Bi-Xenon olayı bambaşka bir şeymiş. :sulanma:
Kullanılan malzemeler:
Camının çıkarılmış ve çerçevenin ayrılmış hali. Kendi camında çizikler olduğu için bir ara aldığım sıfır Depo farın camını kullandım.
Projektör farın içine sığacak kadar kısa ampul kısmını kestim. Bunu yaparken kesme taşı makinesi kullandım. En küçük çaptaki taşla yapınca çok kolay işlem yapılabiliyor.
Işık dağılımı olmasın diye uzunların olduğu kısmı maskeleyip geri kalan her yeri zımparalayıp ve tinerle tüm boyayı iyice kaldırıp ısıya dayanıklı siyah sprey boyayla boyadım.
Kendi balastı fotoğraftaki olan. Ama direkt far soketinden çalışmadı. Aküden direkt bağlantı yapınca çalışıyor. Ben de kullanmakta olduğum Monza balastları bağladım. Bunlar far soketinden çalışabiliyorlar. Zaman olmadığı için böyle yaptım. Daha sonra röleyle aküden beslerim.
İşin doğrusu ışık demeti kesilme çizgisi için o kadar ayrıntılı uğraşmadım. Kesmeden önce halojeni duvara yansıttım. İşaretleme yaptım. Projektörü taktıktan sonra xenon'u yansıttım. Aynı yere denk geldi. Denk gelmesi de, projektörü farın içine sığdırınca, yanlarındaki vida delikleri tam tabana değince ve far reflektörü içindeki küçük kanal şeklindeki yansıtıcılarla doğrultusu aynı olunca yönü tam olarak tutuyor. Bir tek mercek ve duy kısmını aynı seviyeye getirmek kalıyor. O da olunca seviye hazır.
Projektörü deneme için taktıktan sonraki görüntü:
Deneme için taktıktan sonra mercek çerçevesini taktım. Çerçeve ve far tası arasında kalan boşluğu kapatmak için kağıttan kalıp çıkarıp ölçü aldım. Bunu geniş çaplı bir plastik su borusunun üzerine çizdim. Kesme taşı makinasıyla parçaları kestim. Üzerini zımparalayıp ısıya dayanıklı siyaha boyadım ve çerçevenin altına kırmızı silikonla yapıştırdım.
Ayrıca ışık sızmalarını önlemek için, iş yerinde de kullandığım yüksek ısıya dayanıklı, yapışkanlı alüminyum bant ile projektörün çevresini sardım. Hava akışı için küçük açıklıklar bıraktım. Bunu yaparken selenoidin mekanizmasına denk getirmemeye çalıştım.
Yerine montajlanmış hali:
Yerine montajlarken far tasına vida delikleri açtım. Buralara uzun cıvatalarla projektörü sabitledim. Böylece yerinden oynama olayını önledim.
Arka kısmı için de yine aynı bant ile sarıp sarmaladım. Açıkta kalan kısımları da kırmızı silikonla kapadım.
İşlem bitince bu kısmı far gövdesine oturttum. Projektörün arka kısmı kısaların deliğinin bir tarafına yakın ama değmeden geçti. Böylece far motoruyla yukarı aşağı oynamasında sürtme olayı yok. Sadece mercek çerçevesi far tası içine girmiyor, dışarıda kalıyor.
Farın dış çerçevesini takınca bu yüzden mercek çerçevesi sürtme yaptı. Farın dış çerçevesinin içe doğru kıvrımlı bir kısmı var. Burası sürttü. Ben de mercek çerçevesine denk gelen bu kısmını kesme taşıyla kesip merceğe yer açtım. Böylece far motoru çalışırken mercek çerçevesi herhangi bir yere sürtmüyor. Bizim farlar dar olduğu için çok zaman harcattıran şeyler.
