güncell haberler

  • Konuyu Başlatan Konuyu Başlatan aga78
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi

aga78

Kayıtlı Kullanıcı
Bilgi Girilmemiş
Katılım
7 Eyl 2006
Mesajlar
2,698
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
46
evet arkadaşlar istedimki son günlerdeki olayları bi başlık altında topluyalım ayrı ayrı konu açmak takip sorunu yaratıyor her birine yetişemiyorum şahsen.;)

55916.jpg

http://www.aktifhaber.com/news_detail.php?id=118335







Bir Tugay Askerimiz Şehit Oldu


09 Haziran 2007 21:34

Terörle Mücadele'de Şehit Olan Asker Sayımız Bir Tugayı Buldu.
Ülkede savaş olmadığı halde terörle kücadele nedeniyle bir tugay Asker şehit Oldu Takvim Gazetesi yazarı Mehmet Çetingüleç, bu konuya değinerek çok ilginç bir yazı yazdı.

Ülkede savaş yok.
Ama 1 tugay askerimiz gitti.
Önceki gün Şirvan'da patlayan mayının aldığı 4 candan sonra, 1984'ten beri bölücü terörün şehit ettiği asker sayısı 4 bin 568'e yükseldi.
Türk ordusunun "tugay"ları, takviye durumuna göre 3 bin ila 5 bin arasında değişiyor.
Şehitlerimizin sayısı ortalama 1 tugay büyüklüğünü aştı.
Hem de takviyeli, bindirilmiş 1 tugay...

Dünyada istatistikler genellikle "ekonomi"yi çağrıştırır.
Oysa Türkiye'de "terör istatistiği" tutuluyor 23 yıldır.
İçişleri Bakanlığı'nın bir çizelgesi var.
Son günlerde her gün yenileniyor.
Her mayında, her pusuda...
Sanki savaştayız.
Taburlar dolusu askerimiz yitip gidiyor.

Sadece asker mi?
7 Haziran 2007 tarihi itibarıyla son 23 yılda terör yüzünden şehit olan polis sayısı 476, köy korucusu sayısı ise bin 389'a ulaştı. Tabii ki masum vatandaşlar da terör kurbanı.
Tam 6 bin 376 kişi yaşamını kaybetti.

Bir de hayatı zehir olanlar var.
Yaralanan, sakat kalanlar.
10 bin 585 asker, 3 bin 388 polis, bin 995 köy korucusu, 11 bin 606 vatandaş...

Ve teröristler.
Türkiye'nin başına bela olan terörde en fazla kaybı teröristler verdi.
1984'ten bu yana meydana gelen çatışmalarda ölen terörist sayısı 21 bin 103.
Yaralı terörist sayısı ise bin 495.
Peki kim bunlar?
Tamamına yakını Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı.

Düşünün şimdi.
Ortada savaş yok.
Ama yaklaşık 35 bin kişi yaşamını yitirmiş, 200 milyar dolar civarında maddi kayıp var.
Bir ülkenin hem canı gidiyor, hem parası.
Bu durumdan kim yarar sağlayabilir?
On binlerce yandaşını rahatlıkla ölüme sürükleyen terör örgütü mü?
Hayır.
Örgüt bir piyon.
Zaten Türk Silahlı Kuvvetleri'nin hedefi artık piyonu öne süren "karanlık el"ler.
"Siyasi destek" istenmesi o yüzden.
Çünkü perdenin arkasında "dost" bildiğimiz "düşman"lar var.
 
55492.jpg


http://www.aktifhaber.com/news_detail.php?id=118335

Erzincan'da Roketatarla Saldırı






11 Haziran 2007 07:08

Erzincan-Erzurum karayolunda yoldan yolcu otobüsü geçerken, teröristler roketatarla saldırı düzenledi.

Erzincan-Erzurum E-80 Karayolu'nda, teröristler tarafından güvenlik güçlerine roketatarla taciz ateşi açıldı. Olay sırasında yoldan geçen bir yolcu otobüsü de saldırıdan kıl payı kurtuldu.

Edinilen bilgiye göre, olay E-80 Karayolu'nun Sansa Deresi mevkiinde saat 21.00 sıralarında meydana geldi. Erzincan'dan Erzurum istikametine doğru seyreden Erzincan Emniyet Müdürlüğü Özel Hareket Şube Müdürlüğü'ne ait araca, yolun dağlık kesiminde pusu kuran bir grup terörist tarafından roketatarlı saldırı düzenlendi. Saldırı sırasında güvenlik güçlerine ait araçta maddi hasar meydana gelen gelirken, araçtaki güvenlik güçleri saldırıdan yara almadan kurtuldu.

