Motor elemanları.

Kunteper Canavarı

Kayıtlı Kullanıcı
Bilgi Girilmemiş
Katılım
1 Ağu 2006
Mesajlar
5,146
Tepki puanı
0
Puanları
0
Siteyi ziyaret et
MOTOR ELEMANLARI

Silindir kapağı

Silindir kapağı , Motor bloğu'nu arasına silindir kapak contası konularak üstten kapatacak şekilde imal edilen motor parçasıdır. Silindir kapağı üzerinde emme manifoldu , egzost manifoldu ve bujiler bulunur. Supap sistemine de yataklık etmektedir. Otomobil motorlarında genelde tüm bloğu kaplayan bir tane silindir kapağı bulunmaktadır. Büyük motorlarda ise her silindirin kendi silindir kapağı vardır.
Silindir kapak contası , silindir kapağı ile motor bloğu arasındaki sızdırmazlığı sağlayan elmandır. Silindirlerin bulunduğu blok ile kapak arasına konulan ince, sıcaklığa dayanıklı bir elemandır. Motor harareti aşırı yükseldiğinde ilk olarak bu conta yanar. Conta yanarsa silindir yanma odasına soğutma suyu girer, hararet devam ederse kapak çatlar.
Piston, bir silindir içine hassas olarak uyarak ileri-geri hareket eden silindirik veya disk şeklinde parça. Motor, pompa ve kompresör gibi makinalarda silindirden dışarı uzanan (biyel) piston koluna bağlı olarak kullanılır.
Tarihi [değiştir]

Eldeki bilgilere göre M.Ö. 200 veya M.S. 200 sıralarında piston, Bizanslı Phito, Aleksandrialı Ctesibius ve Hero tarafından tasarlanmıştır. Fakat genel olarak kullanılması verimli madenlerden su tahliyesi için kullanıldığı 1550 yılına kadar gerçekleşmedi. 1712 senesinde Thomas Newcomen, pistonu ilk defa buhar makinasında kullandı. Bugün pistonun, motor silindirlerinde ve pistonlu pompalarda geniş bir kullanma sahası bulunmaktadır.
Görevi [değiştir]

Bir otomobil motorunda yakıt-hava karışımı silindir içinde ateşlendiğinde genişleyen gazlar pistonu aşağıya iterek piston koluna (biyel) bağlı olan krank milini döndürür. Bir buhar makinasında, yüksek basınçlı buhar silindirin bir ucundan girerek pistonu iter. Bu ilerleme hareketi pistona bağlı krank-biyel mekanizması yardımıyla dönme hareketine çevrilir. Bir pompada piston elle veya bir makina ile hareket ettirilerek su veya sıvıların hareket ettirilmesinde veya yükseğe basılmasında kullanılır. Bir kompresörde makina veya motor pistonu çalıştırarak silindir içindeki hava veya diğer gazların daha yüksek bir basınçta sıkıştırılmasını sağlar.
Yapısı [değiştir]

Piston, yapı itibariyle gövde, sızdırmazlığı sağlayan segmanlar ve biyel ile bağlantıyı sağlayan mafsaldan meydana gelir. Gövde ve segmanlar, patlamalı motorlarda yüksek sıcaklıklara dayanması için alaşımlı çelikten yapılır. Segmanlar makina ve akışkanın cinsine ve sıcaklığına göre kenevir, keçe, dökme demir, çelik, bronz, kösele ve kauçuktan yapılabilir. Hidrolik cihazlarda sızdırmazlığı sağlamak için kauçuk ve köseleden yapılan segmanlar kullanılır. Pistonlarda en önemli problem bunların gövde ve segmanlarının aşınmasıyla sızdırmazlıklarını kaybetmeleridir. Bu sebeple bilhassa yüksek basınçta çalışan motor pistonlarının silindirine sürtünen yüzeyleri iyice işlenip parlatılarak ısıl işlemle sertleştirilir.
Piston segmanı , İçten yanmalı , 4 zamanlı ve 2 zamanlı motorlarda silindir bloğu içinde hareket eden piston ya da pistonların üzerine açılmiş sekman kanallarının içinde çalışan gri dökme demirinden ya da çelik alaşımlarından yapılan halka biçimindeki parçalardır. Segmanlar, sıkıştırma zamanı sırasında silindir içerisine alınan havanın kartere sızmasını engelleyerek kompresyonun oluşmasını sağlar. karterdeki yağın ve havanında silindir boşluğuna sızmasını engeller. Genel olarak motorlarda kompresyon segmanı ve yağ segmanı olmak üzere 2 çeşit ve 3 adet segman bulunur. Segmanların otomobil kullanılmaya başladıktan belli bir süre sonra aşınması veya tahrip olması durumunda silindir bloğu içine sızan motor yağı benzinle karışarak yanar ve motor yağ eksiltir, çevre kirliliğine sebep olur. Sıkıştırma zamanı esnasında sızdırmazlığı tam sağlayamayan sekmanlar motorun performansının düşmesine neden olur.
Krank mili, eksantirik bir mildir ve pistonların yaptığı doğrusal hareketi dairesel harekete çevirir.
Krank mili genellikle dövme yöntemi ile üretilir ve biyel kolunun çalışacağı bölgeleri talaşlı imalatla hassas bir şekilde işlenir. Krank mili malzemesi çeliktir. Krank miline yataklık eden kaymalı yataklar (krank mili yatağı) ise mikrokaynamaları engellemek için pirinçten yapılır.
Krank milinin yağlaması ise biyel kollarının karterdeki yağa çarpıp onu sıçratması sonucu yapılır.
Volan
Krank miline bağlı krankın hareketi ile direkt dönen ve ataleti ilede motor hareketinni devamlılığını sağlayan büyük silindirik dişli.
Çoğu modelde marş sistemi için gerekli ilk hareket marş dinamosu ile volandan verilir.
Kam mili hareketini triger kayışı ya da zincir ile alır. Motorda görevi emme ve egzoz supaplarının zamanında açılmalarını sağlamaktır.

