Halk ekmek'ten sonra halk benzin

C.C

Kayıtlı Kullanıcı
Bilgi Girilmemiş
Katılım
8 Ara 2007
Mesajlar
4,793
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Siteyi ziyaret et
Sıkışınca ithal ediyorlar birşeyi ithal et ithal öğretmen benzinide ithal etsinler
benzin ithal zaten amerika amca izin vermiyor biz petrol çıkaramıyoruz,cocukken okurduk raman dağı mı neymiş orada çıkıyormuş,şimdi de karadenizda aramalar başladı sanırım bu fiyatla çıkmasa da olur zaten burası petrol cennetı olsa yine ucuzlatmazlar
 

darkmoon

Banlanan Kullanıcı
Bilgi Girilmemiş
Katılım
29 Ocak 2009
Mesajlar
6,668
Tepki puanı
0
Puanları
0
Siteyi ziyaret et
abicim ne ucuz benzini adamlar o işte iyi para görmüşlerdir ,devletten indirimli alacaklar fecii para kazanacaklar her ne kadar belediye devlete ait gibi görünse de kendilerina has bir bütçeleri ,hesap kitapları var yatırım yapacaklar,nasıl değnekcilerle başedemediler heryeri park yerine çevirdiler,hepsini resmileştirdiler, neden adamlara söz geçmiyor hiç değilse orta yolu bulalım dediler isparklar ucuzmuymus ki bir de ispark modeli demişler benzinlikler için

ispark konusunda hak veriyorum ama değnekçilerdende kurtuldukya ben isparkı değnekçilere tercih ederim zamanında az kavga etmedik az tartışmadık kafalarına göre paralar çekiyorlardı vergisiz para kazanıyorlardı..

gerçi geçen kadıköyde değnekçiye rastladım geldi yanıma abi 10 tl dedi sen resmimisin dedim yok abi biz ekmeğimize bakıyoruz dedi buralar böyle dedi çekdim arabayı ordan koydum sokak arasına.. ispark olsun hiç olmassa paramın gittiği yeri biliyim..

benzin olayına gelince eğerki benzinde ciddi bir indirim olursa yani bu gün 4.09 olan benizini adamlar 3.50 gibi 3.60 gibi bir rakamdan satarlarsa umrumda bile olmaz hacı hoca takke tekke gider alırım gidipde bir ideoloji uğruna o kadar kazık yiyemem adamlar o fiyatlara yaparlarsa alırım arabayı hatta satmayı düşünüyorum satmakdan bile vazgeçebilirim..
geri planıda yapdıkları anlaşma sözleşme beni ilgilendirmez ben vatandaş hakanım cebime kendi yaşantıma bakarım. ama yapdıkları indirim üç kruş beş kuruş olursa uğraşmam gene normal bildiğim yerlerden alırım neticede ibr depoda 5tl 10 tl kar etsem ne olucak yılda olsun 100tl -150 tl birde o istasyonlara gitmek var her kezin evinin yakınında olmıycağıda kesin..
tabi sineğin yağını çıkartan insanlar var birde 5tl kar etmek için yolda 10 tl benzin yakarlar sonrada ekonomi yapdım derler böyle insanlarda olucakdır :D
 

smihci

Yönetici
Başkan
35-İzmir
Katılım
19 Ara 2007
Mesajlar
20,525
Tepki puanı
259
Puanları
83
Siteyi ziyaret et
abicim ne ucuz benzini adamlar o işte iyi para görmüşlerdir ,devletten indirimli alacaklar fecii para kazanacaklar her ne kadar belediye devlete ait gibi görünse de kendilerina has bir bütçeleri ,hesap kitapları var yatırım yapacaklar,nasıl değnekcilerle başedemediler heryeri park yerine çevirdiler,hepsini resmileştirdiler, neden adamlara söz geçmiyor hiç değilse orta yolu bulalım dediler isparklar ucuzmuymus ki bir de ispark modeli demişler benzinlikler için
Aynı imkanları bana da sağlasınlar belediyelerden daha ucuza benzin satmazsam namerdim. Hodri meydan. Bunlar yandaş belediyelere kaynak yaratmanın ucuz yolları. Ankara'lılar halk ekmek fabrikası konusunda İ.Melih Gökçek ile Turgut Altınok'un yaptıkları atışmaları unutmuş olamazlar.
 