Olay sırasında bölgeden geçen bir yolcu otobüsü de saldırıdan kıl payı kurtuldu. Askeri araçla aynı anda yoldan geçen ve içerisinde 54 yolcu bulunan Davut Kaplan yönetimindeki 34 DM 3227 plakalı yolcu otobüsünde herhangi bir hasar meydana gelmedi. Yolcu otobüsü, şoförün aracın farlarını söndürüp bir bekledikten sonra yoluna devam etti. Erzurum'dan Mersin'e gittiği öğrenilen yolcu otobüsü, Erzincan şehirler arası otobüs terminalinde kısa bir mola verdi. Otobüsten inen yolcuların yaşadığı korku dolu anlar yüzlerinden okunurken, bir yolcu, olayın Erzincan'a yaklaşık 50 kilometre kala meydana geldiğini, olaydan sonra güvenlik güçlerine bilgi verdiklerini söyledi. Yolcu otobüsü terminaldeki kısa molanın ardından yoluna devam etti.

Yolcu otobüsünün bağlı olduğu firmanın Erzincan'daki yetkilisi Erol Akça ise, saldırının güvenlik güçlerine yönelik gerçekleştirildiğini belirterek, otobüsün saldırıda isabet almadığını vurguladı.

Erzincan Vali Vekili Kubilay Ant da, Sansa Deresi mevkiinde teröristler tarafından polis aracına roketatarlı taciz ateşi açıldığını doğruladı. Olayda herhangi bir can kaybı ve yaralananın olmadığını kaydeden Vali Vekili Kubilay Ant, güvenlik güçlerinin bölgedeki çalışmalarının devam ettiğini dile getirdi.


bu itler memleketimede girdi ama barınması çok zor..
 
55956.jpg








Yarbay Camiyi Onarırken Şehit Düşmüş


11 Haziran 2007 05:50

Şırnak'ta şehit düşen Yarbay ve binbaşının köy camisini sivil kıyafetlerle askerlerle onarıp dönerken şehit düştükleri ortaya çıktı.

Yarbay Gülova ve Binbaşı Armutçuoğlu'nun Güçlükonak'ın Akdizgin köyüne yanlarındaki 14 askerle birlikte köy camisinin onarımı ve eksiklerinin giderilmesi için gittikleri ortaya çıktı..

Şırnak'ta karayoluna teröristlerce döşenen uzaktan kumandalı mayının askeri aracın geçişi sırasında patlatılması sonucu şehit olan Yarbay Melih Gülova, Binbaşı Ramazan Armutçoğlu ile er Hasan Güreşen'in Güçlükonak'ın Akdizgin köyüne yanlarındaki 13 askerle birlikte köy camisinin onarımı ve eksiklerini gidermek için gittileri ortaya çıktı. Askerlerin sivil kıyafetle gittikleri ve köyden dönerken mayın tuzağına düştükleri belirlendi. Şehit er Hasan Güreşen'in babası Nuri Güreşen oğlunun binbaşısının habercisi olduğunu ifade ederek, "Oğlum pek dışarı çıkmazdı. Göreve gitmezdi. Oğlumun ilk görev yeri de Akdizgin köyüydü. Tabur komutanı ile birlikte Akdizgin Köyü Camisi'nin onarımı ve eksiklerini gidermek için gitmişler. Orada asker arkadaşları vardı. 16 kişi gitmişler ancak 8 asker köyde kalmış. Komutanlarıyla birlikte geri dönen 8 kişi mayın tuzağına düşmüş" dedi.

KENDİ İSTEĞİYLE DOĞU'YA GİTMİŞTİ
Şehit olan Yarbay Melih Gülova'nın (44), ölüm haberi Manisa'daki eşini yasa boğdu. Acı haberi alan eşi Asena Gülova fenalaşarak hastaneye kaldırıldı. Şehit Yarbay Gülova'nın, bir an önce bitirebilmek için son şark görevi için iki yıllık görev süresi bulunan Şırnak'ın Güçlükonak ilçesini seçtiği öğrenildi. Yarbay Gülova'nın üç hafta önce izinli olarak geldiği Manisa'da arkadaşlarına, "Güneydoğu'da kalleşçe bir savaş sürüyor. Terör örgütü uzaktan kumandalı mayınlarla Mehmetçiği pusuya düşürmeye çalışıyor, çatışmaktan kaçıyor" dediği belirtildi. Söz ettiği gibi "kalleşçe" mayınla şehit edilen Yarbay Gülova, bugün Manisa'da son yolculuğuna uğurlanacak.

SON ŞARK GÖREVİNDE ŞEHİT OLDU
1963 yılında Bursa'da dünyaya gelen Yarbay Melih Gülova, Manisa, Ağrı-Doğubayazıt, Balıkesir-Edremit, Kars ve yeniden Manisa'da görev yaptıktan sonra geçen yıl ağustos ayında rütbe aldıktan sonra kendi isteğiyle Şırnak Güçlükonak'a tayin edildi. Manisa'da görev yaptığı dönemde tanıştığı Celal Bayar Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Asena Gülova ile evlenen ve 4 yaşında Naz adlı bir kızı bulunan Yarbay Gülova, yeni görev yerine eşi ve çocuğunu götürmedi. Bir yıldır Güçlükonak'ta görev yapan Gülova, zaman zaman Manisa'ya giderek eşi ve kızıyla hasret gideriyordu. Eşi Asena Gülova, yarbayın şehit haberini ailesinin yazlığının bulunduğu İzmir Foça'da aldı. TV'den olayı öğrenip telefona sarılan Gülova, eşine ulaşamadı. Bu sırada eve gelen askeri heyetten acı haberi alan ve fenalık geçiren Asena Gülova eşiyle bir gün önce konuştuğunu belirterek, "Bir yarbayın şehit düştüğünü televizyondan öğrenince ulaşmaya çalıştım. Bu sırada acı haber geldi" dedi.