Hava filtresi, motorun yakıtı tepkimeye sokma işlemi için ihtiyaç duyduğu oksijeni(O²) içeren havayı dışarıdan soğuran parçadır. Hava filtresi aynı zamanda dışarıdan gelen havayı temizleme görevini de üstlenir. Hava filtresinin motor için sağladığı hava her zaman yüksek verim sağlamayabilir. Bu durumun başlıca sebeplerinden biri hava filtresinin temizleme görevini düzgün bir şekilde yerine getirememesidir. Bir diğer sebebi ise hava filtresin, motorun çalışmasıyla kaput içinde oluşan sıcak havayı kullanmasıdır. Bu iki durumda da motorda performans kayıpları görülür. Böyle bir sonuçla karşılaşılmaması için hava filtresi, kaput içerisinde, soğuk havayı alabileceği en uygun yere yerleştirilmelidir. Yüksek güç üreten motorlarda dışarıdan soğuk hava almaya yönelik hava filtresi kiti kullanımı sıkça görülür.
Karbüratör, patlamalı motorlarda, motorun silindirlerinde yanacak benzin-hava karışımını sağlan aygıt.
Pistonların silndirdeki emiş gücüyle emilen hava, karbüratörün içinden geçerken bir miktar benzini de beraberinde sürükleyerek onu buharlaştırır ve oluşan gaz karışımı silindirlere girerek bujilerden saçılan kıvılcımla ateşlenir.. Karbüratör, emilecek havayı ve karışacak benzinin oranını ek düzeneklerle otomatik olarak ayarlar.
Yakıt tankı, motorunun çalışması için gerekli olan enerjiyi sağlamak amacıyla kullanılan yakıtın konulduğu tanklara denir. Yakıt tankları, çok küçük boyuttaki bir çakmak gibi plastikten olacağı gibi Uzay mekiği dış yakıt tankı gibi çok büyük olabilir ve bir çok değişik malzemeden üretilebilir.

Bir petrol rafinerisindeki büyük yakıt tankları
Basit bir yakıt tankı aşağıdaki sistemleri içermektedir:
Dolum (Yanıt tankı güvenli bir şekilde doldurulabilmelidir)
Yakıtın saklanması (sistem kaçak ve buharlaşmaya karşı güvenli olmalıdır)
Ölçüm (Tankta kalan yakıt miktarı ölçülebilmeli ya da gözlemlenebilmelidir)
Havalandırma (Eğer yüksek basınç koruması sağlanmamışsa, buharlaşma mutlaka valfler - vanalar- aracılığıyla salınmalıdır)
Motoru besleme (Bir pompa yardımıyla)
Otomotiv [değiştir]

