Bor power

  • Konuyu Başlatan Konuyu Başlatan YSFSRPL
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
:D
linki kopyalayıp yapıştırıyoz o kadar
 
asıl sorulması gereken soru şu bence,

bor power lisanslı ürünü soğuk havalarda işe yarıyor mu?
 
Cafer Akın bey videoda bazı değerler vermiş. Mesela yakıttan %30 hatta %40 tasarruf elde etmişler, motor yıpranması neredeyse "0" olarak ölçülmüş, motor yağ kaybı gene "0" olarak tesbit edilmiş. Yani bu durumda yaklaşık 400.000 km dayanan bir VW motoru 800.000 km kadar dayanıyor, 100 km de yaklaşık 8 lt yakıt yakan aracın tüketimi yaklaşık 5 lt civarına düşüyor, yağ tüketimi de bitiyor diyor. Benim merak ettiğim nokta Cafer bey, aracımda bor power kullandığımda aynı değerleri (biraz düşüğü de olabilir) yakalayacağıma dair bana noter tasdikli bir belge verebilir mi?
 
"bütün metal kısımlara tutunarak mikron mertebesinde bilyeciklerden oluşan bir katman oluşturuyor ve bu katman nerede ise sürtünmeyi sıfıra yakın bir seviyeye indiriyor. bu kullandığınız ürünün %60-70 kadarı yapıştığı yerlerde asılı kalıyor, kalan kısmı ise yağ ile dolaşarak görevini yapıyor."


Aklıma takıldı. Sürtünmeyi minimal seviyelere düşüren bu bilyecikler yapıştığı yerde asılı kalıyorsa nasıl oluyorda sürtünmeyi sıfıra yakın seviyelere indiriyor. Bilyeler serbest kaldığı zaman sürtünmeyi azaltmaz mı? Bir yere yapışarak asılı kalan bilyeler nasıl sürtünme yapabiliyor. Bu bilyelerin metallere yapışma özelliği varsa kapladıkları metallerin rahat çalışmasını engellemez mi?

üstadım senin sorunun cevabı sanırım burada var.

