İçim üşüdü içiiim. 
Helal olsun valla
Helal olsun valla
Ağrı dağı zirve tırmanışım bitti
- Konuyu başlatan decoder
- Başlangıç tarihi
Doğubeyazıt'ta oturup, böyle bir merakınızın olması ve daha önce bu dağa hiç tırmanmamış olmanız oldukça ilginç doğrusu. Biz nerelerden kalkıp geliyoruz.
Fotoğraflar gerçekten çok hoş. Sanırım sabaha karşı biraz rüzgar yemişsiniz. Öyle gözüküyor. Sac üzerindeki yemeğiniz ise çok lezzetli gözüküyor. Ticari turlar ile bizim aramızdaki en büyük fark da sanırım bu tarz şeyler. Bizler, sırtımızda taşıyacağımız her gramın hesabını yaptığımız için, bu tarz şeyler bize göre değil. Biz MSR ocaklarımız ile idare etmek durumundayız.
Bu arada Doğubeyazıt benim çok hoşuma gitmişti. Kaldığımız otelin hemen karşısında bulunan çayevinin müthiş lezzetli çaylarını içmiş, sokağa, ufak tabureler atmış olan esnafın hazırladığı çöp şişlerden yemiştik ki tadı hala damağımdadır. İshakpaşa Sarayı ise, görülmesi gereken başka bir güzellik. Yolu o tarafa düşen herkesin, Doğubeyazıt'a uğraması lazım diye düşünüyorum. Dağa tırmanmak şart değil. Sırf o yöreyi görmek, Ağrı Dağı 'nın muhteşem manzarasını izlemek için bile gidilir. Bu arada, sanırım hala oralardadır. O dönem, Ağrı Dağı'nın sahibi olduğunu iddia eden Ahmet ÇOKTİN ile de tanışmıştık. Siz de mutlaka tanıyor olmalısınız. Federasyonun malzemeleri dağa ulaştırma işleri ile o ilgilenmişti. Osmanlı zamanından kalma bir tapusu olduğu söyleniyordu. Hatta kartvizit bile bastırmış Ağrı Dağı'nın sahibi diye. Evde duruyordur.
Sizin fotoğraflarınıza bakınca birden eskilere gittim. Bir kaç fotoğrafta benden olsun. Bizim tırmanışımıza ait fotoğraflar aşağıda. Bazı fotoğrafların çözünürlüğü oldukça kötü. Analog bir makine ile çekildikten sonra, scanner yardımı ile dijital ortama aktarılmıştı.
Fotoğraflar gerçekten çok hoş. Sanırım sabaha karşı biraz rüzgar yemişsiniz. Öyle gözüküyor. Sac üzerindeki yemeğiniz ise çok lezzetli gözüküyor. Ticari turlar ile bizim aramızdaki en büyük fark da sanırım bu tarz şeyler. Bizler, sırtımızda taşıyacağımız her gramın hesabını yaptığımız için, bu tarz şeyler bize göre değil. Biz MSR ocaklarımız ile idare etmek durumundayız.
Bu arada Doğubeyazıt benim çok hoşuma gitmişti. Kaldığımız otelin hemen karşısında bulunan çayevinin müthiş lezzetli çaylarını içmiş, sokağa, ufak tabureler atmış olan esnafın hazırladığı çöp şişlerden yemiştik ki tadı hala damağımdadır.
İshakpaşa Sarayı ise, görülmesi gereken başka bir güzellik. Yolu o tarafa düşen herkesin, Doğubeyazıt'a uğraması lazım diye düşünüyorum. Dağa tırmanmak şart değil. Sırf o yöreyi görmek, Ağrı Dağı 'nın muhteşem manzarasını izlemek için bile gidilir. Bu arada, sanırım hala oralardadır. O dönem, Ağrı Dağı'nın sahibi olduğunu iddia eden Ahmet ÇOKTİN ile de tanışmıştık. Siz de mutlaka tanıyor olmalısınız. Federasyonun malzemeleri dağa ulaştırma işleri ile o ilgilenmişti. Osmanlı zamanından kalma bir tapusu olduğu söyleniyordu. Hatta kartvizit bile bastırmış Ağrı Dağı'nın sahibi diye. Evde duruyordur.Sizin fotoğraflarınıza bakınca birden eskilere gittim. Bir kaç fotoğrafta benden olsun. Bizim tırmanışımıza ait fotoğraflar aşağıda. Bazı fotoğrafların çözünürlüğü oldukça kötü. Analog bir makine ile çekildikten sonra, scanner yardımı ile dijital ortama aktarılmıştı.