Arçlar için ve özellikle de arabalar için araç içinde kaplayacağı yer çok önemli olduğu için her tipteki rarç için değişik yakıt sitemleri tasarlanır. Hatta aynı model bir araba için bile değişik tipte yakıt sitemleri hem diesel hem de benzin kullanan motor tipine göre tasarlanabilir.
Otomobilllerdeki yakıt tankalrını yapmak için 2 teknoloji kullanılır:
Plastik Yüksek yoğunluktaki polietilen yakıt tankları. Bu teknoloji özellikle düşük emisyon oranı nedeniyle gün geçtikçe daha çok kullanılmaktadır.
Metal (çelik ya da alüminyum) yakıt tankları.
Enjeksiyon pompası , yakıt deposundaki yakıtı emerek enjektorlere yüksek basınçta pompalayan bir pompadır. Depodan 2 adet yakıt borusu çıkar. Yanma odasına giremeyen yakıt tekrar depoya döner. Direkt püskürtme ve çok noktadan püskürtmeli enjektörler vardır..
Common Rail , “tutuculu püskürtme” veya “ortak boru” anlamına gelen , dizel motorlarda kullanılan bir yakıt enjeksiyon sistemidir. Bugüne kadar kullanılan aynı türdeki sistemlere göre yakıt sarfiyatı , egzoz gazı emisyonu, çalışma sistemi ve gürültü oluşumunda daha üstün bir sistemdir. Direkt tahrik edilen blok veya tek pompalı sistemlerden farlı olarak Common-Rail’de basınç oluşumu ve püskürtme ayrılmaktadır. Geleneksel dizel direkt püskürtücüleri yaklaşık 900 bar’lık basınç ile çalışırken, Common-Rail Sistemi, yakıtı 1500 bar’a kadar yükselen bir basınç ile ortak bir boru üzerinden enjektörlere dağıtır. Elektronik motor kumandası, bu yüksek basıncı, motorun devir sayısına ve yüküne bağlı olarak ayarlar.
Püskürtmeyi, enjektörler üzerinde bulunan ve süratle anahtarlanabilen manyetik supaplar sağlamaktadır. Bu da püskürtmenin şekillendirilmesi, püskürtme miktarının ölçülmesi ve yakıt püskürtmesi bakımından yeni imkanlar sağlamaktadır. Ayrıca yine bu imkanlar sayesinde yeni sistemin mükemmel bir avantajı olan Pilot (ön) Püskürtme ortaya çıkmaktadır.
Pilot püskürtme, esas ana püskürtmeden önce oluşarak yakıtın yanmasına ilişkin çıkış oranlarını yüksek derecede iyileştirmektedir. Ön veya çoklu püskürtme, süratli manyetik supaplarına çok kere kumanda edilmesi ile oluşturulur. Böylece hem zararlı madde ve gürültü emisyonu hem de dizel motorlarının sarfiyat değerleri daha da azaltılmaktadır. Common-Rail sistemi, motorda önemli değişiklikler yapılmadan, kullanılan püskürtme sisteminin yerini alabilmektedir.
Basınç oluşumunun ve püskürtmenin ayrılmasına ilişkin tek şart, bir dağıtıcı boru (rail) ve enjektörlere giden borulardan oluşan, Yüksek Basınç Tutucusu’dur. Sistemin çekirdek parçası, manyetik supap kumandalı enjektördür. Püskürtme olayı, beyinden manyetik supaba giden bir sinyal ile başlatılır. Bu arada püskürtülen miktar, hem manyetik supabın açılma süresine hem de sistem basıncına bağlıdır. Sistem basıncını, yüksek basınçlı, pistonlu pompa oluşturmaktadır. Adı geçen pompa, düşük tahrik dönme momentleri ile çalışır, bu da pompa tahrikinin yükünü azaltmış olur. Basınç oluşumu için, binek otomobillerde distribütör tipi pompalar; ticari araçlarda ise sıra tipi pompalar öngörülmüştür. Common-Rail sistemlerinde, beyin, sensörler ve çoğu sistem fonksiyonları, başkalarında bulunan pompa-meme-birimi ve pompa-boru-meme gibi zamana bağlı tek pompa sistemleri ile eşittir. Common-Rail tekniği ile varılan gelişmeler duyulabilmekte ve ölçülebilmektedir. Ön püskürtme sayesinde bu direkt püskürtücü, ön yanma odalı motorun düşük gürültü seviyesi ile çalışırken aynı zamanda en katı egzoz gazı kurallarına da uymaktadır

Otomobil üreticilerinin common rail uygulamaları [değiştir]

Hyundai : CRDI Daimler-Chrysler : CDI Ford : TDCi Fiat : JTD Renault : DCi GM /Opel : CDTi Mitsubishi : DI-D PSA : HDI Toyota : D-4D MAN : D-20