BORPOWER
Otomotiv ürünümüz BORPOWER, sistemde kullanılan yağa ilave edildikten sonra; nano boyuttaki MCDP kristallerinin yaklaşık %60'ı metal yüzeylere çakılarak yüzey sertleşmesi ve kalitesini artırır ve neredeyse sürtünmesiz bir yüzey oluşmasını sağlar. Geriye kalan yaklaşık %40'lık MCDP kristali ise çalışma anında yağ molekülleri arasına homojen şekilde dağılarak, yağın temas ettiği yüzeylerdeki çizikleri pürüzsüz olacak şekilde, hareketli MCDP kristalleri ile doldurur.
Böylece, öncelikle metallerin birbirine temasının önüne geçer, daha sonra çalışan yüzeyler arasında bir bilye misali yuvarlanma yaparak sürtünmeyi minimize eder.
Hiçbir mineral veya sentetik yağ; aşınmaların, parçacık kopmalarının, sürtünmeden ve basınçtan oluşan ısının önüne tam olarak geçememektedir. Ancak BORPOWER, nano ölçekli MCDP kristallerinin spesifik ısı kapasitesi ve ısı iletkenliği yüksek olması ve doğada elmastan sonraki en sert ikinci maden olması gibi fiziksel özellikleri sayesinde sürtünmenin, aşınmanın ve hararet yükselmelerinin önüne geçmektedir.
BORPOWER'IN GÖREVLERİ
> BORPOWER ürünleri daha iyi yanma sağlar, pistondaki oluşabilecek karbon ve kükürt oluşumunu engeller.
> Hareket halindeki motor büyük strok altında çalışır. Bu sebepten dolayı yüksek ısı açığa çıkar. Ortaya çıkan yüksek ısı, sistemin normal çalışmasını sağlayan yağların kimyasal yapısını bozup, karbonlaştırmaya başlar. BORPOWER, ısının kaynağı olan sürtünmeyi minimize edeceği ve ayrıca bor madeninin fiziksel özelliği olan spesifik ısı kapasitesinin ve ısı transferinin yüksek olmasından dolayı, karbon oluşumunu tamamen veya büyük oranda engeller. Ayrıca, mekanik aksamların ömürlerini uzattığı gibi sistemin çalışmasına yardımcı ekipmanların da daha uzun vadede çalışmasını sağlayıp sarf malzeme, bakım ve işçilik maliyetlerinin düşmesini sağlar.
> Bazı motorların sorunu; yağın yüksek sıcaklıktan karbonlaşarak azalmasıdır. Ürünümüz, kaynağı sürtünme olan ısıyı minimize edeceği için, yağdaki karbonlaşma oranını da düşürecektir. Buna paralel olarak, birim zamanda eksilen yağı, minimize eder. Böylece yağ maliyetlerinin düşmesini sağlar.
> Motor yağ pompasının dişlilerini, pompalarda aşınmalardan kaynaklanan basınç kayıplarını önler ve ömürlerini arttırır.
> Motor içerisinde yağın temas ettiği tüm noktalarda nanometrik bir koruma zarı oluşturan MCDP kristalleri daha iyi bir yağlama sağlayacaktır. Bu da; aşınmaların, yatak sarmalarının, kırılmaların büyük oranda önüne geçilmesini sağlar.
> Sıfır motorlarda kullanılması halinde, aşınmaları başlamadan önler veya minimize eder. Bu da motorun deformasyon ve kötü etkilerden ilk günden
itibaren korunmasını sağlar.
> Bor madenin ısı iletkenliği sayesinde; motorun yüksek hararetten dolayı yatak sarması gibi sorunları büyük oranda önlenir.
BORPOWER'IN AVANTAJLARI
> % 5-%20 aralığında yakıt tasarrufu sağlar,
> %10 güç artışı meydana gelir,
> Yağ ömrünü %100'e kadar uzatır,
> Harareti önler,
> CO2 egzoz emisyonunda %25-%30 aralığında düşme sağlar,
> Vibrasyonu düşürür ve ortamdaki gürültüyü (db) azaltır,
> Yağ kaçaklarının oluşumu önler veya minimize eder,
> Yağ tüketimini düşürür,
> Aşınmaları tamamen önler veya minimize eder,
> Üstün koruma niteliği sayesinde soğuk havalarda dahi ilk çalışma aşınmalarının önüne geçer,
> Karbon oluşumunu önler veya minimize eder,
> Yüksek sıcaklığa ve basınca karşı üstün direnç gösterir, böylelikle yapısında bozulma olmaz, sürekli kullanım halinde sınırsız koruma sağlar,
> Yüksek ısı iletkenliği sayesinde tortu ve birikinti oluşumunu önler,
> Yağ pompalarının en çok aşınan sarı dişlileri, bor elmas kristalleri ile kaplanacağı için aşınma çok daha geç olacak ve sarf malzeme bakım ve işçilik masrafları düşecektir,
> Turbolu araçların en büyük problemi olan; turbo milinin ısınmasını ve aşınmasını azaltarak, turbonun ömrünü uzatır,
> Sıfır motorlarda kullanılması, aşınmaları büyük oranda önler,
> Sarf malzeme giderlerini, bakım ve işçilik masraflarını büyük oranda düşürür.

KULLANIM ALANLARI
http://www.nnt.com.tr/teknoloji-kullanim-alanlari.php
 
üstadım senin sorunun cevabı sanırım burada var.

BORPOWER
Otomotiv ürünümüz BORPOWER, sistemde kullanılan yağa ilave edildikten sonra; nano boyuttaki MCDP kristallerinin yaklaşık %60'ı metal yüzeylere çakılarak yüzey sertleşmesi ve kalitesini artırır ve neredeyse sürtünmesiz bir yüzey oluşmasını sağlar. Geriye kalan yaklaşık %40'lık MCDP kristali ise çalışma anında yağ molekülleri arasına homojen şekilde dağılarak, yağın temas ettiği yüzeylerdeki çizikleri pürüzsüz olacak şekilde, hareketli MCDP kristalleri ile doldurur.
Böylece, öncelikle metallerin birbirine temasının önüne geçer, daha sonra çalışan yüzeyler arasında bir bilye misali yuvarlanma yaparak sürtünmeyi minimize eder.

