya hatırlı komşulara ya da PTT'ye gidilirdi (telefon kulübesindeki telefonlar genelde ya çalışmazdı ya da jeton bulunmazdı), şişkin telefon faturaları canına tak eden komşular ise telefonuna kumbara takdırırdı ;).
 
Evet Abi...

Ben de iyi hatırlıyorum telefon için 5-6 yıl kadar beklemiştik. En son, PTT'de Emine Teyzemiz vardı ona rica etmiştik. Telefonun bağlandığı günü hiç unutmuyorum. Ahizeyi kaldırıp o sesi dinlemek bile güzeldi. :)
 
images
images


Yayın olmadığı halde önceleri bu karıncalara (öyle tanımlanırdı) daha sonra da bu logoya dakikalarca bakardık :)

images


İlk haber spikerlerinden rahmetli Zafer Celasun


images


Halit Kıvanç gene aynıydı (beyaz saçlarını hep sarı zannederdik)

images


Ajda Pekkan o zamanlarda vardı :)
 
yağ çay tüp sigara kuyruklarını unutmayalım...bu arada :)
dersane evet yoktu zamanımızda arkadaşlarlaa bizim bahcede toplanırdık annem kek vs yapardı birde çay demlerdi ders çalışırdık birbirimize yardım ederdik

zamanımızda meyveli yoğurtda ne ki? annem sütcüden süt alır yoğurt çalardı canım tatli isterdi alırdım yoğurdu toz şekeri üzerine bolca ekerdim üzerine ekmek doğrardım karıştırır yerdim...eğer yaz ise hatta birzda bulursak çilek al sana bugünün danonesi
komşular toplanır manti bükerlerdi bizi çağırırlar hadin bakalım biraz yardım edin diye sevinirdik akşama manti var diye o gün tüm evlerden manti kokusu yayılırdı :)
bir yemek yapılacaksa veya tarhana imece usulü idi sırası ile herkezin işi topluca yardımlaşma ile yapılırdı..
 
Son düzenleme:
Geri
Üst