Yanma odası , Motor silindiri'nin içinde pistonların hareket ettiği silindir şeklindeki boşluktur.Üst kısmı silindir kapağı ile kapatılır. Silindir kapağı içinde bulunan bujilerin ateşleme yapan kısımları yanma odası içindedir.
Akü
Elektrik enerjisini kimyasal enerji olarak depo eden, istenildiğinde bunu elektrik enerjisi olarak veren cihaz, akım toplar.
Akünün görevi marş motorunu, ateşleme sistemini, doğru akımla çalışan tüm devreleri, ışık ve alıcıları beslemektir. Benzinli motorlarda kullanılan 12 voltluk akü, birbirine seri olarak bağlanmış altı adet elemandan meydana gelmiştir. Genellikle her eleman içerisinde, yine birbirlerine seri olarak bağlanmış 4 adet pozitif, 5 adet negatif yüklü plakalardan meydana gelir. Bu plakalar, kurşun-antimuan alaşımı petek üzerine, aktif maddelerin sıvanarak fırınlanmasından oluşur. Pozitif plakalar aktif madde olarak, kurşundioksit içerir. Negatif plakalar aktif madde olarak, saf kurşun içerir. Bu tür plakalar arasına, kısa devreyi önlemek için plakaları izole eden seperatörler yerleştirilir. Seperatörler, plakalar arasındaki kimyasal tepkimeyi engellemeyecek şekilde çok küçük gözenekleri bulunan plastiklerden yapılır. Akünün içinde sülfirik asitle saf su karışımı olan elektrolit konulur. Karışımda %39 asit, %61 su vardır. Elemanlar arası seri köprülerle bağlanmıştır
Şarj dinamosu
Doğru akım motoru olup, kollektörü ve statör sargıları paralel çalışan bir jeneratördür. Dinamo aküyü şarj eder ve araçların elektrikli aletlerine gerekli akımı sağlar.
Endüksiyon bobini ya da ateşleme bobininin ateşleme için yeteri kadar kıvılcım perendesini kaydetmek ve ateşleme gerilimi üretmektir.
Aslı Akımın akmasıyla asli Şargı´ nin çevresinde manyetik bir alan oluşur.
Manyetik alan içinde kaydedilmiş olan manyetik enerji ateşleme bobininin ateşleme enerjisini tasvir eder.
Bu enerji ateşleme kıvılcımı şeklinde atasleme anında serbest bırakılır.
Bobinin içinde silindir şeklinde bir makara vardır. Onun için buna silindir-ateşleme makarasıda denir.
Madeni levhalardan oluşan demir çekirdek üstünde ikincil sargı bulunur. Onun üstündede birinci aslı sargı bulunur.
Ateşleme Bobininin icrasına göre aslı sargı 100 kere ile 150 kere arasında sarılmıştır. ikincil sargı ise 15.000 kere ile 30.000 kere arasında sarılmıştır.
Aslı sargı ile ikincil sargı arasında ortak bir temas noktası vardır. Her ikişide aynı nokta üzerinden harekete geçer.
Ateşleme Bobininin tatbikine göre aslı sargı için 0,4 öhm ile 0,8 öhm arasında değişen bir direnç tatbik edilir.
Aslı Akım gücünün 8 den 12 ampere e kadar olan akım gücü değeri vardır ve motorun çalışması için manşa basıldığında bu akım 20 öhm a kadar çıkar.
Distribitör, endüksiyon bobini tarafından meydana getirilen yüksek gerilimi uygun zamanda uygun bujiye göndererek yanmayı sağlar. Ayrıca motorun yüküne ve devrine göre avans verir.
Parçaları [değiştir]Platin: Motor çalıştığı müddetçe açılıp kapanarak endüksiyon bobininde manyetik alan meydana getirerek yüksek gerilimin oluşmasını sağlar. Kontak anahtarı, motor çalışmadan açık unutulursa platin yanar.

Meksefe (Kondansatör): Platin, açılıp kapanırken platinin meme yapmasını önler. Eğer platin meme yapmış ise kondansatör (meksefe) arızalıdır.

Tevzi makarası: Distribitör orta kulesine gelen yüksek gerilimi dönerek uygun bujiye gönderir.


Buji, İçten yanmalı motorlarda yakıt-hava karışımını ateşleyen makina parçasıdır. Bujiler yüksek gerilimli elektriği iki elektrot arasından atlatarak kıvılcım oluştururlar. Silindir içinde basınç altında yanma noktasına yaklaşmış yakıt bu kıvılcım sayesinde ateşlenir. motorun "yanma zamanı" böylece gerçekleşmiş olur. Bujiler birçok çeşitte ve değişik tip motorlarda kullanılmak üzere farklı boyut ve özelliklerde üretilir. Genellikle 4 bölümden oluşurlar.
Alternatör
Alternatör mekanik enerjiyi alternatif akıma çeviren elektromekanik bir aygıttır. Çoğu alternatör bu işi yapmak için dönen bir manyetik alan kullanır. Aslında çoğu alternatif akım jenaratörü alternatör olarak adlandırılabilir fakat genelde hareketini içten yanmalı motorların sağladığı alternatif akım üreteçlerine bu isim verilir.
Çalışma Prensibi