BABASININ ÖLDÜĞÜNÜ BİLMİYOR
Güçlükonak'taki bir dereye eşi Asena'nın adını verdiği öğrenilen Yarbay Gülova'nın çok sevdiği 4 yaşındaki kızı Naz'ın ise babasının ölümünden haberi olmadığı bildirildi. Melih Gülova'nın kardeşi Selçuk Gülova'nın da binbaşı olduğu ve Çanakkale'de görev yaptığı belirtildi.
 
55985.jpg

DERİNHABER
http://www.aktifhaber.com/news_detail.php?id=118310

PKK Terörünü 100 Kişi Bitirir






12 Haziran 2007 06:07

"Bizim uydular İran'dan yüzlerce, Irak'tan binlerce teröristin girdiğini gördü. Sizinkiler niye izin veriyor, niye rahatça giriyorlar?" USAK Başkanı'ndan ortalığı sarsacak açıklamalar.

Son günlerde tırmanan terör olaylarına ilişkin Neşe Düzel'in sorularını Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu'nun Başkanı Doçent Sedat Laçiner cevapladı.
Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu'nun (USAK)Başkanı Doçent Sedat Laçiner'e sorduk. Geçmişte ASAM'ın stratejistlerinden olan Sedat Laçiner'in, IRA terörü, Ermeni meselesi, Türkiye-AB ilişkileri, Irak savaşı ve Türkiye üzerine yayımlanmış kitapları var.
İşte o ses getirecek röportaj...

-Gabar'da 35, Cudi'de 100 PKK'lı terörist var. O dağlara binlerce asker yerine, işini iyi yapan, eğitimli SAT türü kişileri gönderirseniz işi bitirirsiniz. Ama gönderilmiyor işte
-Orduyla iç güvenlik sağlanmaz. Siz 10 bin kişiyi oradan oraya sevk ederken 50 kişi ıslık çalarak başka yere gidiyor. Türkiye, teröristle mücadeleyi askerle yapan tek ülke
-Sınırlar delik deşik. Bir büyükelçi, 'Bizim uydular İran'dan yüzlerce, Irak'tan binlerce teröristin girdiğini gördü. Sizinkiler niye izin veriyor, niye rahatça giriyorlar?' diye sormuştu


Türkiye tam seçimlere giderken PKK saldırılarını artırdı. Ne istiyor? Ortamı germenin, seçimleri erteletecek askeri bir müdahaleye yol açmanın PKK'ya nasıl bir yararı var?

Türkiye'de bir askeri darbe olsa... Sıkıyönetim ilan edilse, PKK çok mutlu olur. Çünkü PKK'nın büyüdüğü zeminlerdir bunlar. PKK, Kürtlere hak verildikçe zemin kaybeder. PKK terör eylemleriyle ülkede sivil siyaseti boğmak istiyor. Türkiye'nin AB ve demokratikleşme sürecini tersine çevirmek istiyor. PKK, Türkiye'nin AB üyeliğine karşı çıkıyor. Zaten şu açık ki, Türkiye'de zıt uçlar birbirini besliyor.

Zıt uçlar kim?
Kürt ulusalcılarla Türk ulusalcılar birbirini destekliyor. Ülkede terör dönemine geri dönülmesini isteyenler, 'Kürt meselesinin sadece silahla çözülebileceğini, demokratikleşmenin çözüm olmayacağını, AB üyeliğinin yanlış olduğunu, Türkiye'nin dışa kapanması gerektiğini, Batı demokrasisinin ülkeyi böleceğini' söylüyorlar.

PKK, Türkiye'de askeri bir yönetim mi olmasını istiyor?
En çok istediği şey bu. Radikal milliyetçi yaklaşımın artması, PKK'nın çok işine yarar. Bu sayede istismar ettiği her konuyu sürdürebilir. PKK ne diyor? 'Türkiye demokratik bir ülke değil. Kürtlere burada yer yok. Yaşanan, sahte bir demokratikleşme sürecidir. Bizi kandırıyorlar' diyor. Nitekim bir askeri müdahalede, PKK'nın dediği her şey gerçekleşir. AB'ye uyum için çıkarılan demokratikleşme paketlerinden, Kürtlere tanınan haklardan geriye dönülür. Sıkıyönetim ilan ettiğiniz zaman...