Ben de işte bu sorunun cevabını arıyorum :). Metal yüzeye çakılan/yapışan yani sabitlenen bir madde nasıl oluyorda sürtünmeyi sıfıra indiriyor, birbirine temas eden her maddede bir sürtünme söz konusu olmaz mı? Havanın bile bir sürtünme katsayısı yokmudur? Ha bu madde yüzeye yapışarak tutunduğu metalleri bir cila gibi kaplıyor deniyorsa o zaman bilye tabiri yanlış olmuyor mu?
Yorumumu mavi renkle işaretledim.
 
bitmedi bitmeyecek bu bor işi:D
en üst seviyede performans istenen yarış serilerimne bakın. bu tür ürünleri göremezsiniz.
bu ve benzeri ürünler öyle iyi fiyatlandırılır ki 50-100 tl arasıdır hep.mesela 500 tl deseler kimse bor veya türevi katkı maddesi kullanmaz.
ancak 100 tl altı bir rakam kimseyi rahatsız etmeyeceği için bu tür ürünlerin hep alıcısı bulunur.
 
Yorumumu mavi renkle işaretledim.

Ben de işte bu sorunun cevabını arıyorum . Metal yüzeye çakılan/yapışan yani sabitlenen bir madde nasıl oluyorda sürtünmeyi sıfıra indiriyor, birbirine temas eden her maddede bir sürtünme söz konusu olmaz mı? Havanın bile bir sürtünme katsayısı yokmudur? Ha bu madde yüzeye yapışarak tutunduğu metalleri bir cila gibi kaplıyor deniyorsa o zaman bilye tabiri yanlış olmuyor mu?

daha önce okuduğum ve araştırdığım bilgilerden aklımda kalanları ben kabaca yazdım. aşağıda yazdıklarımda yine firmanın beyanlarından aklımda kalanlar.
parçacıklar metal yüzeylere tutunuyor ve çakılı değil hareketli halde asılı kalarak hareket eden bir film tabakası oluşturuyor.
tabi ki fizik kuralı gereği sürtünme sıfıra indirilemez, ben de zaten sıfır yazmadım sıfıra yakın diye yazdım.
bilye tabiri de daha önce firmanın kendinin yapmış olduğu açıklamalardan okuduğum bir terimdir.
bor parçacıklarının mikron mertebesinde bilyecikler halindedir mealinde yazılarını okumuştum.

NNT BOR POWER'in kendi sitesinden alıntıdır.

BOR KİMYASI

En yaygın bilinen türevi olan "boraks", Araplarca "tinkal" olarak da adlandırılırdı, 16. yüzyılda ergitme işlemlerinde kullanılırdı. Yaygın uygulama alanı bulunan borik asit ilk kez 1702'de Homberg tarafından hazırlanmıştır. Ayrıca 1808'de Davy borik asit elektrolizinden amorf bor elde etmiş ve 1856'da Wöhler ve Sainte-Claire Deville tarafından kristalin modifikasyonu tarif edilmiştir.

Bor Kimyası

Borun temel cevherleri; kernit (Na2B4O7.4H2O), boraks (Na2B4O7.10H2O), kolemanit (Ca2B6O11.5H2O) ve uleksit (NaCaB5O9.8H2O) gibi boratlardır.

Bor bileşiklerinin yaygın kullanımları ve borun element olarak erken tanımlanmış olmasına karşın, bor kimyası çalışmaları nispeten kısıtlı bir alanda sürdürülmüştür. Bunun nedenleri; temel olarak bor bileşiklerinin hidroliz veya oksidasyona yönelik stabil olmayan nitelikleri ve malzemelerin birçoğunun kullanımındaki yapısal zorluklarıydı. Nihayet Stock ünlü deneysel vakum tekniğini geliştirince bor kimyasının araştırılmasında yeni bir kapı aralandı.

Grup IIIA elementlerinden sadece bor bir ametaldir. Bu gruptaki diğer elementler; alüminyum, galyum, indiyum ve talyumdur.

Bor, gruptaki diğer elementlerden çok daha küçük bir atomdur. Bu durum, ametal bor ve metal özellikteki diğer grup elemanları arasında belirli farklılıklara neden olur.

Ga, In ve Tl'un atom büyüklükleri periyodik sınıflandırmada kendilerinden hemen önce gelen elementlerin elektronik iç yapılarından etkilenir (özellikle lantanitten sonra gelen talyum örneğinde görüleceği gibi). Bu nedenle de atom yarıçapı ani şekilde veya standart olarak bu elementlerin artan atom numaralarıyla birlikte artmaz. Bu elementlerin göreceli şekilde küçük oluşları gruptan aşağı inerken bile beklenen şekilde azalmayan nispeten yüksek iyonizasyon potansiyeli içermelerine neden olur.