Alternatörler doğru akım üreteçleriyle aynı mantıkla çalışırlar. Bir iletkenin etrafındaki manyetik alan değişince iletkende bir akım oluşur. Modern tipik bir alternatörde rotor denilen mıknatıslar demir cevherine sarılmış olan stator denilen sabit iletken sargıların etrafında dönerler. Mekanik enerjinin rotorları döndermesiyle iletkenler etrafındaki manyetik alan değişir ve elektrik akımı üretilmiş olur.
Rotorun manyetik alanı indüksiyonla (fırçasız jenaratörlerde), mıknatıslarla (genellikle çok ufak makinalarda) veya fırçalar yardımıyla aktarılacak bir akım ile elde edilebilir. Otomobillerde kullanılan alternatörlerde rotordaki manyetik alan her zaman fırçalar ile aktarılan akımla oluşturulur. Böylece rotordaki akım kontrol edilerek alternatörün oluşturduğu voltajın kontrol edilebilmesi sağlanır. Mıknatıs kullanan alternatörler ayrıca rotora akım vermek zorunda olmadıklarından daha verimlidir fakat mıknatısın maliyeti dolayısıyla büyüklükleri sınırlıdır. Mıknatısın manyetik alanı sabit olduğundan üretilen voltaj devir ile birlikte artar. Fırçasız alternatif akım üreteçleri genellikle otomobillerde kullanılanlardan çok daha büyük makinalardır. Fırçasız alternatörlerde alternatör çalışma prensibine göre ana ve ikaz sistemi olarak ikiye ayrılabilir. Ana sistemin hareketli kısmı olan ana rotor devir sayısına göre değişen sayıda kutuplardan oluşur. Rotordaki ana kutuplar çevirici makinanın devrinde döndürülür. Kutuplarda manyetik akının oluşması için doğru akım gereklidir. Ana kutuplara doğru akım ikaz sistemi tarafından verilir.
İkaz sisteminin çalışma prensibi ana sistemle aynı olmakla beraber kutup ve sargılar ters çevrilmiştir. Yani, ikaz sisteminde kutuplar hareketsiz olan ikaz statoru üzerinde, sargılar ise dönen ikaz rotoru üzerinde bulunur.
Ana statordaki bağımsız yardımcı sargılardan geçen akım voltaj regülatörüde doğrultularak, ikaz statorundaki kutup sargılarına verilir. Kutuplardan çıkan manyetik akıyı kesen ikaz rotoru üzerindeki bobinlerde üç faz alternatif akım oluşur. Alternatif akım, rotordaki döner köprü diyotlarda doğrultularak ana rotora(ana kutuplara) doğru akım olarak aktarılır.
Fırçasız alternatörlere yük uygulandığında, voltaj düşümü önlemek ve voltajı istenilen seviyede tutmak için voltaj regülatörü kullanılır.
Otomobil Alternatörleri

