Babama...
Babama....
Güzel bir haziran sabahı
Güllerin içinde gül gibiydik arkadaşlarla,
Yolların yol aldıkça kısalan mesafelerinde,
Bilemedim, senden uzaklara gittiğimi...
-Ki bilseydim, bırakabilir miydim seni ardımda..
Bırakabilir miydim ellerini, gözlerini gözlerimden...
Güzel bir haziran sabahı,
İstanbul yollarında yol alırken..
Düşünemedim, senin başka bir yöne gittiğini
Düşünseydim şayet...
- Yüz kez, Bin kez haykırırdım sana,
Seni Seviyorum Baba......
Güzel bir haziran akşamı.
Geri dönerken yıkılmışlık 27 yaşın sırtında..
Yol aldığım yollarda...
Yağmur eşlik ediyordu bana.
- Hasta imiş dediler... inanmadım!
İnce bir ruh diyemezdi,
Diyemezdi oğlum dönsün diye...
Yalvardım bulutlara, yol vermeyin...yol vermeyin...
Bulutlar ağladı, .... ağladı halime....
Sabah ezanları ile vardığımda toprağımıza...
Baharın nankörleşen... yağmur emmiş toprak kokusuna
Bilemedim seni vereceğimi...
Gözlerin... bir çocuk gibi.. ışıldıyarak bakıyordu..
Sahi baba! neye gülmüştün giderayak...
İnce dudaklarınla sen...
Neydi o gülümseme...?
Seni torunlarına güleç anlatalım diye mi?
Söyle neye neye gülmüştün...?
Yıldızlı bir bukle inmişti anlına...
Işıltılar saçarak yatıyordun ..
Ayakların ne kadar güzeldi baba,
Yüzün... yüzün...ne kadar güzel....
Mayıs yağmurları oyun mu oynuyordu bize Baba...
Yaşamadığımız ne kadar güzel günler vardı...
Söylemediğimiz sözler,
Paylaşılamayan yaşamlar...
Daha daha çok zamanımız vardı,
Haziran sabahlarını gülerek karşılayacak...
Sevgiyi sevgilerle perçinleyecek..
Seni seviyoruz Baba..
Seni...
): Çok zormuş arkadaşlar çoook..!! Allah kimseye yaşatmasın diyeceğim ama kaçışda yok....muş..
Başsağlığı dileyen arkadaşlarıma;
Allah hepinizden razı olsun..
Sizin gibi DOSTLAR sağolsun..
nerdeyse 36 saattir ayaktayım dermanım kalmadı yatıyorum kalın sağlıcakla..