Arka kısmı kapamak için önce kendi lastiklerini taktım. Projektörün arkası biraz yanda olduğu için lastikte açıklık kaldı. Burayı da kırmızı silikonla kapadım. Far motoru çalışırken lastik esnek olduğu için farın hareketi engellenmiyor.
En son olarak da siyah silikonu far gövdesine sıkıp camını kapadım. Camının tırnaklarını da yuvalarına geçirdikten sonra dıştan tekrar silikon sıkıp tüm boşlukları kapadım. Farları yerleştirdikten sonra uzunların kablosundan ek alıp selenoidin kablosuna bağladım. Bunlarda yön var. + - denk gelmeyince çekmiyor.
Herşey toplandıktan sonraki hali:
Mercekli Sis Farı
Hazır farlara girişmişken sisleri de mercekli yapayım dedim. Çünkü bu yuvarlak sisler karşıdaki sürücüye de ışık saçıyordu ve ne kadar ayar yapsam da bu engellenmedi. Mercekle kökten çözüm bulduk.
Merceğin çapı nerdeyse sis deliğine tam denk geldi. Arka kısmının uzunluğu da tamponda bol bol boşluk olduğu için problem olmadı.
Kullanılan Hella H3:
İlk sorun projektörün yuvaya girmesiydi. Bu haliyle 1 santimden fazla mercek dışarı çıkıyordu. Evde bulduğum mercek çapına tam denk gelen bir su borusu contasını merceğin etrafına taktım. Böylece mercek deliğin etrafına dayanıyor ve dışarı çıkmıyor.
Sonra projektörün etrafındaki tüm açıklıkları ısıya dayanıklı alüminyum bantla kapladım. Ampul kısmındaki açıklıkları da kırmızı silikonla tıkadım. Hava akışı için de üst tarafta küçük bir delik açtım.
Sis yuvasına sabitlemek için de kalın bir plastik kelepçe kullandım. Bu çok ısınan yerlere değmeden karşılıklı olarak projektörü öne bastırıyor. Dönmesin diye de bir kelepçeyle de yandan sabitledim.
Ampulü taktıktan sonra da farın kendi plastik muhafazasını takıp kelepçeyle sabitledim. Açıkta kalan yerleri de kırmızı silikonla kapadım.
Artık sisler aynı farlardaki gibi kesilme çizgisine sahip oldu. Böylece daha fazla ışık yola yansıtılıyor. Ama Merceğin yapısı farklı olduğu için aracın yanlarına doğru da geniş bir alanı aydınlatıyor. Tabii ki göz alma diye bir sorun artık yok. Sadece mercek dışa doğru konik olduğu için tampon ekinin bir kısmını da aydınlatıyor. Ama farklı bir görüntü oluşturdu.
Kısalar:
Uzunlarda ise halojenlerin rengi sırıtmıyor:
Sislerle:
Hepsi bir arada:
Duvar resimlerini daha sonra ekleyeceğim. Şu an yaptığım yer müsait değildi ve tam olarak ince seviye ayarını yapmadım.
Geçen gece yağmur altında 100km kadar yol gittim. Aydınlatma olarak eski H11 mercekten çok farklı. Direkt Xenon merceği olduğu için yola ışığın dağılımı tamamen homojen. Her yeri aynı aydınlatıyor. Ama uzunları yakınca ortalık gündüz gibi oluyor. Hele uzunlarla gelen varsa bir sellektörde anında kapatıyorlar. Eskiden Junyanlarda sellektör anlaşılmıyordu bile.
Bi-Xenon bambaşka bir şeymiş.
Kullanılan malzemeler:
- Bi-Xenon için Valeo D2S mercek
- Ampul olarak Forza D2S Tip 6000K Xenon Kit
- Mercek çerçevesi olarak Bosch orta boy çerçeve. (Mercedes C sınıfı çerçevesi.)