Otomobillerde kullanılan alternatörler aracın motoru çalışıyorken aküyü şarj eder ve diğer tüm elektrik sistemlerine enerji sağlar. Alternatörler, doğru akım elde etmek için gereken çeviriciye sahip olmadıklarından doğru akım üreteçlerine göre daha basit, hafif ve dayanıklıdırlar. Bu dayanıklıkları sayesinde daha yüksek hızlarda çalışabilirler, böylece otomobillerdeki altenatörler motor hızının iki katı hızda dönebilir, bu da alternatörün rölantideki çıkış gücünü artırır. 1960'lardan sonra yarı iletken diyotların ucuza bulunabilmesi ile birlikte otomobil üreticileri doğru akım üreteçleri yerine alternatörleri kullanmaya başladılar. Otomobil alternatörleri alternatif akımı doğru akıma çevirmek için akım düzelticileri kullanırlar. Dalgalanmaları düşük seviyede tutmak için otomobil alternatörlerinde 3 fazlı sargı kullanılmaktadır.
Günümüz otombillerinin alternatörlerinde voltaj düzenleyicisi bulunur. Tipik bir otomobil alternatörü manyetik alanı iletişim bileziği ile iletilen doğru akımla oluşturur. Manyetik alan akımı sabit stator sarımlarından alınan akımdan çok daha küçüktür, dolayısıyla büyük iletişim bilezikleri gerekmez. Mesela 70 amperlik bir doğru akım üreten bir alternatörün manyetik alanını oluşturmak için gereken akım 2 amperden daha küçüktür. Voltaj düzenleyicisi stator çıkışında sabit voltaj üretmek için manyetik alan akımını gerektiği gibi düzenler. Bir çok eski otomobilde manyetik alan sargıları kontak anahtarı ve şarj ikaz lambası üzerinden beslenir, kontak açık konumda ve motor çalışmıyorken ikaz lambasının yanmasının sebebi budur. Motor çalıştırıldıktan ve alternatör akım üretmeye başladıktan sonra, manyetik alan sargısı bir diyot tarafından alternatörün ana çıkışı ile beslenmeye başlar ve uçlarındaki voltaj dengelenmiş olan uyarı ışığı söner. Manyetik alan akımını sağlayan hat genellikle "uyarıcı hat" olarak adlandırılır.
Sistem oldukça basittir ve alternatörün 100 ampere (tipik bir otomobil 40-60 amperlik alternatörlere sahiptir) kadar akım taşıyabilen ana çıkış devresinde büyük anahtarlar gerektirmez. Sistemin bir kötü yanı, ikaz ışığı bozulduğunda veya uyarıcı hat koptuğunda manyetik alan sargısına akım ulaşamaması ve alternatörün güç üretememesidir. Fakat bazı alternatörler belirli hızlarda dönderildiklerinde kendi kendilerine uyarıcı akımı üretebilirler. Sürücü uyarıcı hattın koptuğunu motor çalışmıyorken yanan ikaz lambasından anlayabilir. Modern sistemler daha gelişmiş elektronik izleme sistemlerine sahiptir ve böyle bir problemde sürücüyü uyarırlar.
Ağır iş makinalarında ve acil durum araçlarında kullanılan alternatörler 150 amper kadar üretebilir. Çok az ışığı ve elektronik sistemi olan eski araçlar ise sadece 30 amperlik bir alternatöre sahip olabilir. Hibrid otomobiller, alternatör ve marş motorunu birleştirerek her iki görevi de üstlenen bir motor/jenaratör kullanır. Bu motor/jenaratör hem içten yanmalı motorun çalıştırılmasını sağlar, hem hızlanma için fazladan güç sağlar, hem de sabit hızda sayrediyorken aracın yüksek kapasiteli akülerini şarj eder. Bu cihazlar kontrol için yukarda bahsedilen basit alternatörlerden çok daha gelişmiş elektronik sistemlere sahiptir.
Marş motoru otomobillerde ilk hareketi sağlayan parçadır.Araçta marşa basıldığı anda marş motorunun dişlisi ile krank miline bağlı volan dişlisi birbirine geçerek marş motorunun oluşturduğu dönme kuvveti, volan dişlisi aracılığı ile krank miline aktarılır. Böylece motora ilk hareketi verilmiş olur. Marş motoru yapı itibariyle, elektrik motorudur ve beslemesini akümülatör sağlar.
Kontak anahtarı, bir aracın elektrik sisteminin kontrol edilebilmesine imkân tanıyan eleman.
Durumları

Kontak anahtarı iki pozisyonda çalışır;
Kontak anahtarı 1. pozisyonda alıcılara elektrik akımı gönderir.
En önemli pozisyonu ikinci pozisyonunda ateşleme sistemine akım gönderir. Bu pozisyonda kontak anahtarı açık unutulmamalıdır. Unutulursa endüksiyon (ateşleme) bobini ısınır ve yanar.
Platin, motor çalışırken kontak anahtarı üçüncü pozisyona getirilmelidir. Üçüncü pozisyon yaylıdır. Bu durumda marş dişlisi volan dişlisine hareket vererek motoru çalıştırır. Motor çalışmaz ise kontak anahtarı bu pozisyonda 10-15 sn'den fazla tutulmamalıdır. Aksi halde akü boşalır.
Yağı karter (yağ deposu)'den alarak basınçlı bir şekilde yağ kanallarına ve buradan hareketli parçaların üzerine gödermeye yarar. Yağ pompası hareketini eksantirik kam milinden alır.
Yağ soğutucusu ; çok düşük veya çok yüksek devirlerde uzun süre çalışan motorların yağlarını soğutmak için kullanılan yağ soğutucu radyatörlerdir. Motor yağları ısındıkça sürtünme katsayıları düşmekte buna parelel olarak da yağlama özelliklerini yitirmektedirler. Yağ soğutucuları bu olumsuzluğun önüne geçmek için kullanılmaktadır.
Karter, içten yanmalı motorlarda motorun alt kısmında bulunan yağ tankıdır. Krank milini dışarıdan gelebilecek darbelere karşı korur.