Ne olur?
Şüpheli gördüğünüz kişileri rahatça içeri alır, sorgularsınız. Bugüne dek PKK nedeniyle G. Doğu ve Doğu'da 1 milyon insan sorgudan geçirildi. Bunlar resmi rakam. Eğer aynı sıkıyönetimli süreç tekrar başlarsa, Kürtlerin ayrılması riski ortaya çıkar. Yani sıkıyönetimli süreç başlarsa, biz bu ülkenin bir kısmını gerçekten kaybederiz. Çünkü insanları kaybederiz. Zaten bir ülke toprak kaybederek bölünmez. İnsanların kalbini, beynini kaybederek bölünür. Sıkıyönetimin ilan edilmesi, Türkiye'nin çok uzun süre demokratik dünyadan, AB'den tamamen kopması anlamına gelir ki... İşte o zaman Sarkozy'nin ve Merkel'in Türkiye'yi AB dışında tutmak için hiçbir şey yapmalarına gerek kalmaz. Türkiye, kısıtlanmış işçi hakları, düşük ücretler ve otoriter bir sistemle yoluna devam eder. Böylece bir Güney Kore ya da Çin modeli Türkiye'ye rahat giydirilir. Belki de bu yüzden yabancılar ekonomik anlamda pek panikte değiller bugün.

PKK, Türkiye'yi Kuzey Irak'a mı çekmeye çalışıyor?
PKK, Türkiye'yi sadece K. Irak'ta değil, G. Doğu'nun Gabar, Cudi dağlarında da çatışmaya çekmeye çalışıyor. Eğer Türkiye K. Irak'a girerse, PKK'nın çok işine yarayacak. Çünkü Türkiye'nin en üst düzey yetkilileri 'Bu terörün arkasında ABD, AB, Barzani ve Talabani var' diyorlar. 'Sınırı geçince ABD'yle mi çarpışacağız? Barzani'yle mi çarpışacağız?' diye soruyorlar.

Bunu Genelkurmay Başkanı söylüyor.
Evet. En üst düzeydeki askeri isim söylüyor bunu. Ama bunları söylemek, her tarafı kırıp dökmek demektir. Bu tür şeyler böyle kamuoyunun önünde, basının karşısında, kokteylde söylenmez. Alttan birileri söyler bunları. Karşı tarafa istihbarat dosyaları gönderilir ve bunlar medyaya sızar. Daha önce Türkiye'nin karşısında bir PKK vardı. Yani birkaç bin adam vardı.
Ama şimdi bu açıklamalar sonucunda, Türkiye'nin karşısında AB, ABD, Barzani, Talabani, Bağdat var, tüm dünya var. Siz bir devletin, hem ülkenizde terörü desteklediğini söyleyip, hem de onunla müttefik olamazsınız. Eğer bu kadar açık meydan okuyarak, ABD'nin ve AB'nin terörü desteklediğini söylerseniz, karşılığını alırsınız. PKK'nın eline öylesine etkili bir silah verirler ki, öyle bilgiler aktarırlar ki, siz Irak'ın kuzeyine girdiğiniz anda 300 askerinizi kaybedersiniz. Hatta Barzani'nin adamları ve İsrail'in oradaki istihbarat görevlileri, size PKK kılığında öyle zararlar verirler ki, şaşkınlığa uğrarsınız.

Peki... Eğer Türkiye askeri gerginlikten dolayı seçimlerini yapamazsa, sıkıyönetim ilan edilirse, bunun Kürt vatandaşlara nasıl bir yararı olacak?
Hiçbir yararı olmaz. Bazıları, 'Kuzey Irak'a giriyoruz. Bu ortamda seçim yapılamaz' diyorlar. Eğer bir savaş veya düşük yoğunluklu çatışma, bir ülkenin seçim yapmasını engelleyecek olsaydı, Amerika, tarihinde hiç seçim yapamazdı. Türkiye muz cumhuriyeti mi ki, iki şeyi aynı anda yapamıyor? Atatürk ülke işgal altındayken seçim yaptırdı. Düşman askeri Meclis'e bir saat mesafedeyken, demokratik süreçten vazgeçmedi. Bakın... Seçimlerin anlamsızlaştırıldığı bir ülke anormal bir ülkedir. Eğer seçim çözüm üretemiyorsa, orası fiili bir diktatörlük, askeri bir yönetimdir. Bazılarının maksadı da budur. Türkiye'yi demokrasi sürecinden ve AB'den koparmak ve böyle bir fiili yönetime götürmek.

PKK, bir yandan orduyla çatışıyor ama bir yandan da Kemalizm'i ve orduyu öven bildiriler yayımlıyor. Bu çelişkili davranışların açıklaması ne olabilir?
PKK'nın rakibi ordu değildir. Bakın... Aslında terör, silahlı bir meydan okuma değildir. Terör, fikri bir meydan okumadır. Terörle mücadeleyi, teröristle mücadeleyle karıştırmamak gerekir. Türkiye bu ikisini karıştırıyor. Terörist sivrisinek gibidir. Ordu ise dev bir balyozdur. Türkiye elinde balyozla sivrisineğin peşinde koşturuyor. Siz sivrisinek olsanız, balyozdan korkar mısınız? Korkmazsınız. Balyozun üzerinize isabet etme ihtimali çok düşüktür çünkü. Bu yüzden sivrisinek insanın devamlı orasına burasına konup kanını emmeye çalışır ki, balyoz insanın kendisine vursun. PKK da terör konusunun sadece askeri mesele olarak kalmasını ister. Ayrıca PKK'nın orduyla mücadelede hiçbir sorunu yok. Bir örnek vereyim.