kurt.ibrahim

Kayıtlı Kullanıcı
35-İzmir
Katılım
12 Ara 2006
Mesajlar
2,775
Tepki puanı
5
Puanları
38
Siteyi ziyaret et
benzin ithal zaten amerika amca izin vermiyor biz petrol çıkaramıyoruz,cocukken okurduk raman dağı mı neymiş orada çıkıyormuş,şimdi de karadenizda aramalar başladı sanırım bu fiyatla çıkmasa da olur zaten burası petrol cennetı olsa yine ucuzlatmazlar

Malesef karadenizdeki aramalarda fos çıktı,herne olduysa büyük bir ümitlerle getirilen devasa platformun çalışmaları sonlandırılıp söküldü.
Yapılan hiçbir açıklamada yok.:(
 

darkmoon

Banlanan Kullanıcı
Bilgi Girilmemiş
Katılım
29 Ocak 2009
Mesajlar
6,668
Tepki puanı
0
Puanları
0
Siteyi ziyaret et
Malesef karadenizdeki aramalarda fos çıktı,herne olduysa büyük bir ümitlerle getirilen devasa platformun çalışmaları sonlandırılıp söküldü.
Yapılan hiçbir açıklamada yok.:(

çünkü benzin yok :D bu işi brezilyalılar yapıyor adamlar bulamayınca bir şey uzatmadılar herhalde..

kimse inanmak istemiyor ama türkiyede petrol yok.. çıkan petrolde kalitesiz benzin şirketlerinin bile öyle almıycağı tipde.. ancak sanayide tüketilir..

iranda ırakda arabistanda libyada petrol var en çok nerelerde var dikkat edilirse çöl ve çöle yakın alanlarda çıkıyor türkiyede çölmü var.. amerikada çıkan petrolde hep çöl yada çöle yakın civarlarda..
 

C.C

Kayıtlı Kullanıcı
Bilgi Girilmemiş
Katılım
8 Ara 2007
Mesajlar
4,793
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Siteyi ziyaret et
TÜRKİYE'DE PETROLÜN TARİHÇESİ

Çok eskiden beri duyar ve söyleriz: “Türkiye’de petrol var ama çıkarttırmıyorlar. Dış güçler izin verip de petrolümüzü çıkartabilsek dünyanın en zengin ülkesi olurduk” diye. İşte Türkiye’nin petrol dosyasını yeniden açıyor, ilgili ve yetkililerin görüşlerini burada açıklıyoruz.

CUMHURİYETİN İLK YILLARI

Atatürk ekonomik bağımsızlığımızın temini için, süratle petrolümüzü bulup işletmemizi emrediyor. Nitekim O’nun zamanında, bu işe dört elle sarılınıyor. 3 Kasım 1922′de “petrol, neft ve havagazı arama izninin kimseye verilmeyeceği” kararı Meclis’ten çıkarılıyor. 1924 ve 1925 yıllarında çoğunluğu yabancı kişi ve kuruluşlara ait petrol arama ve çıkarma ruhsatları feshediliyor. 1926 yılında 792 sayılı Petrol Kanunu çıkarılıyor. 1927 yılında Türkiye dahilindeki tüm petrol yataklarının tespiti ve işletmesi hakkı Türkiye İş Bankası’na veriliyor. 1933 yılında “Petrol Arama ve İşletme İdaresi” kuruluyor. 1934 yılında Trakya’da/Mürefte’de doğalgaz bulunuyor. 1935 yılında da MTA yani “Maden Tetkik ve Arama Enstitüsü” kuruluyor.