Motor yağı, motorlu taşıtlarda motorun çalışan parçaları arasında kaygan bir yağ tabakası oluşturarak sürtünen yüzeylerin aşınmasını önler. Ayrıca motorun içinde çalışan parçaları temizler.
Antifiriz
0 derece ve altında radyatör suyuna katılarak suyun donmasını önleyen kimyasal madde.
Antifriz radyatörü ve soğutma sistemini pas ve korozyondan korumak amacıyla da kullanılmaktadır. Donma noktası -12 derece olan saf antifriz, su ile karıştırıldığında donma noktası -65 dereceye kadar düşürmektedir. Ancak su oranı veya antifriz oranı arttıkça donma noktası düşmektedir.Bu nedenle doğru miktarda su ile karıştırılması önemlidir. Su oranı %70'i aşarsa donma %30'un altına düşmekte ve hararet tehlikesi baş göstermektedir. Antifirizin ısıyı taşıma özelliği suya izafi olarak daha az olduğundan düşük ağırlığın önem arz ettiği uygulamalarda daha da az kullanılır.
Türkiye iklim koşullarında maksimum koruma için % 33 ila % 50 arasında antifriz kullanımı tavsiye edilmektedir. Karışım yaparken sert sulardan kaçınılması gerekmektedir. Çünkü sert sular antifrizin içindeki koruyucu katıkların etkisini azaltmaktadır. Bu nedenle musluk suyu yerine yumuşatılmış ve distile edilmiş su kullanılmalıdır. "Antifriz eklenmesi veya değiştirilmesine bomometre ile ölçüm yapıldıktan sonra karar verilmemelidir Bomometre cihazı, sadece karışımdaki etilen glikol miktarını ölçmektedir ve formülündeki koruyucuların durumu hakkında bilgi vermemektedir. Dolayısıyla bomometre, antifrizin soğutma sistemini koruma gücünü ölçememektedir. Bütün antifrizler birbirlerinin aynısı değildir çünkü, piyasadaki antifriz ürünleri arasında büyük oranda kalite farkı vardır. OAT (organik asit teknolojisi) ile üretilen antifrizler içeriğindeki katıkların kimyasal özellikleri sayesinde hem daha uzun ömürlüdürler hem de aşınmaya karşı daha iyi koruma sağlarlar. Genel maksatlı antifrizler normalde yılda bir defa, ekleme yapılmadan değiştirilir. Gelişmiş antifrizler ise daha uzun ömürlü olduklarından 3 yıla kadar kullanılabilmektedir
Termostat, sıcaklığı istenen ölçüde sabit tutabilen bir tür kontrol sistemi. Sıcaklıktaki değişim, termostattaki duyarlı bir parçaya tesir ederek bunun elektrik veya basınç sinyali göndererek bir ısıtma veya soğutma sistemini kontrol etmesini sağlar. Termostat binalarda, su ısıtmalarda, fırınlarda, elektrik ütülerinde, otomobil radyatörlerinde ve önceden belirlenen sabit sıcaklığın gerekli olduğu cihazlarda kullanılır.
İlk çift metalli sıcaktan etkilenmiş olan termostat, 1726'da saatin çeşitli sıcaklık şartlarında çalışması sırasında hassasiyetini korumak için kullanılmıştır. Termostat kelimesiyse 1830'da, çift metal şeridin sıcaklıkta farklı uzamadan dolayı bükülüp, ısıtma ve soğutma sistemlerini kontrol etmesinde ortaya atılmıştır. Değişik termostat türleri ortaya çıkmasına rağmen, geliştirilmiş çift metal şeritli termostatlar günümüzde yaygın olarak kullanılmaktadır. Diğer bir tür genleşme katsayısı düşük bir çubukla genleşme katsayısı yüksek bir tüpün birer uçlarının birleştirilmesinden meydana gelir. Tüpteki kısalma çubuğun serbest ucunun hareket edip, bir vanayı veya bir elektrik düğmesini kapatmasını sağlar. Değişik bir türse, kolay buharlaşan bir sıvının sıcaklığa bağlı olarak değişik basınç meydana getirmesiyle çalışır. Buzdolaplarındaki termostat bu tiptendir.
Egzos manifoldu
Silindir içindeki yanmış gazın çıkış borusudur. Genelde 4 adet silindirden çıkan boru birleşir ve katalizöre girer. İşte silindir ile katalizör arası egzos manifoltudur. Bazı turbo modellerde manifold süperşarja bağlanır. Egzoz gaz basıncı süperşarjın pompasını çalıstırır. Süperşarj da temiz hava emerek bu havayı sıkıştırarak yanma odasına yollar.
Katalitik konvertör, ya da katalitik dönüştürücü, motorların egzozlarındaki (dışarı verdikleri gaz) çevreye zararlı maddeleri daha az zararlı maddelere dönüştüren aygıt. En yaygın uygulaması otomobillerdedir. Bir katalitik konvertörün yaptığı, tam olarak yanmamış hidrokarbonlara ikinci bir yanma ve kirletici gazlara bir indirgenme ortamı sağlamaktır. Bu yanma ve indirgenme birtakım katalizörler (platin, palladyum ya da rodyum) kullanılarak yapılır. İkinci yanma işlemi motor dışında gerçekleştiğinden bundan işe dönüştürülebilir enerji elde edilmez.
Kimyasal tepkimeler [değiştir]