Evet, verin.
Gabar Dağı'nın adı çok geçiyor. Bu dağda şu anda 35 PKK teröristi var. Bu resmi rakamdır. Bunlar dağda dolaşıyorlar, arada bir de uzun namlulu silahlarıyla kayanın arkasına geçip kurşun atıyorlar ve bir eri öldürüyorlar. Peki biz bu dağın etrafında kaç kişi bulunduruyoruz biliyor musunuz? Dağın etrafında 10 bin kadar askerimiz var bizim. Cudi Dağı'na gelelim... Orada da 100 civarında PKK teröristi var. Oysa bir dağa hâkim olmak için binlerce insana ihtiyacınız yok. O dağa işini iyi yapan, komando eğitimi almış, SAT türü 35-100 James Bond gönderirsiniz, işi bitirirsiniz. Ama gönderilmiyor. Kaldı ki bizim subaylarımızın yüzde 90'ı da terör uzmanı değildir. Dünyada ise teröristle mücadele profesyonel ekiplerle yapılıyor. Türkiye, terörle ve teröristle mücadeleyi askerle yapan yegâne ülke Batı dünyasında. Batılı ülkeler, teröristle mücadeleyi asla orduyla yapmıyorlar.

Nasıl yapıyorlar?
Polisin içinde bir birim kuruyorlar. Kuzey İrlanda'da biraz orduyu işin içine soktular, sonuç felaket oldu. Sonra yeniden profesyonel güçlere döndüler. Terörle mücadeleye gelince, o apayrı bir şey. Hayvancılık politikasından sosyal politikalara, demokrasiye varıncaya kadar her şeyi kapsıyor bu. Eğer terörle mücadeleye siviller el atmazsa, terör asla ve kata bitmez.

PKK'nın Türkiye'de demokrasi istemediği, AB'nin yolunu kesmeye uğraştığı artık açıkça görülüyor. Kim destekliyor PKK'yı?
Şu anda PKK'yı en çok destekleyen Türkiye'nin hatalarıdır, korkularıdır. Bunun dışında PKK'yı destekleyen herkes teferruattır. Eğer siz bir karakolunuzun içine PKK'nın militanını hiç arabasını kontrol etmeden alıyorsanız, PKK'yı en çok Türkiye destekliyor demektir bu. Bu kadar beceriksiz, terörle mücadele stratejisi 25 yıldır bu kadar başarısız olmuş... Bakın... Türkiye hiçbir zaman terörü bitiremedi.

Terör bir ara bitmemiş miydi?
PKK'yı bir dönem bitiren, Amerika'nın Öcalan'ı paketleyip Türkiye'ye vermesi ve PKK'ya 'Böyle devam edemezsin. Ya normalleşeceksin, siyasileşeceksin ya da ben senin karşında olacağım' tavrı oldu. Ama sonra 1 Mart'ta tezkere geçmeyince, Amerika'yla Türkiye'nin arası açıldı ve Kuzey Irak'ta bir boşluk oluştu. PKK bundan da yararlandı. Eğer asker çıkıp bu tezkere gerekli deseydi, Meclis'ten geçerdi ve siz de bugün sınır ötesi operasyondan bahsetmezdiniz, çünkü sınırın ötesinde olurdunuz. Bugün Türkiye'nin dış ve iç güvenliği, siyaseti birbirinin içine girmiş ve çorba olmuş vaziyette. Çok tehlikeli bu. İç siyasi çekişmeler, hesaplar, dış siyasetimizi ve savunma politikamızı etkiliyor. Böyle bir operasyonun sağlıklı olacağı konusunda ciddi şüphelerim var benim.

Niye?
Çünkü Irak'a savaş açacaksınız. Bakın... Eğer karşı taraf size sıcak takip izni vermediyse, 'sınır ötesi operasyon' diye bir şey yoktur uluslararası hukukta. Ordu, bir başka devletin sınırları içine girip, orayı işgal edecek demektir. Ama bu konuda TSK'nın baş komutanı olan Cumhurbaşkanı tek kelime ediyor mu? Başbakan ediyor mu? Genelkurmay Başkanı 'İzin isterim' sözünün ötesinde gidip Başbakan'la konuşuyor mu? Hayır. Bütün bunların nedeni iç siyaset işte. Oysa böyle operasyonlarda hem içeride birlik olmak hem de dışarıdaki aktörleri ikna etmek zorundasınız. Bunların tam tersi yapıldı bizde.