- Konuyu başlatan
- #13
Emre bey ne güzel özetlemişsiniz bizim burayı herşey aynen dediğiniz gibi dağ olsun ishakpaşa sarayı olsun şiş kebabı olsun tek eksik olan Ağrı dağının sahibi olduğunu iddia eden Ahmet ÇOKTİN rahmetli oldu şuan taşıma benzeri işleri başkaları yapıyor
sizin şansınıza acık hava denk gelmiş bana rüzgarlı tipi bir hava denk geldi manzarayı tam olarak izleyemedik siz iple tırmanış yapmışsınız ama biz ip kullanmadık kramponda kullanmadık 4900 metreye kadar çok rahat yürüdük ama sonrasında baya bir zorlanmıştık ama zirve yapabildik biz yemekli grupla gitmiştik dolayısıyla aklımıza hoşumuza ne geldiyse onu yapıp yedik tavuktan kuzu kavurmaya kadar
dediğiniz gibi gelip görmek yaşamak lazım dağa tırmanış şart değil ishakpaşa sarayı,nuhun gemisi,meteor cukuru,buz mağaraları çok güzel yerler deniz kum sahil dışında doğa turizmi düşünenlerin aklında bulundurması gereken şirin bir yerdir burası gelmek isteyenlere her türlü yardımcı olurum
sizin şansınıza acık hava denk gelmiş bana rüzgarlı tipi bir hava denk geldi manzarayı tam olarak izleyemedik siz iple tırmanış yapmışsınız ama biz ip kullanmadık kramponda kullanmadık 4900 metreye kadar çok rahat yürüdük ama sonrasında baya bir zorlanmıştık ama zirve yapabildik biz yemekli grupla gitmiştik dolayısıyla aklımıza hoşumuza ne geldiyse onu yapıp yedik tavuktan kuzu kavurmaya kadar
dediğiniz gibi gelip görmek yaşamak lazım dağa tırmanış şart değil ishakpaşa sarayı,nuhun gemisi,meteor cukuru,buz mağaraları çok güzel yerler deniz kum sahil dışında doğa turizmi düşünenlerin aklında bulundurması gereken şirin bir yerdir burası gelmek isteyenlere her türlü yardımcı olurum
Son düzenleme:
- Konuyu başlatan
- #14
+ 40 sıcakların yaşandığı şu yaz döneminde dağda - 40 ları yaşamak gerçekten güzel burda ilçe merkezde şuanki hava sıcaklığı 26/28İçim üşüdü içiiim.
Helal olsun valla
Ahmet ÇOKTİN'e üzüldüm doğrusu. Allah rahmet eylesin.
Biz sabit hat kurmuş ve güvenlik amaçlı kullanmıştık ama kurulmasaydı da olurdu aslında. Grup biraz kalabalık olunca ve faaliyet TDF faaliyet olunca, güvenlik önlemleri biraz ön plana çıkıyor. Krampon kullanmadan çıkış yapmanız aslında biraz riskli olmuş. Hele ki, sizin yaşadığınız gibi bir hava denk gelmişse. İşinizi biraz şansa bırakmışsınız aslında. Neyse ki ciddi bir sıkıntı olmamış. Tırmanışlarda işi şansa bırakmak hayati tehlike içerir. Buzulun üstünde kar bile birikmiş olsa da bence uygun ekipman takılmış (krampon altında kar birikmesini önlemek için basit plastik bir parça) krampon kullanmak doğru olurdu.
Doğubeyazıt gerçekten de gidip görülmesi, yaşanması, o coğrafyada nefes alınması gereken bir yer. Tanıştığımız herkes son derece sıcak kanlıydı. Bir iki yıl içerisinde tekrar bir tırmanış düşünebilirim o taraflara. Tekrar aynı yerleri görmek, güzel olur benim için. Ama yol uzun, tırmanış için geniş bir zaman gerektiği için iş temposundan vakit ayırabilmek lazım ilk önce.