Üç yollu bir katalitik konvertörde aşağıdaki üç tepkime eşzamanlı olarak meydana gelir:
Karbon monoksitin yakılarak karbon dioksite çevrilmesi: 2CO + O2 → 2CO2
Azot oksitlerin azota indirgenmesi: NOx → O2 + N2
Yanmamış hidrokarbonların (yani yanmamış yakıtın) karbon dioksit ve suya dönüştürülmesi, yani yakılması: CxHy + nO2 → xCO2 + mH2O
Bu üç tepkime, dengeli çalışma noktasında, yani yakıt-hava karışımı ne zengin ne de fakirken dengededir. Fakir karışımla çalışılırken yukarıdaki ilk iki tepkime üçüncüsünden daha çok gerçekleşir. Zengin karışımla çalışılırken ise üçüncü tepkime diğer ikisinden daha çok gerçekleşir, yani karışımın zengin olması nedeniyle tam olarak yanamayan yakıt, katalitik konvertörde yakılır.
Turbo, motora atmosferik basıncın üzerinde hava vererek yani cebri doldurum yaptırarak daha küçük hacimli motordan daha yüksek güç alınmasını sağlatan, hareketini egzoz gazının dışarı çıkma basıncından alan bir çeşit pompadır. Türbin ve kompresör olmak üzere iki adet pervaneye sahiptir. Türbin eksoz tarafında, kompresör emme tarafında yer almaktadır. Egzoz gazının çıkma basıncıyla dönen türbin aradaki bağlantı milinin yardımıyla kompresör pervanesini döndürür. Bu sayede motor silindirine önemli ölçüde artan bir hava girişi sağlanır.
Turbo şarjlı motor larda turbonun sıkıştırması sonucu ısınan havanın soğutulması için kullanılan ek soğutucudur. Turbonun basıncını yükselttiği hava radyatöre benzeyen peteklerin içerisinden geçirilerek tekrar soğutulduktan sonra motora gönderilir.
Hava soğukken moleküller arası boşluk daha azdır yani birim hacimdeki molekül miktarı fazladır(Bkz.özkütle).Silindire verilen hava soğuk olduğunda silindirin içine daha fazla hava (oksijen) sığabilir ve bu şekilde volümetrik verim artırılarak daha fazla güç elde edilir.
Süperşarj, içten yanmalı motorlarda güç üretimini artırmaya yönelik uygulanan bir tekniktir.
Normalde bir pistonun pozitif yer değişimi sonucu silindir içerisine hava dolar ve bu hava sıkıştırılarak yanmada kullanılır. (bkz: Dört zamanlı motorlar) Silindir içerisine ne kadar çok hava gönderilebilirse üretilen güç o denli yüksek olur. Süperşarj tekniği de bu prensibe dayanır. Bu teknikte hava silidire gönderilmeden önce bir kompresör ile sıkıştırılır ve yüksek basınç sayesinde aynı hacimdeki silindir içerisine daha çok hava verilmiş olur.Sonuç olarak daha fazla yakıt yakılarak aynı motordan süperşarj sayesinde motor hacmini büyütmeden daha fazla güç elde edilmiş olur.
Süperşarj (yaklaşık olarak) "normalden daha fazla yüklemek" anlamına gelir.
 

astrax_35

Kayıtlı Kullanıcı
Bilgi Girilmemiş
Katılım
26 Şub 2007
Mesajlar
1,739
Tepki puanı
3
Puanları
0
Yaş
39
Siteyi ziyaret et
Hocam bu güzel paylaşım için teşekkürler...
 

Tanbaron

Kayıtlı Kullanıcı
Bilgi Girilmemiş
Katılım
10 Ocak 2007
Mesajlar
1,087
Tepki puanı
0
Puanları
0
Siteyi ziyaret et
paylaşım için teşekkürler.
yararlı bilgiler.
 

elpadre

Kayıtlı Kullanıcı
Bilgi Girilmemiş
Katılım
29 Nis 2008
Mesajlar
4,931
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
Siteyi ziyaret et
ellerıne saglık :D
 
Üst