Genelkurmay Başkanı, K. Irak'a askeri bir müdahale gerektiğini bir basın toplantısında açıkladı. Müdahale, PKK saldırılarını gerçekten sona erdirebilecek mi?
Mümkün değil. Çünkü sorunun kaynağı K. Irak değil. Sorunun kaynağı Türkiye. Bu terör Türkiye terörü. Büyük hata yapıldı ve insanların ümidi artırıldı. İnsanlar operasyon yaparsak, terör biter sanıyor. Bugüne kadar 24 büyük operasyon yapıldı Kuzey Irak'a. PKK çökertilemedi çünkü terör böyle çökertilemez. Terör silahla çözülmez. Terörist, yani sivrisinek balyozla öldürülmez. Kandil Dağı'na, İran'ın yıllar süren desteğiyle tüneller, mağaralar, sığınaklar yapıldı. Çok güçlü bombalar da atsanız, derinlere nüfuz etmeniz çok zor artık.

Biz sınır dışı operasyon yapmak istiyoruz ama sınırlarımızın içine de pek hâkim olamadığımız görülüyor. Niye sınırlarımıza ve sınırların içine hâkim olamıyoruz?
Sınırlarımız delik deşik demek yanıltıcı olmaz. Zaten Genelkurmay Başkanı da, iki-üç yıl önce, kara kuvvetleri komutanıyken, 'Sınırlarımızdan 2 bin terörist girdi. Terör eylemleri artacak' demişti. Sınırlarımızın korunmasında büyük problem var. Sınırdaki coğrafi zorluklar gerekçe gösterilemez. Çünkü sınırda bazı yerler var ki, yerel halk da, bürokratlar da oraya 'koridor' diyor. Hiçbir engelle karşılaşılmadan herkes istediği gibi girip çıkıyor. Ankara'daki bir büyükelçi bana 'Bizim uydular tespit ediyor. İran sınırından şu anda yüzlerce terörist girdi. Irak sınırından da binlerce girdi. Sizinkiler niye müsaade ediyor? Niye bunlar rahatlıkla girebiliyor' diye sormuştu.

PKK'nın son büyük saldırısı sınırdan çok içerilerde, Tunceli'de gerçekleştirdi. PKK, orada varlığını nasıl sürdürüyor?
Sayıları çok değil zaten. Doğu'da 250 bin asker var. Değil 250 bin, 2 milyon asker yerleştirin, terörist gene gelir bombasını atar. Bir ili, 50 kişiyle terörize edebilirsiniz. Çünkü ordular hantaldır. Orduyla iç güvenlik sağlanamaz. Siz 10 bin kişiyi oradan oraya sevk ederken, 50 kişi ıslık çalarak başka bir yere gidiyor. Türkiye'de dağda, ilde toplam 1500 kadar terörist var.
K. Irak'ta da 3 bin 500 civarında terörist var. Bunların da yarıya yakını 15 yaşındaki kız ve erkek çocukları.
Eğer bir PKK kampını bastık deyip hepsini öldürsek, sonunda 15 yaşındaki çocukları öldürdüğümüzü de görebiliriz. Olayın bir de bu boyutu var.

İki PKK'lı bir ciple Tunceli'deki bir karakolumuza girip yedi askerimizi şehit etti. Bu nasıl mümkün olabildi? Burada askeri bir ihmal yok mu?
Tabii var. Bütün karakollar bu halde. Doğu ve G. Doğu'daki karakollarda, Ankara'da bir orduevinin güvenliği kadar bile güvenlik yok. Üç ay askerlik yapmış birini siz profesyonel bir teröristin karşısına çıkarırsanız, güvenlik nasıl olabilir? Pülümür'deki baskın gösterdi. Karakola gelen ekmek cipine ne parola soruyorlar, ne de güvenlik kontrolü yapıyorlar. İki teröristten biri ölüyor, diğeri kaçıp gidiyor.

Toplumumuz askeri sorunları tartışmıyor. Son olaydaki ihmali ya da hatayı da konuşmadık. Niye askeri konuları konuşamıyoruz?
İzin verilmiyor. Geçen yıl bir şehit annesi, 'Benim oğlum askerlikten hiç anlamaz. Yeteneği yoktur. Çocuğuma askerlik eğitimi de verilmedi ve teröristin karşısına çıkarıldı, öldü' dedi. Bu tür ihmalleri söyleyen çok kişi oldu bugüne dek ama bunlar biraz deli muamelesi gördüler. Bir de şehit cenazelerini bazı siyasi gruplar domine ediyorlar açıkçası. Bu tür açıklamalar olmasın, iş tersine dönmesin diye bilinçli yapılan bazı işler de var şehit cenazelerinde. Biri çıkıyor slogan atıyor ve o slogan herkesi sarmaya başlıyor.