Biz sabit hat kurmuş ve güvenlik amaçlı kullanmıştık ama kurulmasaydı da olurdu aslında. Grup biraz kalabalık olunca ve faaliyet TDF faaliyet olunca, güvenlik önlemleri biraz ön plana çıkıyor. Krampon kullanmadan çıkış yapmanız aslında biraz riskli olmuş. Hele ki, sizin yaşadığınız gibi bir hava denk gelmişse. İşinizi biraz şansa bırakmışsınız aslında. Neyse ki ciddi bir sıkıntı olmamış. Tırmanışlarda işi şansa bırakmak hayati tehlike içerir. Buzulun üstünde kar bile birikmiş olsa da bence uygun ekipman takılmış (krampon altında kar birikmesini önlemek için basit plastik bir parça) krampon kullanmak doğru olurdu.
Doğubeyazıt gerçekten de gidip görülmesi, yaşanması, o coğrafyada nefes alınması gereken bir yer. Tanıştığımız herkes son derece sıcak kanlıydı. Bir iki yıl içerisinde tekrar bir tırmanış düşünebilirim o taraflara. Tekrar aynı yerleri görmek, güzel olur benim için. Ama yol uzun, tırmanış için geniş bir zaman gerektiği için iş temposundan vakit ayırabilmek lazım ilk önce.
- Konuyu başlatan
- #16
kalabalık oldumu haliyle zor olur biz 13 kişi idik 9 tursit 2 rehber ben ve aşçı o yüzden daha farklı oluyor güvenlik konusunda haklısın yeterli önlem almadan tırmanışı tamamladık ama ip ,krampon çantamızda olduğu halde kullanmadık rehber gerek duymadı + gruptaki tursitlerin ikisi profesyonel dağcı idi everest tırmanışı yapmış dağcılardı onlarda bizimle olunca işin teknik konusunda bize yardım ettilerAhmet ÇOKTİN'e üzüldüm doğrusu. Allah rahmet eylesin.
Biz sabit hat kurmuş ve güvenlik amaçlı kullanmıştık ama kurulmasaydı da olurdu aslında. Grup biraz kalabalık olunca ve faaliyet TDF faaliyet olunca, güvenlik önlemleri biraz ön plana çıkıyor. Krampon kullanmadan çıkış yapmanız aslında biraz riskli olmuş. Hele ki, sizin yaşadığınız gibi bir hava denk gelmişse. İşinizi biraz şansa bırakmışsınız aslında. Neyse ki ciddi bir sıkıntı olmamış. Tırmanışlarda işi şansa bırakmak hayati tehlike içerir. Buzulun üstünde kar bile birikmiş olsa da bence uygun ekipman takılmış (krampon altında kar birikmesini önlemek için basit plastik bir parça) krampon kullanmak doğru olurdu.
Doğubeyazıt gerçekten de gidip görülmesi, yaşanması, o coğrafyada nefes alınması gereken bir yer. Tanıştığımız herkes son derece sıcak kanlıydı. Bir iki yıl içerisinde tekrar bir tırmanış düşünebilirim o taraflara. Tekrar aynı yerleri görmek, güzel olur benim için. Ama yol uzun, tırmanış için geniş bir zaman gerektiği için iş temposundan vakit ayırabilmek lazım ilk önce.
siz federasyonun organize ettiği 150 kişilik grupla mı çıktınız ?
Tam sayıyı hatırlamıyorum ama o civarda olabilir. Bütün grup 3'e bölünüp, farklı günlerde zirve çıkışı yapılmıştı. Herkesin tırmanış hızı birbirinden farklı olunca da birbirimizi çok fazla beklemeden tırmanışı gerçekleştirdiğimiz için o kalabalığı pek hissetmedim. Genelde 9-10 kişi civarında bir grup ile tırmandık.
Hay maşallah. Resimler de harika... korku neden peki?
korku neden peki?- Konuyu başlatan
- #19
Hay maşallah. Resimler de harika...
O yükseklikte özellikle zirvede buzdan başka birşey olmayinca azda olsa korkuda oluyor :
)zirvede nefs alıp vermek te zorlanma oluyormu?