1935 yılında mason liderlerinden bir grup kendilerine destek verilmesi için Atatürk’ün huzuruna çıkarlar. Atatürk kısa bir görüşmeden sonra bu mason ileri gelenlerini huzurundan kovar. Mason liderleri bunu unutamazlar ve Atatürk ve ülkemiz aleyhine faaliyetlere girişmek isterler. 10 Ekim 1935′te Atatürk’ün emriyle tüm mason locaları kapatılmış ve bu localar mal varlıklarının tamamını yönetiminde yine masonların bulunduğu Halkevleri’ne devretmişlerdir. Atatürk’ün ifadesine göre “mason locaları kökü dışarda zararlı birer dernek” oldukları nedeniyle kapatılmışlardır. Atatürk 10 Kasım 1938′de vefat ettiğinde mason doktoru tarafından zehirlendiği haberleri gazetelerde geniş şekilde yer alır. Masonlar faaliyetlerine Halkevleri’nde gizli gizli devam etmişlerdir. 5 Şubat 1948′de İsmet İnönü’nün emri ve Başbakan Celal Bayar’ın desteğiyle mason locaları tekrar faaliyetlerine başlarlar.

MİLLİ ŞEF YILLARI
Atatürk’ün ölümünden sonra bir süre petrol arama ve işletmesi başarılı bir şekilde yapılmaya devam ediliyor. Tabii o yıllarda hem dünyada petrol ve ürünleri çok ucuz, hem de Türkiye petrole bu derece bağımlı değil.

1940 yılında Maden Tetkik ve Arama Enstitüsü’nde Enver Necdet Egeran Jeoloji Şube Müdürü olur. 1951 yılına kadar bu görevde kalan Egeran, uzun süre en üst masonluk derecesi olan “Büyük Üstad” olarak Türkiye masonluğunu yönetmiştir.

1951 yılında MTA’da Petrol Dairesi’nin kurulmasıyla Petrol Dairesi Şube Müdürü olur. 1953-1956 yılları arasında ise Petrol Dairesi Reis Muavini olarak görev yapar. 1956′da ise özel sektöre geçerek Mobil’in Türkiye müdürü yapılır ve 1968′e kadar bu görevde kalır.

MENDERES’Lİ YILLAR
Adnan Menderes’in Demokrat Parti iktidarında 33. derece mason Ahmet Salih Korur partide önemli bir konuma gelmiş ve devlet yönetiminde birçok isteklerini gerçekleştirme fırsatı bulmuşlardır. Ancak ezanın tekrar Arapça okunmaya başlamasının ardından bir grup mason milletvekili Demokrat Parti’den istifa etmişlerdir. Böylece Menderes ve arkadaşlarının idam sehpasına gidiş süreci de başlamıştır.

Türkiye’de 1953-54 yılları, petrol açısından dönüm yıllarıdır. Bu yıllarda bildiğimiz gibi Adnan Menderes’in başbakanlığında Demokrat Parti iktidardadır. 1955′te tamamı devlete ait “Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı” (TPAO) kurulur. Raman’da petrol bulunması ve Batman’da ilk petrol rafinerisinin kurulması bu yıllarda olur. O yıllarda İran’da Musaddık rejimi iktidardadır. Musaddık İran’da petrolü millileştirir. 1954 yılında 6326 sayı ile Petrol Kanunu kabul edilir. Bu kanun ABD kökenli Elit Max Ball’a yaptırılmış ve TBMM’de kabul edilmiştir. Ancak bu, Türkiye’de petrol çıkarmak için değil, petrol ÇIKARMAMAK için yapılmış bir kanundur. Bu kanunun satır aralarına konan maddelerle, Türkiye’nin kuzeydoğusunda petrol araması yasak ediliyor ve milli şirket Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı da dahil her petrol şirketine, bir yılda sadece on (10) delik açma izni veriliyor. Böylece kendimize, kendi ülkemizde petrol aramayı yasaklıyoruz. İşte bu Petrol Kanunu’nun çıkarılmasında en büyük pay Enver Necdet Egeran’a ait. Egeran’ın Mobil’in başında bulunduğu tarihlerde bu şirketin ülkemizde açtığı birçok petrol kuyusunun “yeterli ve verimli petrol olmadığı” gerekçesiyle kapatılarak beton döküldüğü biliniyor.

ELİT MAX BALL KİMDİR?