Savunma konularını tartışmaktan korkuyor mu toplum?
Toplum korkmuyor ama konuşunca vatan hainliğiyle suçlandığında geri çekiliyor. 20 yaş üstü her Türk erkeği benim bu anlattıklarımın çok daha fazlasını bilir. Terörle bu şekilde mücadele edilemeyeceğini ülkede herkes bilir. Askerlik konusunda bilgisi olmayan insanların eline silah ver ve onları dağa çıkar. Orada beklesinler. Bunları teröriste hediye ediyorsunuz. Terörist için hedeftir onlar. Terör konusunda uzmanlık sadece erlerde değil, subaylarda da yok. Türk ordusu içinde terör eğitimi almış subay sayısı yok denecek kadar azdır. Ama Türkiye'de 'Asker eleştirilmez' diye bir gelenek, adap var. Eleştirdiğiniz zaman asker düşmanı etiketi alıyorsunuz. Oysa toplumda askerlere bu kadar destek varken, insanlara bu kadar şüpheyle yaklaşmak, artık paranoya seviyesine geldi.

Türk ordusu K. Irak'a girerse Amerikalı askerlerle çatışır mı?
Hayır doğrudan çatışma olacağını sanmam. Amerika bize çok net olarak K. Irak'a girme derse, gireceğimizi pek sanmam. Amerika'nın hiddetini kimse üzerine çekmek istemiyor. Böyle bir operasyonun yükünü hiçbir kurum tek başına üzerine almak istemiyor. Ayrıca izin alınıp da girilirse, nasıl girileceği de çok net değil. 100 bin kişiyle girip Kandil Dağı'nı kuşatacağımızı, böyle risklere gireceğimizi sanmıyorum. Sınırın hemen ötesinde tampon bölge kurulmak istenecek. Oradan vur-kaçlarla hareketler yapılacak herhalde.

Türk ordusu Amerika ile çatışmak istiyor mu?
Amerika da, Türk ordusu da sıcak çatışma istemez. Barzani de çatışmak istemez. Ama ben Türk askerinin Barzani'yle çatışmayı göze aldığını düşünüyorum. Hatta Türk askeri Barzani'yle çatışmak istiyor da olabilir. Bu operasyonda hedef PKK mı, Barzani mi, ondan da emin değilim açıkçası.








 
Flaş! PKK Ateşkes İlan Etti


12 Haziran 2007 16:16

Son günlerde Türkiye'yi kana bulayan PKK, tek taraflı olarak ateşkes ilan etti. Haberi AP ve AFP "acil" koduyla geçti. İşte ayrıntılar..

<DIV class=news_detail_content>Dünyanın en büyük haber ajanslarından biri olan AP'nin 'acil' koduyla verdiği habere göre, terör örgütü PKK ateşkes ilan ettiğini duyurdu.
Belçika merkezli bir Kürt haber ajansı olan Fırat'ın açıklamasını yayınlayan AP haberi şu ifadelerle geçti: 'PKK Türkiye hedeflerine olan saldırıları durdurduğunu fakat saldırı karşısında kendilerini koruyacaklarını söyledi. Fırat haber ajansında yayınlanan açıklamada şu sözler yer aldı: 'Kendimizi korumak dışında saldırıları sürdürmeyeceğiz'.
Ajans France Press (AFP)’nin geçtiği haberde ise orduyu son haftalarda ülkenin güneydoğusunda şiddeti artırmakla suçlayan bir bildiri yayınlayan PKK'nın şu ifadelerine yer verdi:
‘Eğer devlet gerginliği azaltmak ve seçimleri daha güvenli bir ortam içinde yapmak istiyorsa bunun tek yolu ordunun saldırılarını kesmesidir. 1 Ekim’den beri sadık kaldığımız tek taraflı ateşkes resmi olarak yürürlükten kalkmamasına rağmen ordunun operasyonlarında bir artış oldu. Saldırılarımızı kendimizi korumak adına yaptık. Operasyonlar sona ererse gerginlik de sona erecektir’.

...........................

Erdoğan'dan Çarpıcı Sınır Ötesi Çıkışı

12 Haziran 2007 14:29

Başbakan Erdoğan'dan sınır ötesi operasyonla ilgili dengeleri değiştirecek yorum: "İçerideki 5 bin terörist bitti mi ki dışarıdaki 500 taneyle...."

Asker, sınırötesi harekat için yazılı emir beklerken Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, K.Irak'a operasyonla ilgili "İçerideki 5 bin terörist bitti mi ki dışarıdaki 500 ile uğraşalım?" yorumunu yaptı.