- Far gövdesi olarak kenara koyduğum orijinal Hella içi krom olan farlar
- Sisler için Hella H3 mercek. Ampul olarak zaten kullanmış olduğum Osram Night Breaker Plus H3
- Renk uyumu için uzun fara Photon 5000K HB3 halojen ampul
- Park olarak lensli T10 ampul, ama takarken bir tanesinin metal kısmını koparttık. Onun yerine şimdilik dışı mavi boyalı normal park ampulü. Ama lensli olanın ışığı baya kuvvetliydi.
- Siyah ve kırmızı silikon, ısıya dayanıklı alüminyum yapışkanlı folyo, ısıya dayanıklı siyah sprey boya.
Camının çıkarılmış ve çerçevenin ayrılmış hali. Kendi camında çizikler olduğu için bir ara aldığım sıfır Depo farın camını kullandım.
Projektör farın içine sığacak kadar kısa ampul kısmını kestim. Bunu yaparken kesme taşı makinesi kullandım. En küçük çaptaki taşla yapınca çok kolay işlem yapılabiliyor.
Işık dağılımı olmasın diye uzunların olduğu kısmı maskeleyip geri kalan her yeri zımparalayıp ve tinerle tüm boyayı iyice kaldırıp ısıya dayanıklı siyah sprey boyayla boyadım.
Kendi balastı fotoğraftaki olan. Ama direkt far soketinden çalışmadı. Aküden direkt bağlantı yapınca çalışıyor. Ben de kullanmakta olduğum Monza balastları bağladım. Bunlar far soketinden çalışabiliyorlar. Zaman olmadığı için böyle yaptım. Daha sonra röleyle aküden beslerim.
İşin doğrusu ışık demeti kesilme çizgisi için o kadar ayrıntılı uğraşmadım. Kesmeden önce halojeni duvara yansıttım. İşaretleme yaptım. Projektörü taktıktan sonra xenon'u yansıttım. Aynı yere denk geldi. Denk gelmesi de, projektörü farın içine sığdırınca, yanlarındaki vida delikleri tam tabana değince ve far reflektörü içindeki küçük kanal şeklindeki yansıtıcılarla doğrultusu aynı olunca yönü tam olarak tutuyor. Bir tek mercek ve duy kısmını aynı seviyeye getirmek kalıyor. O da olunca seviye hazır.
Projektörü deneme için taktıktan sonraki görüntü:
Deneme için taktıktan sonra mercek çerçevesini taktım. Çerçeve ve far tası arasında kalan boşluğu kapatmak için kağıttan kalıp çıkarıp ölçü aldım. Bunu geniş çaplı bir plastik su borusunun üzerine çizdim. Kesme taşı makinasıyla parçaları kestim. Üzerini zımparalayıp ısıya dayanıklı siyaha boyadım ve çerçevenin altına kırmızı silikonla yapıştırdım.
Ayrıca ışık sızmalarını önlemek için, iş yerinde de kullandığım yüksek ısıya dayanıklı, yapışkanlı alüminyum bant ile projektörün çevresini sardım. Hava akışı için küçük açıklıklar bıraktım. Bunu yaparken selenoidin mekanizmasına denk getirmemeye çalıştım.
Yerine montajlanmış hali:
Yerine montajlarken far tasına vida delikleri açtım. Buralara uzun cıvatalarla projektörü sabitledim. Böylece yerinden oynama olayını önledim.
Arka kısmı için de yine aynı bant ile sarıp sarmaladım. Açıkta kalan kısımları da kırmızı silikonla kapadım.
İşlem bitince bu kısmı far gövdesine oturttum. Projektörün arka kısmı kısaların deliğinin bir tarafına yakın ama değmeden geçti. Böylece far motoruyla yukarı aşağı oynamasında sürtme olayı yok. Sadece mercek çerçevesi far tası içine girmiyor, dışarıda kalıyor.