Bildiğimiz gibi Amerikan Federal Rezerv Bankası, ABD’nin Merkez Bankası değildir. Aksine dünyanın 8-10 en büyük bankasının bir araya gelerek kurduğu bir bankadır. Bu banka 20. asrın başlarında ABD’nin parasını basma hakkına sahip olmuştur. Elit ise, işte bu bankalara da sahip olan, ırksal bir birliktelik göstermeyen, fakat belli bir inanca mensup olan insanların teşkil ettiği dinsel gruptur. Bu insanlar Musa dinine mensupturlar. Çoğunluğunu Musevi Hazar Türkleri oluşturur. Bunların yaygın, bilinen tanımları Eskenazi’dir. İşte paranın sahibi, bankaların sahibi, büyük şirketlerin sahibi ve petrol şirketlerinin sahibi bu insanlar dini inançlarına göre dünyanın kendilerine vaad edildiğine inanıyorlar. Şimdi yaptıkları ise, KÜRESELLEŞME adı altında milletleri köleleştirmek ve “Tek Dünya Devleti” ni kurmak.

27 MAYIS DÖNEMİ
27 Mayıs Devrimi idaresi zamanında görevlendirilen Sayın İhsan Güven’in petrol konusunda çok büyük hizmetleri olmuştur. İhsan Bey bir heyet hazırlayıp Amerika’ya göndermiştir. Heyetin görevi, derine yani 5-6 bin metreye inebilecek sondaj makinaları satın almak. Bütün uğraşılara rağmen ABD Elit’i, bu makinaların satışına izin vermiyor. Bu kez aynı heyet, aynı gaye için Sovyetler’e gönderiliyor. 10 makina için anlaşmaya varılıyor. Makinalardan birisi geliyor. 27 Mayıs idaresinin görevden ayrılmasından sonra ise, diğer 9 makinanın gelmesi durduruluyor. Gerekçe; ‘MAKİNALARIN SOLCU OLMASI’. (!)

27 Mayıs 1960 ihtilalinden sonra birçok mason Milli Birlik Komitesi üyesi subaylar tarafından gözaltına alınmışlar, ancak ihtilalden sonra kurulan hükümetteki masonların baskısıyla serbest bırakılmışlardır. Bu dönemde MBK.’nin en etkili generallerinden Orgeneral Fahri Özdilek, Orgeneral Refik Tulga ve hükümette görev alan 14 bakan masondur.

DEMİREL’Lİ YILLAR
En uzun zaman görevde kalmış olan Süleyman Demirel Türkiye’nin zengin petrolünü biliyordu. İstanbul’da düzenlenen International Petrol ve Gaz Fuarı’nda Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel yaptığı konuşmada ‘Türkiye’de petrol aramacılığı yeterince yapılmamıştır. Gelişen teknolojiler kullanmalıyız. Türkiye’de petrol vardır’ demektedir. Yine Demirel’in 1970′li yıllarda başbakanlığı sırasında yaşanan kuyruk ve yokluk dönemlerinde söylediği “Türkiye’de petrol vardı da biz mi içtik?” sözleri de traji-komik bir gerçeği yansıtmaktadır.

12 EYLÜL DÖNEMİ
Petrol kuzeydoğu Anadolu’da neredeyse yüzeyde akıyor. Bu bölge Hazar ve Kafkas petrollerinin uzantısı. Türk ulusuna bu bölgede yıllarca petrol aramak kanunla yasak edilmiş. Bu utanç verici, haince uygulama, ne yazık ki 1980 yılına kadar sürmüştür. 1980 sonrası, Enerji Bakanı olan Serbülent Bingöl beye telkin edilmek suretiyle, bu yasaklar petrol kanunundan çıkarılmıştır.

ÖZAL’LI YILLAR
Turgut Özal ise başbakanlığı döneminde Prof. Ültanır’in bir sorusu üzerine “Türkiye’de bulunacak petrolün ve gazın bir önemi yoktur. İstediğimiz ülkelerden alırız.” demektedir. Yani ülkemizde petrolün çıkarılıp işletilmesinin ekonomik olmadığı, dışarıdan alınacak petrolün daha çok işimize yarayacağını ifade etmektedir.