AK Parti'nin yeni genel merkezinin açılışı için gazeteciler ile biraraya gelen Erdoğan burada basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

Erdoğan, "Şehit cenazesindeki protesto sloganları Kuzey Irak politikasını etkiler mi?" şeklindeki soru karşısında "Bu konu konuşulmaz, bu konuyla ilgili yapılması gereken varsa yapılır. Her zaman gelen rakamlar var. Nedir bunlar? Kuzey Irak’ta 500 tane terörist var. Türkiye’de dağlarda 5 bin terörist var. Şimdi Türkiye’deki 5 bin teröristle ilgili mücadele bitti mi? Yani bu halledildi mi Kuzey Irak’taki 500 kişiyle uğraşma safahatine gelinecek

Kaldı ki, biliyorsunuz Mart tezkeresinde Tayyip Erdoğan'ın düşüncesi bir genel başkan olarak bellidir ve o zaman kimlerin buna olumsuz refleks gösterdiği o da bellidir. Şimdi o günden bu güne geldik. Şimdi ise o gün 'hayır' diyenler, şimdi Kuzey Irak ile ilgili sürekli bir şeyler söylüyorlar. Tabii bunun bir defa hesabını çok iyi yapacak olan bizim kurumlarımız, kuruluşlarımız bellidir. Ve benim en çok üzüldüğüm şey şudur. Adeta, Başbakan olarak Genelkurmay Başkanım ile görüşmüyormuş havasını sürekli uyandırmak. En çok çirkin olan yan bu.
'Bizim ne Yaşar Paşa ile ne diğer komuta kademesindeki terörle mücadele yüksek kurulu biliyorsunuz uzun zamandan beri bizim dönemimizde toplanmıştır."
dedi.
Erdoğan, ''5 bin ve 500 rakamlarını örnek olarak mı verdiniz, yoksa bunlar resmi rakamlar mı?'' sorusu üzerine, ''Hayır örnekler. Bunlar zaten gazetelerde yazılan çizilen şeyler'' dedi.




arkadaşlar sizce başbakan ne yapmak istiyor bu konuşmayla
 
Son düzenleme:
Ateşkes ilan etseler neye yara karı gibi dağda gizli savaş veriyolar.Kendilerini masum göstermeye çalışıyor şerefsizler!!!Ölecekler ÖLMELİLER!!!
 
bu başlık çok güzel olmuş :good:
 
çok çok Güsel Bir Paylaşim.dünü Hep Unutuyoruz.bu Nedenle Yarini Göremiyoruz..
 
Ateşkes ilan etseler neye yara karı gibi dağda gizli savaş veriyolar.Kendilerini masum göstermeye çalışıyor şerefsizler!!!Ölecekler ÖLMELİLER!!!

1 ayda onca şehit verdik baktılar türk askeri hiç olmadıgı kadar sert ee ateş kes ilan edelim biraz toplanalımda sonra savaşırız mantıgı bu dedigin gibi ÖLECEKLER ÖLMELİLER ..

bu arada başbakanın bu yorumundan sonra ateş kes ilan ediliyor ..
Asker, sınırötesi harekat için yazılı emir beklerken Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, K.Irak'a operasyonla ilgili "İçerideki 5 bin terörist bitti mi ki dışarıdaki 500 ile uğraşalım?" yorumunu yaptı.



2007'nin Şehit ve Operasyon Bilançosu


13 Haziran 2007 07:13

Genelkurmay Başkanlığı, 2007 Ocak-Haziran döneminde terörle mücadelenin bilançosunu açıkladı. İşte öldürülen terörist ve verilen şehit rakamları...
Genelkurmay Başkanlığı'nın internet sitesinde yer alan 2007 terörle mücadele rakamlarına göre, 6 aylık dönemde 177 terörist etkisiz hale getirilirken 55 asker şehit oldu, 103 Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) mensubu yaralandı.

Terörizmle mücadelede belirlenen uluslararası standartlara göre 1 terörist etkisiz hale getirilirken 9 güvenlik görevlisi kaybediliyor. Her kayıp büyük üzüntü kaynağı olsa da Türkiye'de bu oranın 1 teröriste karşı 0.89 güvenlik görevlisi düzeyinde olduğu belirtildi.

Terör örgütü PKK'nın Güneydoğu Anadolu'da düzenlediği saldırılarda 2007 başından bu yana 9 sivil hayatını kaybetti, 11 kişi yaralandı. Haziranın ilk 10 gününde 15, mayısta 15, nisanda 18, martta 5, şubat ve ocakta da 1'er şehit veren TSK'nın, çatışmalarda 37, mayın-bomba patlaması sonucu 66 personeli yaralandı. Toplam 55 şehidin 29'u çatışmada, 26'sı mayın-bomba patlaması sonucu can verdi.

En çok PKK'lının öldürüldüğü ay 39 terörist ile nisan ayı oldu. Teröristlerden 86'sı silahlarıyla birlikte ölü olarak ele geçirildi, 59 kişi sağ yakalandı, 32 kişi ise teslim oldu.
 
Harbiye Marşından bir iki satır sunuyorum... Türk Milleti kendi bayrağıyla, kendi diliyle daima var olacaktır... Binlerce yıllık bir milleti soysuz, dilsiz, vatansız, bayraksız, sözde kırma ırkının adını kar üstünde yürürken botlarının çıkardığı kart, kurt sesinden almış bir aşiretmi bölecek

-Yıldırımlar yaratan bir Irkın ahfadıyız

-Tarihlere sorunki bize ""ÖLMEZ TÜRK"" derler...

-Kanla, irfanla kurduk biz bu cumhuriyeti, cehennemler kudursa ölmez nigahbanıyız...
 
Geri
Üst