Bu elementlerin hiçbiri en ufak şekilde bile basit bir anyon oluşturma eğiliminde değillerdir. Elementlerin elektronik konfigürasyonlarının da mantıklı kıldığı biçimde en sık rastlanır oksidasyon seviyesi +3'tür. Nispeten yüksek olan bu değer, göreceli olarak küçük iyonik yarıçaplarla biraraya gelerek üstün polarize nitelikleri olan tipler ortaya çıkarmaktadır.

Buna bağlı olarak, +3 değerli bileşiklerin elementleri baskın şekilde kovalenttir; bu kovalent nitelik ayrıca göreceli olarak elementlerin yüksek ilk üç iyonizasyon potansiyelinden de kaynaklanmaktadır. İstisnai olarak kendi kimyasında ametal olan bor haricindeki diğer IIIA elementleri su çözeltisinde +3 değerlikli iyon olarak bulunurlar. Bu iyonlar yüksek oranda su içerirler, ancak hidrasyon ısıları çok yüksektir.

Çok yüksek sıcaklıkta (2000°C) bor birçok metalle raksiyona girerek borürler oluşturur. Bu madde çok serttir, kimyasal olarak stabildir ve metalik iletkenliği gelişmiştir. Bazı metalik borürlerin kristallerinde bor atomları aralıklıdır, diğerlerinde zincirler veya bor atomu katmanları (tabakaları) mevcuttur. Magnezyum borür (MgB2), diğer borürlerden farklı olarak bor hidrür karışımları üretecek şekilde hidrolize formda mevcuttur.

Bor, amonyak veya nitrojen ile yüksek sıcaklıklarda bor nitrür (BN) oluşturacak şekilde reaksiyona girer. Bu malzeme karbonla izoelektroniktir ve grafite benzerdir, fakat farklı olarak bor ve nitrür atomları içeren kristal bir yapısı vardır. Çok yüksek sıcaklık ve basınçta BN'ün bu modifikasyonu elmas türü kafes (latis) formuna dönüşür ve elmas kadar serttir.

Bor; periyodik cetvelde alüminyum, galyum, indiyum ve talyum ile beraber 13.grupta bulunur. Bu grupta bulunan tüm elementlerin 3 valenz elektronları vardır. Normalde dörtten az valenz elektronu bulunan elementler metal kafeslerde kristalleşir. Bu acıdan bor istisnai bir durum sergiler, çünkü +3 yüklü serbest iyon oluşturmaz. Bor atomlarının 3 valenz elektronu ve 4 valenz orbitali vardır. Bu atomlar yüksek iyonizasyon enerjisi ve büyük sayılabilecek elektronegatifliğinden ötürü kovalent bağ kurma eğilimi gösterirler. Bor´un komplike ve essiz yapısı atomlarındaki elektron eksikliğinden kaynaklanmaktadır. Bor, oksijene olan büyük ilgisinden dolayı doğada saf olarak bulunmaz. Borun stabil olmayan saf halinin yani sıra 4 allotropu bulunur ve bu yüzden maddesel halini (katı, sıvı, gaz) değiştirmeden değişik yapılara geciş yapabilir. Bunun görüldüğü başka bir örnekte 2 allotropu bulunan karbon´dur (grafit, elmas).

Borun seçkin özellikleri nanoteknolojinin kullanımı ile daha da geliştirilebilir. Buna en iyi örneklerden biriside NNT tarafından üretilen ve tam da aşırı sertliğinden dolayı sürtünme azaltıcı etken olarak kullanılan bor elmas tozudur (MCDP). Bu durum yalnızca kristallerin çok çok küçük olması ve yuvarlanan bilyeler gibi yüzeyi çizmeden çalışmasıyla gerçekleşebilmektedir.
 