VE ECEVİT
Ecevit’e gelince, Ecevit’in bir işçi liderine söylediği; “IMF’nin kucağına düşen istihdamı, yatırımı düşünemez.” cümlesi herşeyi söylüyor. 1951′den itibaren eşi Rahşan Ecevit, bir yabancı petrol şirketinin hukuk bürosunda çalışıyor ve tercümeler yapıyor. O tarihten sonra da Bülent Ecevit’in bahtı açılıyor, yıldızı parlıyor. Önce 1954 yılında sonra 1957 yılında iki kez burslarla Amerika’ya götürülüyor. Gerisini biliyorsunuz; Çalışma Bakanlığı, CHP Başkanlığı, Başbakanlık.

57. KOALİSYON HÜKÜMETİ
57. hükümetteki ANAP’lı Enerji Bakanı Cumhur Ersümer’in söylediği; “Ülkemizde petrol yoktur. Dışa bağımlıyız. Bu bağımlılık gelecek yıllarda artarak devam edecek…” sözleri de petrol konusundaki gerçekleri (!) anlatmaya yetiyor.

1998 yılındaki Adana depreminden sonra Ceyhan’ın Soysali köyünde bir yurttaşımızın tarlasında petrol çıkmıştı. Daha sonra bu yurttaşımız, bir televizyon programında açıkladı. Kendisi TPAO yetkililerini ısrarla davet etmiş. Gelenler gönülsüz. Petrol olduğu resmen tesbit edilmiş. Uzun uğraşmalarından sonra kendisine verilen cevap; “Buralarda petrol arama imtiyazı Amerikalılara ait. Bir şey yapamayız. ”

TPAO VERİLERİ
TPAO’nun kurulduğu günden bugüne kadar açtığı kuyu sayısı, kimilerine göre 2000, kimilerine göre 1600, kimilerine göre ise 1080. TPAO’nun açtığı bu kuyuların sadece bir kısmı arama sondajı. Diğer bir kısmı başka maksatlarla açılmış. TPAO’nun kurulduğu günden bu yana, ürettiği petrol aşağı yukarı 50 milyon ton. ABD’nin bir yılda açtığı kuyu sayısı 80.000. (Evet yanlış okumadınız seksen bin).

Türkiye’nin yıllık petrol üretimi son rakamlara göre, aşağı yukarı 3,5 milyon ton. TPAO’nun elinde bazılarına göre 15, bazılarına göre de 18 sondaj makinası var. Bunların tamamı 3 bin metrenin altına inemiyor. O Rusya’dan gelen halâ iş görüyorsa eğer, bu hesaba göre bir (1) derin sondaj makinası var demektir. Hemen hepsi de eski, yaşlı ve demode, yani kullanılamaz durumda. Romanya’nın ise 8000 delicisi var. Türkiye’de yıllık sondaj sayısı hızla düşüyor. TPAO elinde bulunan ruhsatları, süratle Elit’in şirketlerine devrediyor.

Bir normal sondajın masrafı 2 milyon dolar. Fakat sondaj denizde ya da derinlerde yapıldığı zaman bu rakam tabii yükseliyor. 1992 yılında 182 milyon dolar yurt içi yatırım yapılırken, her yıl bu rakam belirgin olarak düşmüş. 1998 yılında da 57 milyon dolara kadar inmiş. 2002 yılında öngörülen yatırım sadece 28 milyon dolar. 1995-99 yılları arasında sondaj için sadece 7 milyon dolar harcanmış. Yıllık ortalama bir milyon dolardan biraz fazla eder. Bu rakamlar traji-komik bir gerçeğin ifadesidir.

TPAO yurt dışında karaparanın aklanma cenneti diye bilinen Jersey adalarında, TPIC diye bir şirket kurmuştur. Bununla yurt dışında petrol arama faaliyetlerine girişmişlerdir. Avusturalya’dan Mısır’a, Kazakistan’dan Pakistan’a varıncaya kadar bir sürü yerde sözde petrol aramışlar. 2000 yılı öncesine kadar yurt dışında harcadıkları para 870 milyon dolar. Şimdiye kadar geri dönen para ancak 300 milyon dolar. Yani, 570 milyon dolar batmış. Bu rakamlar Ali Türkoğlu’na ait. Yani TPAO’nun eski yönetim kurulu başkanına. TPIC’in yurt dışı yatırımı 1994 yılında 78-79 milyon dolar. 1995′de bu meblağ 110 milyon dolar olmuş. Her yıl bu rakam düzenli olarak artmış, 1998 yılına gelindiğinde de 146 milyon dolar olmuş. Bu yetmezmiş gibi, elde bulunan bir kaç tane doğru dürüst delicilerin de, yurt dışı aramalarına tahsis edildiği biliniyor.