Farın dış çerçevesini takınca bu yüzden mercek çerçevesi sürtme yaptı. Farın dış çerçevesinin içe doğru kıvrımlı bir kısmı var. Burası sürttü. Ben de mercek çerçevesine denk gelen bu kısmını kesme taşıyla kesip merceğe yer açtım. Böylece far motoru çalışırken mercek çerçevesi herhangi bir yere sürtmüyor. Bizim farlar dar olduğu için çok zaman harcattıran şeyler.
Arka kısmı kapamak için önce kendi lastiklerini taktım. Projektörün arkası biraz yanda olduğu için lastikte açıklık kaldı. Burayı da kırmızı silikonla kapadım. Far motoru çalışırken lastik esnek olduğu için farın hareketi engellenmiyor.
En son olarak da siyah silikonu far gövdesine sıkıp camını kapadım. Camının tırnaklarını da yuvalarına geçirdikten sonra dıştan tekrar silikon sıkıp tüm boşlukları kapadım. Farları yerleştirdikten sonra uzunların kablosundan ek alıp selenoidin kablosuna bağladım. Bunlarda yön var. + - denk gelmeyince çekmiyor.
Herşey toplandıktan sonraki hali:
Mercekli Sis Farı
Hazır farlara girişmişken sisleri de mercekli yapayım dedim. Çünkü bu yuvarlak sisler karşıdaki sürücüye de ışık saçıyordu ve ne kadar ayar yapsam da bu engellenmedi. Mercekle kökten çözüm bulduk.
Merceğin çapı nerdeyse sis deliğine tam denk geldi. Arka kısmının uzunluğu da tamponda bol bol boşluk olduğu için problem olmadı.
Kullanılan Hella H3:
İlk sorun projektörün yuvaya girmesiydi. Bu haliyle 1 santimden fazla mercek dışarı çıkıyordu. Evde bulduğum mercek çapına tam denk gelen bir su borusu contasını merceğin etrafına taktım. Böylece mercek deliğin etrafına dayanıyor ve dışarı çıkmıyor.
Sonra projektörün etrafındaki tüm açıklıkları ısıya dayanıklı alüminyum bantla kapladım. Ampul kısmındaki açıklıkları da kırmızı silikonla tıkadım. Hava akışı için de üst tarafta küçük bir delik açtım.
Sis yuvasına sabitlemek için de kalın bir plastik kelepçe kullandım. Bu çok ısınan yerlere değmeden karşılıklı olarak projektörü öne bastırıyor. Dönmesin diye de bir kelepçeyle de yandan sabitledim.
Ampulü taktıktan sonra da farın kendi plastik muhafazasını takıp kelepçeyle sabitledim. Açıkta kalan yerleri de kırmızı silikonla kapadım.
Artık sisler aynı farlardaki gibi kesilme çizgisine sahip oldu. Böylece daha fazla ışık yola yansıtılıyor. Ama Merceğin yapısı farklı olduğu için aracın yanlarına doğru da geniş bir alanı aydınlatıyor. Tabii ki göz alma diye bir sorun artık yok. Sadece mercek dışa doğru konik olduğu için tampon ekinin bir kısmını da aydınlatıyor. Ama farklı bir görüntü oluşturdu.
Kısalar:
Uzunlarda ise halojenlerin rengi sırıtmıyor:
Sislerle:
Hepsi bir arada:
Duvar resimlerini daha sonra ekleyeceğim. Şu an yaptığım yer müsait değildi ve tam olarak ince seviye ayarını yapmadım.
Geçen gece yağmur altında 100km kadar yol gittim. Aydınlatma olarak eski H11 mercekten çok farklı. Direkt Xenon merceği olduğu için yola ışığın dağılımı tamamen homojen. Her yeri aynı aydınlatıyor. Ama uzunları yakınca ortalık gündüz gibi oluyor. Hele uzunlarla gelen varsa bir sellektörde anında kapatıyorlar. Eskiden Junyanlarda sellektör anlaşılmıyordu bile.
Bi-Xenon bambaşka bir şeymiş.