Son düzenleme:
bu konu üyesi olduğum 4-5 araç forumunda defalarca tartışıldı şimdi burada yine tartışılıyor.
bu güne kadar hiç bir yerde kullanılması veya kullanılmaması yönünde bir sonuç çıkmadı. bundan sonra da ne bu konunun sonucunda ne de bundan sonra açılacak konularda bir sonuç çıkmaz.
arkadaşlar bu tür ürünlere karşı herkesin doğal olarak yaklaşımı ve beklentisi farklıdır.
kimisi kullanmaktan kaçınır kimisi kullanır.
ancak dikkat edilmesi gereken iki konu var; birincisi bu üründen hiç kimse sağlam bir arabada yakıttan %20-30 gibi bir düşüş veya bitmiş bir motoru sıfır hale getirecek vb. mucizeler beklemesin.
belki ömrünü tamamlamış veya tamamlamak üzeri olan motorlarda kısmi bir iyileşme ve bir miktar tasarruf sağlasa da sağlam ve koruma amaçlı kullanılan motorlarda belki %3-5 gibi bir tasarruf olabilir.
belirttiğim gibi ben hem motora hem de şanzımana koydum, benim gözlemlediklerim;
aracın sesinde belirli belirsiz bir azalma oldu, yakıttan cüzi bir tasarruf sağlasam da o konuda sürekli farklı kullanım şekilleri ve yerleri dolayısı ile % hesabi yapamadım.
benim esas beklentim; motorun biraz daha rahatlaması, aracın daha rahat hareket etmesi ve ivmelenmesi idi ki bunu elde ettim.
ikinci ve esas konu bu tür ürünleri kullanacak kişilerin ürünü motora koyarken dikkat etmesi gereken hususlar.
ben kullanırken de ürünün kabında, buroşürlerinde, sitesinde yazıyordu
"5-10 dakika çalkalayın ve yağ çubuğu deliğinden yeni değişmiş veya en fazla 1500-2000 km. yapmış yağın içerisine yavaş yavaş koyun daha sonra 20 dk. aracı rolentide çalıştırın veya 20-30 km. yol yaptıktan sonra stop edin" diye
kendi aracıma koyarken de ustama emanet etmeyip kendim elimde 10 dk.kadar sürekli çalkalayarak tamamen karışmasını sağladıktan sonra ince bir huni ile yağ çubuğu deliğinden yavaş yavaş döktükten sonra aracı 20-25 dk. rolentide çalıştırıp bor'un ısınan yağ ile iyice ve homojen bir şekilde karışmasını sağladık.
bu ürünün kapağını açıp baktığınızda bir benzetme yapmak gerekirse aynen uzun süre olduğu yerde bekleyerek tortusu dibe çökerek katman oluşturmuş ve yağı üste çıkmış tahin gibidir.
uzun süre çalkaladığınız zaman ürün karışarak taze tahin kıvamı gibi bir kıvama geliyor.
bunları uzunca şunun için yazıyorum, ben bu tür ürünü arabanın yağ kapağından yağ koyar gibi boca edip arabayı stop eden ustalar da gördüm.
bu ürünü bu şekilde kullanırsanız muhtemelen bu ürün yağ ile homojen şekilde karışıp yağın dolaştığı yerleri yağın içerisinde yağ ile birlikte dolaşarak dolaştığı her yere tutunup bir tabaka oluşturmaktan çok; yağdan daha ağır olduğu için karter tasında toplanıp yağ pompasının ağzını tıkayarak pompanın yeteri kadar yağ pompalamasına engel olacak ve motor yağsız kaldığı için yatak sarmaya kadar giden hasarlar oluşturabilecektir.
ben kullandım araç yatak sardı diyenlerin muhtemelen olayı bu şekilde olmuş veya ürünü koyup aracı bir süre kullanmadan park halinde bıraktıkları için ürün yüne karter tasına çökmüş olmasından kaynaklı olabilir.
zaten firmanın özellikle yağ kontrol çubuğu deliğinden yavaş yavaş koyun israrındaki amaç; buradan konulan bir ürün direk olarak yağın toplandığı ve yağ pompasının bulunduğu karter tasına inecek ve buradan yağ pompası vasıtası ile motorun üzerine basılarak bütün motoru dolaşacak olması.
yağ kapağından dökerseniz bol miktarda ve direk olarak üsten motora dökülmesi demek anlamına gelir. bu tavsiye edilen bir uygulama şekli değildir.
bir de bu ürün münkün olduğunca 0-5 gibi başlayan akışkanlığı fazla yağlarla uygulamakta fayda var.
 
Geri
Üst