Resmi rakamlara göre, TPAO’da 3900 küsur personel var. TPAO’da çalışan jeolog ve jeofizikçilerin maaşları 300 dolar ya da biraz daha fazla. En çok kazanan, aylık 750 dolar ücret kazanıyor. TPAO’nun kaliteli elemanları, yıllardan beri TPAO’yu terkediyorlar. Yurt dışında 5.000-10.000 dolara iş buluyorlar.

Şimdi BP Doğu Karadeniz’de 8000 metreye inecek, iki kuyu açma projesini başlattı. Bu projede hisseler % 75 BP, % 25 TPAO olarak belirlenmiş. Halbuki 1980′den sonra düzeltilen petrol kanununda, petrol arayan yabancı şirkete denizde % 45, karada % 35 hak verilmişti.

En zengin petrol bölgelerimizden birisi olan Seyhan-Ceyhan-İskenderun Körfezi, yani Çukurova’nın imtiyazı Amty Oil tarafından alınmış.

TPAO’nun eski yönetim kurulu başkanı Ali Türkoğlu: “Türkiye Petrolleri artık şu kararı verdi. Mutlaka majör petrol şirketleri ile birlikte hareket edecek” demektedir. TPAO’nun ülkemizde maliyetin düşük olduğu yerlerde dahi arama yapmamasının sebebi işte bu teslimiyetçi tavırdır.

NELER YAPILMALI
- Birincisi ve en önemlisi TPAO’nun tek elden ve tam yetkili olarak yönetilmesidir. Arama, rafineri, depolama ve pazarlamanın hepsi TPAO’nun bünyesinde olmalıdır. Personel özendirilmeli kaliteye ve performansa göre prim verilmeli, petrol bulunduğunda katkı sahipleri bundan pay almalıdırlar.
- TPAO’nun araştırma ve geliştirme ünitesi en son ve mükemmel teknikle donatılmalıdır. TPAO’ya tez elden yeni ve 6000 metreye inebilen sondaj makinaları alınmalıdır.
- En büyük faktör ihtisas sahibi, çok iyi yetişmiş personeldir. Yani insan faktörü. Üniversitelerden başlayarak jeolog, jeofizikçi ve petrol mühendisleri teorik olarak çok iyi yetiştirilmeli, fakat mutlaka arazide pratik olarak istihdam edilmelidirler.
- Hepsinden önemlisi de uzaydan (uydu) arama metodlarının bir an önce kullanılmasını sağlamaktır.
- TPIC denen bataklık hemen kapatılmalıdır.
- Petrolün kesin varlığı bilinen yerlerden başlamak üzere ivedilikle binlerce kuyu açılmalıdır.

ALINTIDIR. (Aksiyon dergisi, Dr. Ümit EMRE)
 

darkmoon

Banlanan Kullanıcı
Bilgi Girilmemiş
Katılım
29 Ocak 2009
Mesajlar
6,668
Tepki puanı
0
Puanları
0
Siteyi ziyaret et
:D abiya aksiyon dergisi yapma :):)
 

blucerchiati

Kayıtlı Kullanıcı
Bilgi Girilmemiş
Katılım
2 Eki 2010
Mesajlar
624
Tepki puanı
0
Puanları
0
Siteyi ziyaret et
ne ucuz benzini ya. full gibi bişey yaparlar seçimden sonra fiyatlar normalle aynı olur. size mantıklı geliyor mu ucuz satmaları? şahsen bana hiç akılcı gelmiyor harbi reklam kokan hareketler hesabı bu işler... belediye adı altında bi güzel kurar istasyonları birer birer.. sonra güzelcene devralırr hoppala paşam malkara keşan :D
 

ESEN_26

Kayıtlı Kullanıcı
26-Eskişehir
Katılım
21 Tem 2009
Mesajlar
774
Tepki puanı
0
Puanları
16
Yaş
44
Siteyi ziyaret et
Oy lazım normaldir bu tür haberler..
 
Üst